BIST 10.177
DOLAR 32,37
EURO 34,71
ALTIN 2.400,83

Fravun Darbesi

Mısır halkının iradesine karşı yapılmış askeri darbeyi farklı kılan özellik öyle görünüyor ki, Mısır tarihindeki Fravuni tecrübenin esas alındığını gösteriyor.

Milletin hür iradesi ile seçilmiş bir iktidarı gerekçesi ne olursa olsun anti demokratik araç ve yöntemlerle iktidardan uzaklaştırmanın asla kabul görmeyeceği bir çağda Mısır halkının iradesine karşı yapılmış askeri darbeyi farklı kılan özellik öyle görünüyor ki, Mısır tarihindeki Fravuni tecrübenin esas alındığını gösteriyor.

Bilindiği üzere Milattan önce asırlarca Mısır’ı idare etmiş güçlü bir hanedanlık vardı. Bu hanedanlığın başında bulunanlara Fravun denilirdi. Hanedanlığın gücü ile azgınlığı paralel büyüyordu. Hz. Musa’nın peygamberliği ise hanedanlığın zirvesine tekabül ettiği tahmin edilir. Bu dönemde Mısır’ın ezilen kesimi İsrailoğullarıdır. Hz. Yusuf döneminden itibaren Mısır’da yaşayan İsrailoğulları zamanla köleleştirilmiş, sayıları artmasın diye de dönem dönem demografik düzenlenmeler yapılıyor, gerektiğinde erkek çocukları boğazlanarak azaltılıyordu. Bunun da fayda getirmediğini gören en güçlü ve o oranda zalim Fravun II Ramses, kurtuluşu Mısır halkını çeşitli bahanelerle karşıt gruplara ayırıp birbirlerine düşüren bir siyasette bulmuş ve uzun bir süre ülkeyi böyle yönetmişti. Binlerce yıl süren bir hanedanlıktan elbette ki devşirilecek birçok tecrübe vardır.

Hz. İsa’nın doğumuna yakın Roma tarafından varlığına tamamen son verilen Fravunlar çağı, ne var ki, iki bin yıl sonra tekrar hortladı ve neredeyse son bir asırdır Mısır halkının iradesini hiçe sayan, yüzlerce alim ve aydınını idam eden, binlercesini katleden, on binlerce genci en zalim zindanlarda çürüten Fravuni bir diktatörlük hüküm sürmüştü. Bir yıl öncesine kadar devam eden bu sistem Mısır halkının hür seçimleriyle sona ermiş ve ilk kez Mısır seçilmiş bir başkana kavuşmuştu.

Ne var ki seçilen başkanın referansları emperyalizmin hoşuna gitmemiş olacak ki, Yeni Mısır yalnızlığa mahkum edildi. Bununla da yetinmeyip sinsi ve hilebaz yollarla Mısır halkını karşı karşıya getiren çağın en kirli senaryosunu sahnelendi.

Yüzüne binlerce kez tükürülmeyi hak eden asrın bu maskeli vicdanı ne yazık ki, Mısır halkının her türlü kuşkudan uzak bizzat kendi hür iradesi ile belirlemiş olduğu kaderinin apoletli postallı zorba güçler tarafından gaspını adeta izleyerek dilsiz şeytan rolünü tercih etmiştir.

Demokrasiye, özgürlüğe, hür iradeye, seçime, halka ve tercihlerine inancı ve saygıyı asgari bir ahlaki ölçüt telakki eden her insanın, her cemiyetin, her devletin bana göre asgari mükellefiyeti Mısır halkının hür iradesi ile teşekkül ve teessüs etmiş iktidarına karşı yapılmış bu mütecaviz saldırıyı nefretle kınaması ve samimiyet testi olarak da Mursi’den başkasını asla muhatap kabul etmemesidir.

Şunu herkesin görmesi gerekir ki, bu tarihten sonra artık hiçbir güç Mısır’da suları tersine akıtamayacak, halkın kaderini belirleyecek irade ve kudretin sadece halka ait olduğu kuralı yeniden belki de daha sağlıklı bir şekilde yine işlemeye devam edecektir.

Bakışları ufukta yok olanlar bunu uzak görebilirler ama ufukların ötesine nüfuzu olanlar için mesafe gerçekten yakındır.