BIST 10.176
DOLAR 32,20
EURO 35,08
ALTIN 2.468,89
HABER /  GÜNCEL

Kart kullanımında yasal boşluklar var

BDDK Başkanı Tevfik Bilgin Ankara Sanayi Odası Yönetim Kurulu toplantısına katıldı. Bilgin, kredi kartı çılgınlığını bu konuda kanuni bir tabanın bulunmamasına bağladı.

Abone ol

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, kredi kartları ile ilgili kanuni bir taban bulunmaması nedeniyle kullanımın çok yaygın olduğunu belirterek, ''Maalesef bir kısım tüketicilerde bunu kötü kullanmak eğiliminde, bu oran da giderek artmakta'' dedi. BDDK Başkanı Tevfik Bilgin Ankara Sanayi Odası (ASO) Yönetim Kurulu toplantısına katıldı. Bilgin, toplantıdan sonra gazetecilere açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı. Bir gazetecinin sorusu üzerine BDDK olarak daha az olumsuz olarak manşetlere çıkmak istediklerini söyleyen Bilgin, geçtiğimiz dönemde Fon'a alınan bankalar nedeniyle manşetlere çıkmamalarının mümkün olmadığını ama bundan sonra bankacılık sektörünün önünü açma konusunda yapacakları icraatlar ile gazete manşetlerine çıkmak istediklerini anlattı. Bilgin, kredi kartları ile ilgili bir soruya verdiği yanıtta ise kredi kartlarının kanuni bir tabanı bulunmamasına dikkat çekerek, şunları söyledi: ''Kredi kartlarının kullanımı çok yaygın. Maalesef bir kısım tüketicilerde bunu kötü kullanmak eğiliminde. Bu oranda giderek artmakta. Kredi kartı ile kredi kartını kapatan, ücretine rağmen oldukça yüksek limitler taşıyan, cüzdanında 5-6 tane kredi kartı taşıyan, tüketici kredisi alıp kredi kartı borcunu onunla kapatan, böyle çeşitli finansal tekniklere giren kullanıcılar var. Tabi bankalarımızda sokakta kredi kartı dağıtmakla, piyasa payını arttırmak gibi bir amaçla oldukça açılmış durumdalar. Biz iki tarafı da düşünerek (çünkü bir kamu kurumuyuz), iki tarafında menfaatlerini düşünmek durumundayız. Bunu bir yasal tabana oturtmak istiyoruz ve bunun için gayret gösteriyoruz. Hazırlamakta olduğumuz ve son noktasını koymadığımız, eleştirilere açacağımız taslakta bu anlamda bu yasal tabanı oluşturacaktır.'' HOLDİNG BANKACILIĞI Medya sahiplerinin, banka sahibi olması ile ilgili bir soruya verdiği yanıtta da Bilgin, hazırlanan taslakta bu konuda bazı düzenlemeler bulunduğunu kaydetti. Bir dönem Türkiye'de holding bankacılığının ekonominin gelişmesi ve reel sektörün büyümesi anlamında teşvik edildiğini çok iyi bildiklerini belirten Bilgin, ''Bu konuya önem verilmiş. Ama geçtiğimiz yıllar özellikle 1990-2000 arası bize şunu gösterdi; Holding bankacılığı getirdiği riskler itibariyle Türk bankacılık sisteminin yapısına uymamaya başladı'' dedi. Bundan dolayı ilgili taslakta holding bankacılığını sonlandırmaya veya sona erdirmeye yönelik bazı hükümlerin yer aldığını anlatan Bilgin, bu konudaki en önemli hükümlerden birinin bankaların mali olmayan iştiraklerinin oranının azaltılmasına ilişkin düzenleme olduğunu bildirdi. Bilgin, bu konuda da bir geçiş dönemi verildiğini belirterek, şunları kaydetti: ''Sadece bu hüküm değil, kanunun muhtelif maddelerinde finansal holding şirketleriyle, denetimle, konsolide denetimle ilgili maddelerde bir şekilde bizim amaçladığımız noktayı göstermekte. Neyi amaçladığımızı göstermekte. Bu anlamda sayın Başkan'ın (ASO Başkanı Zafer Çağlayan) holding bankacılığı yaklaşımı taslakta zaten kendini bulmuş durumda. Sahiplikle ilgili konu hepinizin çok sorduğu bir konu. Şu anda mevcut kanundaki ilkeler AB ilkeleriyle oldukça uyumludur. 4389 sayılı kanunda. Taslağımızda da büyük ölçüde eski kanundan yararlanılmıştır. Taslağımızda sahiplikle ilgili hükümleri internet sitemizde de görebilirsiniz. Hükümler oldukça açık.'' Banka sahipliği ile ilgili maddenin Meclis'te değişikliğe uğraması ile ilgili bir soru üzerine de Bilgin, bu konuda Meclis'te ne olup olmayacağını bilemeyeceğini belirterek, bunun Parlamento'nun kararı olacağını söyledi. Bilgin, ''Bizim taslakla ilgili yapacağımız işlemler Eylül ortasına kadar devam eder. Taslağı sevk ettikten sonra taslak bizimdir. Sonuna kadar savunuruz. Ama karar mercileri tabi ki yüce parlamentodur'' dedi. ''SAHİPLİKTE SON NOKTA KONMADI'' Sahiplikle ilgili konuda AB mevzuatı ile diğer ülkelerin uygulamalarının tarandığını ve ona göre bir taslak hazırlamaya çalıştıklarını belirten Bilgin, sahiplikle ilgili maddenin de bu taramalar sonucu oluştuğunu, üzerinde halen çalışıldığını ve bu konuda daha son noktanın konmadığını bildirdi. TMSF ile BDDK arasında bir iletişim kopukluğu olduğu yönünde eleştiriler bulunduğunun hatırlatılması üzerinde Bilgin, BDDK olarak TMSF'den tek farklarının mekan olduğunu söyledi. TMSF'nin İstanbul'da, BDDK'nın ise Ankara'da bulunduğunu onun dışında irtibat ve koordinasyonun iki kuruluş arasında olması gerekenden daha fazla düzeyde bulunduğunu belirten Bilgin, ''Çünkü bir çok işlem ya da iş koordineli bir şekilde gitmeyi gerektiriyor. Bu anlamda koordinasyon açısından herhangi bir sorunumuz yok. Artı Bankalar Kanunu'na koyduğumuz bir hükümle şu andaki taslakta bir eşgüdüm komitesi öngörüyoruz ve en az her ay TMSF ile BDDK'nın belli yöneticiler bazında toplantı yapması, konuları teker teker ele almasını öngörüyoruz. Tabi veri ve bilgi yönetiminin paylaşımını buna katmıyorum. Çünkü bunları paylaşmaya TMSF ile devam edeceğiz'' diye konuştu. Fon'a geçen bankalarda nasıl uzlaşmaya gidildiğine ilişkin daha ayrıntılı bilgi verilmesine yönelik bir soruya verdiği yanıtta da Bilgin, kendisinin aralık ayı başında göreve başladığını, aralık ve ocak ayında aynı zamanda Fon'unda başkanı olduğuna anlattı. Ancak ocak ayından itibaren yaklaşık 7 aydır Fon'un ayrı bir kurum ve ayrı bir yönetimi bulunduğunu söyleyen Bilgin, Fon'un tamamen bağımsız olduğunu söyledi. Bilgin, bu konunun TMSF Başkanına sorulması gerektiğini belirterek, ''Şubat'ın başından itibaren benim Fon'la ilgim sadece ortak konularımızdır. Sizin bahsettiğiniz konularda herhangi bir yorum, açıklama yapmam yetkilerimi aşmak olur'' dedi. Kredi Kuruluşları Kanun Taslağı'nın 181 maddeden oluştuğunu ve taslağın üçte biri gibi büyük bir bölümünün TMSF ile ilgili hükümleri içerdiğini söyleyen Bilgin, dolayısı ile taslağın hem BDDK'yı hem de TMSF'yi düzenleyen bir taslak olduğunu ve bu özelliğinden dolayı da iki sahibi bulunduğunu söyledi. Bilgin, ilgili maddelerin TMSF tarafından hazırlandığını onlara hiçbir müdahaleleri bulunmadığını da sözlerine ekledi.