BIST 10.471
DOLAR 32,77
EURO 35,09
ALTIN 2.457,99
HABER /  GÜNCEL

Manisalı'dan aşırı bir yorum

Prof. Manisalı son günlerin olay kitabı olan Kavgam'ın Türkiye'de best-seller olmasının nedenleri üzerine aşırı bir analiz yaptı. İşte Manisalı'nın aşırı yorumu...

Abone ol

Cumhuriyet Gazetesi yazarlarından Prof. Dr. Erol Manisalı, son günlerin olay kitabı Kavgam'ın Türkiye'de çok satması üzerine ilgi çekici bir tespitte bulundu. "Hitler, 'Kavgam' ve Bayrak Üzerine" başlıklı yazısında Manisalı, olay kitabı bakınız nasıl değerlendirdi:

- Önce Hitler 'in ''Kavgam'' adlı kitabına olan ''büyük talep'' tartışılmaya başlandı. Türkiye'de acaba insanlarda birdenbire Hitler ve faşizm hayranlığı mı doğmuştu da kapış kapış Hitler'in eserini (!) okumaya başlamışlardı?

- Oysa böyle bir olasılık kesinlikle geçerli olamaz. Çünkü Türkiye iktisadi ve siyasi olarak dışa bağımlı hale gelmiş ve eli kolu ABD ve AB tarafından bağlanmış durumda. Emperyalizm tarafından ezilen bir toplumda Hitler faşizminden söz etmek aptallık olur. Hitler'in işgal ettiği Polonya faşist olabilir mi?

Batı kapitalizminin iktisadi ve siyasi faşizmi altında ezilen benim insanlarım. Bir faşist aramak gerekiyorsa, elimizdeki projektörü Batı kapitalizminin işgalci politikalarına çevirmek zorundayız.

- O zaman aklımıza şöyle bir soru gelmeli; acaba insanlarımız ABD ve AB'nin faşistçe yaklaşım ve dayatmalarını daha iyi anlayabilmek için Hitler'in yayınlarına merak sarmış olamazlar mı? Önlerinde adı ''Kavgam'' olan koskoca bir eser (!) var. Bu kitaptan yakın geçmişi inceleyip, Bush yönetimini ve AB'nin bugünkü dayatmalarını daha iyi anlamak istemiş olmaları bana göre hiç de uzak bir olasılık değil.

- Öyle ya; dün Hitler, aklına esmiş, saçma sapan gerekçeler uydurarak Polonya'ya, Çekoslovakya'ya, Avusturya'ya girmiş. Bugün de ABD ve bazı Avrupalılar yine saçma sapan gerekçeler yaratıp Afganistan'a, Irak'a girmişler. Tıpatıp Hitler'in yaptığını yapmışlar. Şimdi insanlar kalkıp Hitler'in işgallerinin senaryosunu yazdığı Kavgam adlı eseri (!) okuyarak bugünkü neo-faşistlerin ne yapmak istediklerini anlamaya çalışıyorlar.

Ellerinde eski faşistin belgesi var; yeni faşistlerin (yeni liberallerin) anlaşılması için... Bundan güzel bir rehber olabilir mi?

Öyle ya; Afganistan ve Irak'tan sonra Suriye'yi, İran'ı işgali planlıyorlarmış. Ayrıca aynen Hitler'in Fransa'da, Avusturya'da yaptığı gibi ''bazı ülkelerde iç kargaşa çıkartıp yeni faşizmi (yeni liberalizmi) dayatmak istiyorlar. ''Gürcistan, Ukrayna ve Kırgızistan gözlerimizin önünde; böl ve yönet yöntemi uygulanıyor.

Haa Türkiye mi? Hiç merak etmeyin: ABD ve AB'nin gözünde biz örnek ülkeyiz. Keşke diğerleri de Türkiye gibi olsaydı. Bu kadar gürültü ve patırtıya hiç gerek kalmazdı.

Gelelim bayrak meselesine...
Mersin'deki ''karışık'' bayrak olayından sonra halkta Türk bayrağına sarılma ihtiyacı doğdu. Ben bu hadiseyi farklı bir yönü ile Senegal futbol maçından sonra yarı finale kaldığımız gün gözlerimle gördüm. Bütün İstanbul, zengini fakiri sokağa dökülmüş bayrağa sarılıyordu. Bu bir futbol hadisesi değildi. Ezilmiş, horlanmış bir toplumun ayağa kalkma, başını dik tutma hadisesiydi. Benim insanım tepkisini bugün yine bayrağa sarılarak gösteriyor.

- Yabancı şirketler piyasayı sarmış, ''liberaller'' gelip pazarı işgal etmişler.

- ABD'si, AB'si, IMF'si istiyor da istiyor. Lozan'ı tartışmaya açmışlar.

- Kafasını yabancıya karşı piyasada, siyasette, kültürde dikemiyor; misyonerler gelmiş etrafını sarmış.

Ne yapsın gariban, bula bula futbolu bulmuş.. acısını orada çıkarıyor.

Mersin olayları sonrasında insanların Türk Bayrağı'na sarılmalarının gerisinde ezilmişliğe başkaldırı var; Kuzey Irak'ta, Kıbrıs'ta olanlara başkaldırı var.

Benim insanım iktisadi olarak, siyasi olarak ezilmek istemiyor; bayrağa sarılarak verdiği mesaj bu.. ABD'nin ve AB'nin dayatmalarına karşı bayrağını gösteriyor:

Kanımın son damlasına kadar emperyalizme karşıyım diyor.

Bunu herkesin iyi okuması gerekir...

Yazı: Erol Manisalı
Kaynak: Cumhuriyet