Hakan Şükür’ün jübilesini Fenerbahçe yapsın
Kendi futbolcumuza değer vermeyi öğrenmeliyiz. Galatasaray yapmıyorsa, bunu Fenerbahçe yapabilir. Ama Semih’i de korumalı, gözetmeli, harcamamalı…
Yaz ayları geldiğinde tatildi, transferdi,
hazırlık dönemiydi, derken spor yönünden yaz sporları dışında her
zaman sakin bir dönem yaşarız. Sanırım gelecek yıl da öyle olacak
ama bu yıl dolu dolu bir yaz geçiriyoruz. Liglerin bitmesinin
ardından Dünya kupası maçları ile bir ayımız geçti. Ardından tenis
kupaları, şimdi atletizm şampiyonası ve çok yakında da Türkiye’de
yapılacak Dünya Basketbol Şampiyonası ile bu hareketli yazı
tamamlayacağız.
Hepsi birbirinden güzel ve heyecan verici
spor müsabakaları. Öyle ki, bizim takımların yeni sezon ilk maçları
bile yavan geliyor.
Flaş transferler
Beşiktaş’tan
Takımlarımız Avrupa kupalarında ilk elemeleri
oynamaya başladı ama ne lezzet var, ne de umut. Kötü maçlar
izliyoruz. Üstelik müthiş transferlere rağmen.
Galiba Beşiktaş’ın hakkını teslim etmek
lazım, en dikkat çekici transferleri onlar yaptı. İmza törenlerine
yirmi bin kişiyi getirmek kolay değil, Quaresma’nın imza törenine
yirmibirbin taraftar katıldı.
Transfer edilen ünlü isimler, yine müthiş
karşılama törenleri ile geliyorlar Türkiye’ye. Omuzlarda taşınan
futbolcular, kalabalıklar, övgüler, övgüler… Gelenler bu övgülere
layık mı, layık… Ama bizler, her zaman her konuda olduğu gibi
abartıyoruz da abartıyoruz işte. Gelenler de şaşırıyorlar ne
olduklarına. Çoğunu alkışlarla, törenlerle getiriyoruz, sonra bir
dövmediğimiz kalıyor gönderirken.
Başkalarına alkış, bizimkilere
vefasızlık
O ünlü futbolculara, teknik adamlara, hem
dünyanın parasını veriyor, hem de dünyanın ilgisini gösteriyoruz
da, kendi malımıza hiç mi hiç değer vermiyoruz.
Galatasaray’a Avrupa Kupası getiren
futbolcuların hali ortada. Onlara gösterilen vefasızlık had safhada
oldu. O takımın kaptanı Hakan Şükür, hem Avrupa gol kralı, hem Türk
futbolunun gelmiş geçmiş en önemli futbolcularından biri, hem de
yıllarca Türk milli takımının kaptanıydı. Futbolu bıraktı, kulübü
ona jübile bile yapmadı. Hangisi daha önemli, yurtdışından
tantanalarla gelip de hiçbir halt yemeden kovulanlar mı, yoksa
kendi çocuklarımız mı?
Türk futbolunda böyle olup bitenleri
düşünürken aklıma geldi, mesela bu Hakan Şükür’e Fenerbahçe bir
jübile yapsa, kendi futbolcularımıza vefalı olmayı, hem hepimize
hem de Galatasaray’a gösterse fena mı olurdu?
Çok güzel olurdu.
Yakışırdı
Fenerbahçe’ye.
Tüm Fenerbahçelilerin alkışları ile uğurlasak
Hakan Şükür’ü, ne güzel olurdu. Galatasaraylı taraftarlar da
doldururdu stadyumu, kaptanları için. İki takım taraftarlarını
dostça bir araya getirmek, fair play için de güzel bir örnek
olurdu.
Bunu gerçekten öneriyorum
Fenerbahçe’ye…
Hakan Şükür’e Şükrü Saraçoğlu’nda bir jübile
yapalım.
Hakan Şükür bir sembol, Türk futbolcusuna
değer verdiğimizi gösterelim.
Ama Fenerbahçe aynı özeni kendi
futbolcularına da göstermeli. Güiza’ya o kadar para ve imkan
sunarken, son birkaç senedir üvey evlat muamelesi yaptığı kendi
kaptanı Semih’e de değer vermeli, onu korumalı, gözetmeli,
harcamamalı.