BIST 10.337
DOLAR 32,26
EURO 34,78
ALTIN 2.402,26
HABER /  GÜNCEL

Gençlerin geleceği tehlikede!

Türk Eğitim Derneği(TED)'nin yaptığı araştırma ülkemizdeki eğitim sisteminin çöküş noktasına gelindiğini tüm çıplaklığıyla gösteriyor. İşte ulaşılan inanılmaz sonuçlar....

Abone ol

Türk Eğitim Derneği'nin, 13 ilde lise son sınıf öğrencileri, lise mezunları, üniversite öğrencileri, aileler, ortaöğretim ve dershane öğretmenleri arasında yaptığı araştırmadan çarpıcı sonuçlar çıktı.

Türk Eğitim Derneği(TED)'nin, 13 ilde lise son sınıf öğrencileri, lise mezunları, üniversite öğrencileri, aileler, ortaöğretim ve dershane öğretmenleri arasında yaptığı araştırmadan çarpıcı sonuçlar çıktı. Araştırmada yüksek öğretim sisteminin sorunları da masaya yatırıldı. Üniversiteye hazırlık sisteminin eğitim sistemini yozlaştırdığına dikkat çekilen araştırmada, önlem alınmaması halinde hem üniversite kapılarında büyük yığılmalar olacağı hem de işsizler ordusunun her yıl katlanarak artacağı belirtildi.

Ortaöğretim, hayata hazırlamıyor

Araştırma kapsamında yapılan anketlerde, yükseköğreitm sisteminin ÖSS'ye odaklandığı , ortaöğretimin de üniversite girebilmek için diploma veren bir kuruma dönüştüğü kaydedildi. Araştırmaya göre lise son sınıf öğrencilerinin yüzde 54'ü, üniversite öğrencilerinin yüzde 50'si üniversiteye meslek sahibi olabilmek için gidiyor. Ortaöğretim sisteminin gençleri hayata hazırlamak konusunda ciddi zaaflar içinde olduğuna dikkat çekilen araştırmada, gençlerin hayatta başarılı olmanın tek koşulu olarak üniversiteyi gördükleri ortaya çıktı.

YÖK'e 'meslek liseleri' eleştirisi

Araştırmada, meslek liselerinin ve meslek yüksek okullarının cazibesini yitirdikleri için tek meslek edinme kapısı olarak üniversitenin önplana çıktığı kaydedildi. Buna göre YÖK'ün meslek liselerine getirdiği kısıtlamalar nedeniyle genel liselere yönelme eğilimi arttı. Ancak genel liselerin yüksek öğretime hazırlayıcı fonksiyonu nedeniyle bu durum üniversite kapılarındaki yığılmayı daha da arttırdı. Araştırmada genel lise oranının tüm dünyadakilerin tersine olarak yüzde 70 seviyesine çıktığına dikkat çekildi. Oysa gelişmiş ülkelerde bu oran, yüzde 65 mesleki eğitim, yüzde 35 ise düz lise. Araştırmada bu oranların tersine çevrildiği ve sözkonusu çarpıklığın giderek büyüdüğü kaydedildi. TED'in 314 sayfalık araştırmasında kalkınma planlarında, eğitim şuralarında ve hükümet programlarında sık sık çağdaş dünyadaki yüzde 65, yüzde 35 hedefine vurgu yapıldığı, ancak gidişatın tamamiyle bunun tersine olduğu da ifade edildi.

Dershanelere 25 milyar dolar aktı

Araştırmada, ailelerin çocuklarını üniversitede okutabilmek için özel dershanelere milyonlarca dolar akıttığı belirtilirken, lise son sınıf öğrencilerinin yüzde 48'i, lise mezunlarının yüzde 53'ü, anne-babaların yüzde 49'u, öğretmenlerin yüzde 53'ü dershanesiz üniversiteye girilemeyeceğini düşünüyor. Son 15 yılda özel dershanelere harcanan paranın 34.5 milyarı bulduğu ifade edilirken, her yıl öğrenci başına düşen dershane maliyetinin de 2 buçuk milyara yaklaştığı kaydediliyor. 15 yılda dershanelere akıtılan bu parayla 69 üniversitenin açılabileceği ve 250 bine yakın öğrencinin okuyabileceği kaydedildi. Önlem alınmaması halinde 2011'de 2.5 milyon, 2023'te 6 milyon genç üniversite kapısında yığılacak. Araştırmaya göre bu yığılma, birikmeli bir yığılma. Eğitimde yaşanan sorunların çözülmesi için bir girişim başlatan TED, eğitimde uluslararası standartları yakalamak amacıyla 'Hayat=180 dakika mıdır? kampanyası başlattı. Türk milli eğitim sisteminin üniversiteye giriş sistemi yüzünden ciddi bir zaafiyet içinde olduğunu belirten TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, dernek lokalinde kampanyayla ilgili olarak yaptığı basın toplantısında eğitimdeki sorunun ötelenerek çözümlenemeyeceğini belirtti.

DİĞER ÜLKELERDE SİSTEM NASIL İŞLİYOR?

ABD: Öğrenciler üniversiteye lisedeki not ortalamalarına göre giriyor. Öğrencilerin lise öğretmenlerinin referans mektupları üniversitelerce önemli kabul ediliyor.

Almanya: Girişte bir sınırlama yok, öğrenciler doğrudan üniversiteye başvuyor. Talebin arzı geçtiği durumlarda genel bir seçme sistemi uygulanıyor.

Danimarka: 2 ve 3 yıl süren lise eğitimi önemlidir. Üniversiteye girişte sınav yok, lise notları üzerinden seçme yapılıyor.

Fransa: Lise mezuniyet sınavı olarak yapılan bakalorya sınavı hem mezuniyette hem de üniversiteye girişte ölçü alınıyor.

İngiltere: Merkezi bir kurum tarafından üniversite başvuruları 6 tercih olarak kabul edilir. Aşırı ilgi olan bölümler için sınav var. Diğer bölümlerde lise notlarına göre alır.

İtalya: Zorunlu eğitim 6 yaşından 14 yaşına kadar sürer. İsteyenler 5 yıllık lise okuduktan sonra lise bitirme sınavına girerler. Lise bitirme sınavını geçip, "Maturita" diploması alan her öğrenci üniversite okuma şansına sahiptir.

Japonya: Dershane olgusunun çok yaygın olduğu nadir ülkelerdendir. Ancak Japon eğitim sistemi dershanlere kampüs oluşturma, sınav hazırlık yanında spor, sanat ve sosyal alanlarda da eğitim verme zorunluluğu getirmiştir. Dershaneler üniversitede istenen bölüme girmek için yardımcı olur, Japonya'da isteyen her öğrenci üniversite okuma imkanına sahiptir.

Kanada: Üniversite sınavı için ortaoğretim en önemli kıstastır. TOEFL sınavından en az 560 alarak, İngilizce yeterliliği aranır.

Ukrayna: Üniversite sınavı yok, lise notlarına göre üniversiteye giriliyor.

'DERSHANELER KAPATILSIN ÖZEL OKULLAR AÇILSIN'

Türk Eğitim Derneği'nin (TED) başlattığı 'Hayat=180 Dakika mıdır?' kampan-yasını desteklediklerini açıklayan Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, gelecek nesillerin kurtuluşu için üniversiteye hazırlık sisteminin değiştirilmesi gerektiğini ifade ederek, dershanelerin tamamen kapatılmasını teklif etti. Gündoğdu,"Özel ticaret kurumlarına düşman değilim. Ama devletin okulda veremediği eğitimi ticarete dönüştürmesi eğitimde fırsat eşitliğini ihlaldir. Dershanecilik kalkmalı, özel okulculuğa dönüştürülmelidir" diye konuştu. Gündoğdu, "İlköğretimin 4. veya 5. sınıfından itibaren yönlendirme yapılmalıdır. Gençler kendi alanlarını erken yaşlarda bulacaklar. Üniversite kapısında bocalamayacaklar" diye konuştu.

'FIRSAT EŞİTSİZLİĞİ GİDERİLSİN'

Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, parasız eğitimin esas alınması gerektiğini savunarak, "Sosyal devletin olmazsa olmaz şartı olarak eğitimin ücretsiz olarak vatandaşlara sağlanması gerekir. Dershaneler sıkıntının büyümesine neden oluyor. Rant oluşuyor. Devlet bir an önce fırsat eşitsizliğinin önüne geçmeli ve sınav sistemini değiştirmelidir" dedi. Dinçer dersanelerin bacasız sanayiye dönüştüğünü söyleyerek, bunun devlet liselerindeki eğitimin kalitesini de düşürdüğünü belirtti

YENİŞAFAK