BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  GÜNCEL

Haşim Kılıç CHP'ye fena yüklendi

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, üyeliğe seçilen Tercan'ın yemin töreninde konuştu.

Abone ol

İNTERNETHABER.COM- Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Prof. Dr. Erdal Tercan'ın yemin töreninde konuşan Haşim Kılıç, ana muhalefet partisini ve yüksek yargıyı hedef aldı.

Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Erdal Tercan'ın and içme töreni, Anayasa Mahkemesi Yüce Divan Salonunda yapıldı. Yargı reformu tartışmaları altında gerçekleşen törene Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan da katıldı.

BÜYÜK SAYGISIZLIK

Kılıç'ın gündeminde yargı paketine direnen CHP vardı. CHP'nin "yargı ele geçiriliyor, kuşatılıyor" iddiasına tepki gösteren Kılıç, "Yıllardır yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı örtüsü altında yüksek yargının içine düşürüldüğü durumu kimsenin savunacak mecali yoktur. Yargı organlarına yapılan seçimleri kimin seçtiği ya da kimin seçildiği gözetilerek bir yerleri ele geçirme planı olarak niteleme, demokrasi ahlakıyla bağdaşmadığı gibi yargı mensuplarına yapılan bir büyük saygısızlıktır" sözleriyle ana muhalefete yüklendi. 

PEŞİNEN REDDETME ALIŞKANLIKLARI

Kılıç daha sonra eleştiri oklarını hükümetin hazırladığı yargı reformu paketi için 'kaos olur' diyen Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'e yöneltti:

"Dün olduğu gibi bugün de yargı mensubu namusuna emanet edilen görevini onurla yürütmeye devam edecektir. Yüksek yargı organlarının değerli mensupları önerilen her çözümü kaos yaratır nitelemesiyle peşinen reddetme alışkanlığından vazgeçmelidir."

Yargıda reformun şart olduğunu söyleyen Kılıç, hem iktidara hem de yüksek yargıya uyarılarda bulundu. Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkının getirilmesini olumlu bulan Kılıç, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Yargı gücünü vesayete dönüştürerek bunu yargı bağımsızlığıyla meşrulaştırmanın hukuk devletinde yeri olamaz.  Yargının asli görevi gücü elinde bulunanları hukukun sınırları içinde çekmek, onların makul ve ölçülü davranmalarını sağlamaktır.

Yargının sorunları için önerilen çözüm yollarının konjönktürel dalgalanmalara değişen ve seçilen kişilerin kimliğine bağlı olarak sürekli revize edilmesi endişe ile izlenmektedir. Bu tutarsızlıkları sürdürenler adalet olgusuna beslenen güven duygusunu ortadan kaldırmaktadır.

UTANÇ TABLOSU

Adına karar verilen milletimiz karşı çıkılan çözüm önerilerinin yerine ne istendiğinin samimiyetle ortaya konulmasının ve bu utanç tablosunun ortadan kaldırılmasının beklentisi içindedir. 

YARGI REFORMU ŞART


Yargı sistemi yeniden oluşturulurken, iktidarın ve muhalefetin siyasi umut kapısı olmasına imkan verilmeden evrensel standartlara göre yapılmalı, adil bir yargı düzeni için reformlar hayata geçirilmelidir. Yargı sisteminde yaşanan olumsuzlukları giderecek bir yargı reformu yapılmadıkça hukuk devletinden söz edilme imkanı olmayacaktır."

ANAYASA MAHKEMESİ'NE BİREYSEL BAŞVURU HAKKI İÇİN NELER DEDİ? AYRINTILAR SONRAKİ SAYFADA

[PAGE]



Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, bireysel başvurunun itiraz, istinaf ya da bir temyiz yolu olmadığını belirterek, ''Anayasa Mahkemesi'nin 'süper temyiz makamı' biçiminde nitelendirilmesi bilgi eksikliğinden kaynaklanmıyorsa, bireysel başvuru yolunu etkisiz ve sonuçsuz bırakma gayretinin bir sonucu olarak değerlendirilmektedir'' dedi.

Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Erdal Tercan'ın ant içme töreninde konuşan Kılıç, dünyada, bireyleri bir araya getiren siyasi ve ideolojik ortaklıklar yerine dil, din, ırk farkı gözetilmeksizin hakları ihlal edilenlerin bir araya gelerek oluşturdukları sivil inisiyatiflerin ortaya çıktığını ve hak ihlalinin yarattığı bu ortaklık duygusunun gücü karşısında hiçbir engelin başarılı olamadığını ifade etti.

Kılıç, demokratik, laik bir hukuk devletinin kaderinin, hak ve özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılmasına bağlı olarak şekillendiğini dile getirdi. Yargı sürecindeki hak arama özgürlüğünün hayati önem taşıdığını vurgulayan Kılıç, yargı öncesi, yargı aşaması ve yargı sonrası için önerilen çözüm yollarının hukuk sınırları içinde tartışılması gerektiğinin altını çizdi.

OMBUSDMANLINLIK YÜKÜ HAFİFLETECEK

Haşim Kılıç, Anayasa değişiklikleri sonrasında uygulamaya geçecek olan ombudsmanlık sisteminin fiil ve işlemler yargıya intikal etmeden önce sorunların çözümünde kuşkusuz olumlu etkileri olacağını belirterek, ''Hak ihlallerinde yargı öncesi alternatif çözümlerin acilen çoğaltılması, yargının yükünü önemli ölçüde azaltacaktır'' dedi. 

Yargı süreci içinde en sorunlu aşamanın yüksek yargıda yapılan temyiz incelemesi olduğunun herkes tarafından bilindiğini ifade eden Kılıç, ''2010 yılında 20 bine yaklaşan, 2014 yılında 50 bini aşacağı tahmin edilen zaman aşımına uğramış dosya sayısı, bir türlü hayata geçirilemeyen bölge adliye mahkemeleri, yaşanan adli tıp ve bilirkişi faciaları, uzun süreli yargılama nedeniyle tutukluluk konusunda sınır getiriliyor görüntüsü altında 10 yılı 'makul süre' diye kabul eden usul yasaları, yüksek yargıda başsavcılıklar dahil temyiz incelemesi bekleyen milyonlarca dava dosyası adil yargılama konusunda Türk yargı sisteminin içinde bulunduğu durumu ortaya koyan kara bir bilançodur. Bu tabloyla mahkeme kapısında hak arayan vatandaşların vicdanlarını sakinleştiremezsiniz'' diye konuştu.

''ANAYASA MAHKEMESİ KANUN TASARISI HAKKINDA DEĞERLENDİRME YAPAMAM''

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Anayasa'nın 90. maddesinde temel haklar konusunda milletlerarası anlaşmalarla ulusal yasa arasındaki farklı düzenlemelerde uluslararası anlaşmaların esas alınacağına ilişkin kuralın imkanlarından halkın yoksun bırakıldığını belirterek, hem yerel mahkemelerin hem temyiz makamlarının bu kuralı uygulamamak için ciddi direnç gösterdiğini söyledi. Kılıç, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) adil yargılama hakkının ihlali konusunda Avrupa Konseyi üyesi 47 ülke arasında Türkiye'nin ilk sırada yer aldığına dikkati çekti.

Kılıç, yargı sisteminde yaşanan olumsuzlukları ortadan kaldıracak, özgürlük ekseninde yükselen uluslararası insan hakları uygulamalarını ulusal referansa dönüştürecek bir yargı reformu yapılmadıkça hukuk devleti ilkesinden söz edilemeyeceğini vurguladı.

Anayasa Mahkemesi'nin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun Tasarısında yer alan bireysel başvuruya ilişkin esas ve usullerin bazı yüksek yargı mensuplarınca eleştirilerek, tepkilerine neden olduğunu anımsatan Kılıç, ''Görüşülmekte olan bu yasa hakkında konumum gereği bir değerlendirme yapmam mümkün değildir'' dedi. Yanlış bilgi sonucu gerçeği yansıtmayan eleştirilere karşı dünyadaki uygulamalardan örnekler vermenin zorunlu hale geldiğini anlatan Kılıç, bireysel başvuruları karara bağlamak üzere 2 başkanvekili başkanlığında 4'er üyenin katılımıyla 2 bölüm oluşturulduğunu, en geç 2 yıl içinde şikayetlerin kabul edilmeye başlamasının öngörüldüğünü söyledi. Mahkemenin hazırlıklara hızla başladığını bildiren Kılıç, bireysel başvurunun hukuksal altyapısının oluşturulması için başta AİHM olmak üzere konunun uzun süredir uygulandığı Almanya, İspanya ve Güney Kore'ye yargıç gönderildiğini, hazırlanan raporların ilgili makamların takdirine bırakıldığını kaydetti.

''SÜPER TEMYİZ MAKAMI'' ELEŞTİRİSİNE YANIT

Bireysel başvurunun, kısmen farklılıklar gösterse de temel haklar esasında 40'tan fazla ülkede benzer şekilde uygulandığını belirten Kılıç, temel hak ve özgürlükleri güvence altına almanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne taraf devletlerin yükümlülüğüne bırakıldığını anlattı. Kılıç, temel hak ihlallerinin önlenmesinin öncelikle Türkiye'deki tüm idare ve yargı mercilerinin birinci görevi olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:

''Söz konusu hak ihlallerinin önlenmesinde bu kurumlar Anayasa Mahkemesi'ne göre daha etkin konumdadırlar. Anayasa'ya göre bireysel başvuru, temel hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiğini öne süren bireylerin tüm yargı yollarını tükettikten sonra başvurabilecekleri ikincil nitelikte olağanüstü bir kanun yoludur. Temel haklara ilişkin olmayan mahkeme kararlarının Anayasa Mahkemesi'nce incelenmesi söz konusu olamaz. Maalesef mahkeme kararlarının tamamının Anayasa Mahkemesi'nce denetleneceği gibi gerçekle hiçbir ilgisi olmayan bir izlenim yaratılmaya çalışılması üzüntüyle izlenmektedir. Bireysel başvuru, itiraz, istinaf ya da bir temyiz yolu değildir. İtiraz ve temyiz yolunda gözetilmesi gereken konular hakkında Anayasa Mahkemesi'nin inceleme yapması düşünülemez. Esasen Anayasa bunu açıkça hesaplamış olduğundan bu tür başvuruların incelenmeden reddedileceği açıktır. Anayasa Mahkemesi'nin 'süper temyiz makamı' biçiminde nitelendirilmesi bilgi eksikliğinden kaynaklanmıyorsa, bireysel başvuru yolunu etkisiz ve sonuçsuz bırakma gayretinin bir sonucu olarak değerlendirilmektedir. Temyiz incelemesinde kanunların doğru anlaşılması ve uygulanması gerekirken, bireysel başvuruda yargı kararının neden olduğu temel bir hakkın ihlali aranacaktır. Anayasa Mahkemesi'nin temel hak odaklı bu denetimi kendi uzmanlık alanına ilişkin sınırlı ve teknik bir nitelik arz etmektedir.''

Almanya Anayasa Mahkemesi'ne 2009 yılında 6 bin 308 bireysel başvuru yapıldığını, bu başvuruların 5 bin 782'sinin mahkeme kararlarına karşı yapıldığını, ancak 138 kararın hak ihlaline neden olduğu gerekçesiyle ihlal edildiğini anlatan Kılıç, İspanya'da ise bireysel başvuruya konu olan 6 bin 885 mahkeme kararından 59'unun hak ihlali nedeniyle iptal edildiğini söyledi. Kılıç, dünyadaki örneklerine bakıldığında bireysel başvuru sonucu yapılan incelemede hak ihlalinin saptanması halinde yargı kararının ya iptal edildiğini ya da hak ihlalinin sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılması için yargılamanın yenilenmesinin istendiğini anlattı. Haşim Kılıç, hak ihlalinin bu yollarla ortadan kaldırılmasına imkan olmaması halinde ise tazminata hükmedilebildiğini ifade etti.

Bireysel başvuruyu kabul eden Anayasa mahkemelerinin etkin denetim gerçekleştirmesi gerektiğini, aksi takdirde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bu yolu yok sayarak başvuruları kabul edeceğini belirten Kılıç, hak ihlallerini sadece tespit ederek, hiçbir sonuca bağlanmayan Anayasa Mahkemesi'nin anlamsızlığı ve etkisizliğinin açık olduğunu kaydetti. Kılıç, sözlerini şöyle tamamladı:

''Bireysel başvuru, tüm yargı organlarını kuşatarak, adil yargılama konusunda daha duyarlı davranmalarını sağlayacak önemli bir denetim yolu olacaktır. Getirilen bu olağanüstü kanun yolunun halkımızın ihlal edilen haklarına adil sonuçlar öngörerek, insanlık onurunu yücelteceğine olan inancımı bir kez daha belirtmek istiyorum. Hak ve özgürlükler artık evrenseldir. Onları derinleştirmek, tehditler karşısında savunmak Anayasa mahkemelerinin temel görevidir. Anayasa yargısının özü ırk, renk ve inancı ne olursa olsun insan olma ortak paydasına sahip herkesin onurunu yüceltmektir. Bu kutsal görevi başarıyla yürütebilmek ancak tarafsız ve adil kalmayı becerebilen yargıçların varlığıyla mümkündür.''

Kılıç'ın konuşmasının ardından Tercan yemin etti. Yemin eden Tercan'a kisvesini Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç giydirdi. Tercan daha sonra Cumhurbaşkanı Gül, TBMM Başkanı Şahin, Başbakan Erdoğan ve diğer protokolün tebriklerini kabul etti.

Törenin ardından Cumhurbaşkanı Gül ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç ile makamında bir süre sohbet etti.