BIST 10.890
DOLAR 32,18
EURO 34,89
ALTIN 2.470,67
HABER /  GÜNCEL

İstanbul'un çaresiz trafik polisleri.

Polisin nasıl ciddiye alınacağının da cevabını vermiş Uluç yazısında. Peki polis itibarını nasıl kazanacak?

Abone ol

Barbaros Bulvarı'nın girişi kazılıyor ve bu yüzden tam bizim gazeteye 100 metre kala trafik tek şerite iniyor. Böyle durumlarda trafik akışı, insanların birbirine saygılı olmaları ile sağlanır ki bu bizde yok, ya da orada görevli polisler yardımcı olurlar, uyanıklara göz açtırmazlar ve kilitlenmeyi önlerler. Bizde bu ikincisi de olmuyor. Her sabah buradan geçiyorum. Ya polis hiç yok. Ya da var, göstermelik. Çünkü işinin ne olduğunu da bilmiyor, çözümü de. Bu yüzden çaresiz. Şimdi Zincirlikuyu'dan sonra önce Gayrettepe çıkışı var, sonra E-5, sonra da Köprü.. Bu durumlarda en sağdaki şerit bu çıkışları alacaklarındır. Bunu herkes bilir. Trafik kurallarına ve birbirine saygılı vatandaşlar bu şeridi boş bırakıyorlar. Onların bu saygılı ve kurala uygun tutumu, uyanıklara fırsat veriyor. Genelde taksiciler ve minibüsler.. Hemen boş şeride dalıyor ve gidebildikleri kadar gidiyorlar. Gidemeyince, çıkış yolunu tıkıyor ve sağa dönerek rahat akacak trafiğe engel oluyorlar. Arkalarında birikme, korna olunca bu defa sola dalıp normal şeridinde efendi efendi giden vatandaşın üzerine yükleniyor, onu sıkıştırıyor, yol vermeye zorluyor ve başarılı olup öne geçiyor. Kaza olması işten değil. Kavga çıkması işten değil.. Orada bir tek polis var. Göstermelik.. Milletin polisi saymadığı burada her sabah kanıtlanıyor. Çünkü uyanık taksici, minibüsçü, hatta belediye otobüsçüsü polisi gördüğü halde sağ şeride dalıyor.. Ve polis de arkasından elini kolunu sallamak dışında bir şey yapmıyor. Soruyorum.. "Hangi birine yetişeyim" diyor.. Peşinden koşar, kenara alır, ehliyet ruhsat sorarsan yetişemezsin tabii.. Çünkü bunlar bir kişi değil ki.. Onlarca.. Sen biriyle uğraşırken, arkanda yığınla taksi ve minibüs ayni suçu işler ve geçer gider.. Peki yapılacak şey ne?. Batılı, iyi eğitilmiş polisin yaptığı.. Ceza meza yazmayacaksın.. Orada tam bir otorite olarak duracaksın. Bir defa duruşundan korkacak.. Sonra sağa giren uyanığa "Sağa devam et" işareti yapacaksın.. "Madem çıkış şeridine girdin, o zaman çık git.." Gitsin Gayrettepe'den, gitsin Şişli'den dönsün gelsin, işte en büyük ceza.. Her uyanığı, şeridin gerektirdiği yöne yollasan işi çözersin.. Yerinden bir adım kıpırdamadan, bir tek suçluyu da sektirmeden ve onlara tam anlayacakları dilden ceza vererek. O zaman çaresiz, o zaman zavallı, o zaman saygınlığını yitirmiş polis tablosu çizmez, "Otorite"nin ve "Düzen"in ne olduğunu gösterirsin. Ama benim polisim bu uygulamayı bilmiyor. Çünkü kimse öğretmemiş. Kimse göstermemiş, kimse denetlememiş.. Orada bir zavallı polis, çaresiz, önce bir iki çırpınıyor, sonra koyveriyor gitsin. Nöbeti bitsin diye kenara çekilip gölgede bekliyor. O zaman da millette ne polis saygısı kalıyor, ne polis korkusu.. Polisin, trafik polisinin önünde suç işlemek serbest oluyor. Bu da beni kahrediyor.. Sevgili Ali Kemal Hanlı kardeşim.. İstanbul trafiği artık senden soruluyor. Yardımcı olmak için her şeyi yapacağım.. Senden de bir ricam var.. Bir yere polis gönderiyorsan eğer, orada sorun, orada suç sıfırlanmalı. Bunu yapamayacağın yere hiç memurunu gönderme ki, polis küçük düşmesin. Vatandaşa, polise saygıyı, polisten çekinmeyi yeniden öğretemezsek eğer, İstanbul trafiğini adam başına bir polis çalıştırsak düzeltemeyiz.