BIST 10.392
DOLAR 32,50
EURO 34,89
ALTIN 2.409,89
HABER /  GÜNCEL

Gözyaşının adı Kerbela oldu

Bir kaşık suya hasret giden Hazreti Hüseyin'in şehit edildiği uğursuz Kerbela çölü başta Halkalı olmak üzere İstanbul'un çeşitli ilçelerinde törenlerle anıldı.

Abone ol

İstanbul’da yaşayan Caferiler, Hazreti Hüseyin’in Kerbela’da şehit edilmesinin 1365. yıldönümü nedeniyle düzenlenen anma töreninde bir araya geldi. Bu yılkı törenlerin Caferiler için ayrı bir önemi vardı. Zeynebiye Gençlik Tiyatrosu’nun sergilediği, 700 kişinin rol aldığı "Mazlumun Dini Sorulmaz" adlı oyunla Caferiler, "en çok oyuncunun yer aldığı açık hava gösterisi" dalında Guinness Rekorlar Kitabı’na aday oldu. Caferiler, sabahın erken saatlerinden itibaren Halkalı’daki Aşura Meydanı’nda toplanmaya başladı. Hazreti Hüseyin ve beraberindeki 71 kişinin Kerbela’da şehit edilmesinin yıldönümü nedeniyle düzenlenen anma törenine, yaşlısından gencine on binlerce Caferi’nin yanı sıra Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, Iğdır Milletvekili Prof.Dursun Akdemir, Prof. Dr Orhan KuralKüçükçekmece Kaymakamı Osman Ebiloğlu, Belediye Başkanı Aziz Yeniay da katılarak birer konuşma yaptılar. Kadınların ve erkeklerin ayrı ayrı yerlerde toplandığı siyah giyilen törenlerde, çocuklar da gösteriye hazırlanmıştı. Polis ekipleri de katılımın yoğun olduğu anma töreni için bölgede yoğun güvenlik önlemleri aldı. Zeynebiye Gençlik Tiyatrosu, 700 kişinin rol aldığı "Mazlumun Dini Sorulmaz" adlı oyunla "en çok oyuncunun yer aldığı açık hava gösterisi" dalında Guinness Rekorlar Kitabı’na aday oldu. Halkalı’daki Aşura Meydanı’nda, Hilal Mahmudoğlu Hasanov ile Kasım Alcan’ın yönetmenliğini yaptığı ve 700 amatör oyuncunun rol aldığı oyunun provası, 350 metrekarelik doğal kum sahnede elverişsiz hava koşullarına rağmen gerçekleştirilmişti. Hazreti Hüseyin’in Kerbela’da şehit edilişini anlatan oyun binlerce Şia’yı gözyaşlarına boğdu. BAHÇELİEVLER Muarrem ayının onbirinci günü olan Aşure gününde Bahçelievler Belediyesi ilçe sınırları içinde, 5 ayrı noktalarda aşure dağıttı.belediyenin hazırladığı kaseler dolusu Aşureleri, Belediye Başkanı Osman Devlioğlu ve Başkan yardımcısı Hikmet tekiroğlu tarafından vatandaşlara ikram edildi.Şirinevler meydanında yapılan ikramlara ilgi oldukça fazlaydı. GAZİOSMANPAŞA Gaziosmanpaşa belediyesi de İlçenin çeşitli yerlerinde aşure dağıtımı yaptı. Gaziosmanpaşa Meydanında toplanan halka Belediye Başkan Yardımcısı Arif Parlakılıç, üzerinde önlüğü, başında bonesi ve ellerinde eldiveniyle aşure ikram etti. ESENYURT Muahrrem Ayı münasebetiyle Esenyurt’taki Cem Evlerinde iftar yemeği veren Esenyurt Belediye Başkanı, Necmi Kadıoğlu Haramidere Cem Evinde’de ilk iftarını açtı. Ön yargılı insanlarca beklenmeyen bu hareket Esenyurt’ta büyük taktir topladı. EYÜP Eyüp Belediyesi Muharrem ayı münasebetiyle, Eyüp camii meydanında Cuma namazı çıkışı vatandaşlara Tavuklu pilav, ayran ve aşure dağıttı. Hijyenik şartlarda dağıtılan pilav ve aşureler vatandaşlar tarafınhdan afiyetle yendi. Aşure dağıtımına bizzat katılan Eyüp Belediye Başkanı Ahmet Genç, “Mübarek Muharrem ayını idrak ederken şimdi de Aşüre günün de ilçemiz de vatandaşlara, Eyüp Sultan camii ve türbesini ziyarete gelenlerle Tavuklu Pilav, ayran ve Aşüre’den oluşan menü dağıttık” dedi. Eyüp Belediyesine bağlı ekipler Eyüp camii meydanının üç ayrı noktada pilav ve aşureyi on binin üzerinde vatandaşlara dağıtırken, Eyüp camii ve türbesini ziyarete gelen vatandaşlar da bu müberak ayda kendilerini ağırlayan Başkan Genç’e teşekkür etti. Vatandaşlarının yoğun ilgi gösterdiği Aşüre, Tavuklu Pilav ve ayrdan oluşan ikram gün boyu sürdü. KERBELA OLAYI İSLAM tarihinin kara bir sayfası ... Yüzyıllardan bu yana İslam dünyasını ağlatan acıklı olay ... Bir kaşık suya hasret giden Hazreti Hüseyin'in şehit edildiği uğursuz Kerbela çölü ... Hazreti Ali'nin büyük oğlu Hasan, babasının yerine geçerek İmam oldu. Siyasal güç de İmamların elindeydi. Sam Valisi Muaviye iktidar tutkusuyla Hasan'a baskıları artırdı. Hasan, bu baskı ve korkutmalar karşısında çekildi. Yerini Muaviye'ye bıraktı. Muaviye yine rahat edemedi. Hasan’ı zehirleterek şehit etti. İmamlık küçük kardeşi Hüseyn'e kaldı. Muaviye'nin yerine gecen Yezit, karşısında rakip olarak Hüseyin'i gördü. Kufeliler, Muaviye'nin yönetiminden memnun olmadıkları için İmamlığa yine Ali soyunun getirilmesini istiyorlardı. Bu istek daha çok İmamlık hakkinin, yani devlet başkanlığının Muaviye ve soyunun hakki olmayışından ileri geliyordu. Bunun için Hüseyin'i Kufe'ye çağırdılar. Ona uyacaklarını, İmam olarak kendisini tanıyacaklarını bildirdiler, birçok çağrı mektubu yazdılar. Hazreti Hüseyin, bu çağrıya uymak zorunluluğunu duydu. Yüz kişiyle yola çıktı. Bunlar arasında çocukları ve torunları da vardı. Kufe, o cağda güney Irak'ta ünlü bir kentti. Babil harabelerinin güneyinde ve Fırat’ın bati kolu üzerindeydi. Yezit, Hz. Hüseyin'in Kufe'ye doğru gelmekte olduğunu öğrenmekte gecikmedi. Babası Muaviye'nin zorla ele geçirdiği İmamlığın elden gideceğinden korkarak telaşa düştü. Hüseyin'i bu isten vazgeçirmek, gerekirse ortadan kaldırmak istedi. Komutanlarından Semre'yi üzerine gönderdi. Hz. Hüseyin Kerbela sahrasına geldiği sırada Semre önünü kesti ve çember içine aldı. Kerbela çölünün o sıcak lığında, Hz. Hüseyin ve yandaşlarına su verilmedi. Çoluk çocuğun su isteği ile inleyen Kerbela çölü, yezit in askerleri tarafından duyulmadı. Fırat ırmağının da yanından geçmesi, Yezit in ne lanet olduğunu daha iyi açıklıyordu.Bu İnsan dışı baskı ile, Hz Hüseyin ve yandaşlarını cögertip ve sonra üstlerine yürüyeceklerdi. Semre'nin birkaç kez fazla gücü olduğu halde, karşısındakinin kimin oğlu olduğunu da iyi biliyordu. Hüseyin ve yanındakiler Yezid'in ordusuyla yiğitçe çarpıştılar. Sonunda yanındakilerin hepsi şehit oldu. Hz. Hüseyin yaralandı, çarpışacak gücü kalmadı. Sinan ve Şimr adli kişiler başını keserek onu şehit ettiler. Bu arada << On Dört Masum-i Pak >> (çocuklar) da şehit edildi. Geri kalanlar tutsak oldular. Bunlar arasında Hz. Hüseyin'in kız kardeşi Zeynep, Ümmügülsüm, kızları Sakine, Fatma, oğulları Ali ve Zeynel' Abidin ile karisi vardı. Acı haber duyulunca, İslam dünyası bir yasa boğuldu. Ozanlar coştu. Binlerce ağıt yazıldı, söylendi. Aleviler bu acıyı hiç unutamadıkları için, yeni yeni ağıtlarla kuşaktan kuşağa aktardılar. Böylece yüzyıllar boyu sürüp gelen bir edebiyat türü oluştu. Hz. Hüseyin'in şehit olduğu gün, Arap aylarından Muharrem'in Onuncu günü, Hicret'in altmış birinci (M. 680) yılıydı. Bu gün, yas günü olarak bilinir. Oruç tutulur, su içilmez. Dergahlarda yas törenleri düzenlenir, ağıtlar, dualar okunur. Ah İmam Hüseyin Türbesi üstünü nake eylediler Asık olan canı saz eylediler Seni dört köseye bas eylediler Gel dinim imanım İmam Hüseyin Cağlar sular gibi akışım gelmez Şehrine giresim çıkasım gelmez Yezid'in yüzüne bakasım gelmez Gel dinim, imanım İmam Hüseyin Senin abdalların yanar yakılır Katarımız On İki İmam’a katılır Burada Yezit'lere lanet okunur Gel dinim, imanım İmam Hüseyin İmam Hüseyin'in kolları bağlı Asık olanların ciğeri dağlı Hazreti Ali'nin sevgili oğlu Gel dinim, imanım İmam Hüseyin Senin Asıkların semain tutar Kadir geceleri sem'alar yanar Mezhebim İmam-i Cafer'e uyar Gel dinim, imanım İmam Hüseyin Pir Sultan’ım eydür, erenler nerde Calisiz, kayasız bir sahra yerde Kerbela çölünde, kandilde nurda Gel dinim imanım İmam Hüseyin Gökte Melek, Yerde İnsan Ağladı İmam Hüseyin'e olan zulumat Gökte melek, yerde insan ağladı Gidi kesti ellerini, doğradı Gökte melek, yerde insan ağladı Elin kesti bir Allah’ın zalimi O bilmedi ne olacak halini Ay tutuldu, gün düşürdü nurunu Gökte melek, yerde insan ağladı Bir su vermediler ol adil hana İçtiler Yezitler hem kana kana çok figan eyledi hem Fatma Ana Gökte melek, yerde insan ağladı Dedem oğlu, bak Yezid'in kasdına Askerini çekti gelir üstüne Böyle zulüm mü olur Ali dostuna Gökte melek, yerde insan ağladı Haber: Çiğdem Kumaş Kaynak: www.akistanbul.com