BIST 9.722
DOLAR 32,56
EURO 34,84
ALTIN 2.435,29
HABER /  GÜNCEL

'Hayata Dönüş'te 'tutanak' yalanı

Jandarma, 'Hayata Dönüş' operasyonunda olay yeri tutanağına imza atan beş askerden üçünün personeli olmadığını öne sürdü.

Abone ol

Ölüm orucunu sona erdirmek iddiasıyla 12 yıl önce Bayrampaşa Cezaevi'ne düzenlenen 'Hayata Dönüş' adı verilen operasyonda 12 tutuklunun ölümü, 77'sinin yaralanmasıyla ilgili davada yeni bir skandal ortaya çıktı.

Jandarma, mahkemeye gönderdiği yazıda, operasyon günü hazırlanan 'Olay Yeri Tutanağı'ndaki beş askere ait imza ve sicil numarasından üçünün kendi personeli olmadığını yazdı. Oysa aynı jandarma altı yıl önceki Eyüp'te görülen bir diğer Bayrampaşa Davası'nda aynı tutanaktaki sicil numaralarının beş yüzbaşıya ait olduğunu bildirmişti.

Böylelikle, 'tutukluların alev silahları, zehirli şişeler ve uzun namlulu silahlar kullandıkları, kendi koğuşlarını ve arkadaşlarını yaktıkları ve birbirlerine ateş edip öldürdükleri' şeklindeki raporda sahtecilik yapıldığı ortaya çıktı. Tutanakta adı geçen emekli Yüzbaşı Zeki Bingöl, 'jandarmanın davayı sürüncemede bırakıp zamanaşımına düşürmek istendiğini' söyledi.

19 Aralık 2000'deki operasyon günü hazırlanan 'Olay Yeri Tutanağı'na göre 'koğuşlar tutuklularca alev makinesiyle yakılmış, bayan teröristler kendilerini topluca ateşe vermiş, birbirlerine ateş etmişlerdi'. Bu iddiaların yer aldığı tutanakta beş askerin sicil numarası ve imzaları vardı. Dönemin İstanbul Savcısı Ferzan Çitici ve Cezaevi Savcısı Fikret Ünalan için "İmzadan imtina edilmiştir" diye not düşülmüştü.

Altı yılda iki farklı yanıt
İşte bu tutanak operasyonla ilgili davanın görüldüğü Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden gündeme geldi. Avukatların talebi üzerine tutanakta sicil numaraları yazılı personelin kimlik bilgileri Jandarma Genel Komutanlığı'ndan soruldu. Yanıt, 27 Eylül 2011'de gönderildi. Sicil numaralarından ikisinin, Başçavuş Macit Sarıkaya ve Kıdemli Başçavuş Suat Aykan'a ait olduğu belirtilirken, diğer üç numaraya ilişkin, "Bu numaralara sahip muvazzaf ya da emekli personel bulunmadığı tespit edilmiştir" denildi. Yani, jandarma tutanağında imzası bulunan üç sicil numarasının gerçek dışı olduğu ortaya çıktı.

Oysa aynı tutanak, Eyüp 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen, tutukluların 'toplu isyan' iddiasıyla yargılandığı dava kapsamında 17 Haziran 2005'te sorulmuştu. İstanbul Jandarma Komutanlığı'ndan gönderilen yanıtta; tamamı yüzbaşı olan Zeki Bingöl, Ömer Arık, Hüseyin Pir, Ahmet Koçyiğit ve Ahmet Eş'in ismi verilmişti. Altı yıl sonra gelen ikinci yanıttaysa bu isimler yer almadı. 2005'teki tutanakta ismi bulunan emekli Yüzbaşı Zeki Bingöl, "Benim dışımda dört bölük komutanının ismi vardı. Niye saklıyorlar ki? Yasal bir görev değil miydi? 39 erin ismini veriyorsun, ayıptır! Amaç, davayı sürüncemede bırakmak ve zamanaşımına uğratmak" diye konuştu.

İlk değil
Bayrampaşa Cezaevi'yle ilgili soruşturma 2000 yılında başlamış, 10 yıl sürmüştü. Savcı Ali İhsan Demirel, 8 Mart 2002'de İl Jandarma Bölge Komutanlığı'na yazı yazarak operasyonun planlı olup olmadığını, hangi birliklerin nerede görev aldığını sormuştu.

Müdahalenin Ankara'daki Jandarma Özel Asayiş Komutanlığı'nca yapıldığı 2002 yılında anlaşılmış ancak JKÖAK savcılığı sekiz yıl boyunca oyalamıştı. JKÖAK'ın altı yıl önce, sorumlu diye gösterdiği üç isimden Kıdemli Çavuş Zafer Sabancı'nın yazıdan bir yıl önce şehit düştüğü, Uzman Çavuş Murat Çobanoğlu'nun iki yıl önce kuşkulu biçimde öldüğü, Üstçavuş Süreyya Yalçınkaya'nın da dört yıl önce TSK ile ilişkisinin kesildiği ortaya çıkmıştı. Böyle bir 'soruşturma' sonunda, 39 ere dava açılmıştı. Davanın bir sonraki duruşması 2 Aralık'ta...