BIST 10.644
DOLAR 32,19
EURO 35,12
ALTIN 2.520,18
HABER /  POLİTİKA

Erdoğanın sevmediği kelime!

Başbakan Erdoğan ulusa seslendi. "O kelime lügatimizde yoktur" dedi. Bakın Erdoğan'ın sevmediği o kelime hangisi?

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Ulusa seslendi: "Türkiye'yi yeniden istikrarsız, güvensiz bir ortama çekmek isteyenlere asla prim vermiyoruz. Bizim sözlüğümüzde, bizim lügatimizde artık 'kriz' kelimesi yoktur" dedi. GAP'ın 2012'de hizmete gireceğini söyledi ve Milli Takım'ın başarısı övdü.

Erdoğan Ulusa Sesleniş konuşmasında şunları söyledi:

MESLEKİ EĞİTİMİN ÖNEMİ

Eğitim sistemimiz sadece nicelik açısından değil, nitelik açısından da çıtasını her geçen gün yükseltmektedir. Hükümet olarak biz alınan bu mesafeyi, yakalanan bu gelişme çizgisini son derece önemli görüyoruz.

Bakınız 2002 yılında 7,5 milyar YTL olan Milli Eğitim Bakanlığı bütçesini, bu yıl itibariyle yaklaşık 23 milyar YTL'ye yükselterek, 2002 yılına göre tam yüzde 207'lik bir artış sağlamış durumdayız.

414 adet yeni ilköğretim ve ortaöğretim, 55 adet yüksek öğretim olmak üzere toplam 469 adet öğrenci yurdu hizmete açtık. 501 adet spor salonunun ve 93 adet çok amaçlı salonun yapımını tamamlayarak öğrencilerimizin hizmetine sunduk.”

OKULLAR DEPREME KARŞI GÜÇLENDİRİLDİ

Okullarımızın depreme karşı güçlendirilmesi için 2000-2002 yılları arasında toplam 1 milyon 10 bin YTL ödenek ayrılmıştı. Biz bu rakamı 2003-2008 yılları arasında toplam 135 milyon 776 bin YTL'ye kadar artırdık. 2008 yılında eğitim yatırımları için 235 milyon YTL ek ödenek tahsis ettik.

ÖZÜRLÜLERE AYLIK 406 YTL

Bunun için özellikle bir şeyi hatırlatmam gerekiyor. Özürlülerimizi bu programın içine aldık, onları da asla unutmadık, unutmuyoruz.”

Sosyal güvencesi olsun olmasın özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine devam eden tüm özürlülerin özel eğitim giderlerinin ilk defa hükümetleri döneminde karşılanmaya başlandığını kaydeden Erdoğan, bu adımın AK Parti iktidarı döneminde atılan en önemli adımlardan bir tanesi olduğunu vurguladı.

Başbakan Erdoğan, özürlülerin eğitimi için ailelerine kişi başına aylık 406 YTL tutarında bir ödeme yaptıklarını da hatırlattı.

“ENFLASYON CANAVARININ HORTLAMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ” 

Türkiye'nin bugün dünyanın 17., Avrupa'nın da 6. büyük ekonomisi olduğunu vurgulayan Erdoğan, yine bu sayede Türkiye'nin bugün 121 milyar doları aşan bir ihracat rakamına ulaştığını ifade etti.

Türkiye'nin bugün 659 milyar dolar milli gelir üreten, kişi başına gelirini de 9 bin 330 dolara yükselten bir ülke olduğunu belirten Erdoğan, 79 senede 230 milyar Dolar olan Gayrisafi Yurtiçi Hasılaya 5 yılda AK Parti iktidarının 429 milyar dolar ilave ettiğini dile getirdi. Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

LUGATİMİZDE KRİZ KELİMESİ YOKTUR

“Türkiye'yi karartmak isteyenlere, Türkiye'nin başarılarına gölge düşürmek isteyenlere, Türkiye'yi yeniden istikrarsız, güvensiz bir ortama çekmek isteyenlere asla prim vermiyoruz. Bizim sözlüğümüzde, bizim lügatimizde artık 'kriz' kelimesi yoktur, bir daha da asla olmamalıdır.

Beş buçuk yıl boyunca istikrar ve güven ortamına daima vurgu yaptım. Şu içinden geçtiğimiz günlerde, bu iki kavramın ne derece hayati olduğu bir kez daha ispatlanmıştır.

Türkiye'de yeniden enflasyon canavarının hortlamasına izin vermeyeceğiz, bunun mücadelesini veriyoruz.

Türkiye'nin toplam ihracatının yeniden 30 milyar dolarlı rakamlara gerilemesine müsaade etmeyeceğiz, biz ihracatı 250 milyar dolara ulaştırmanın gayreti içinde olacağız. Biz Türkiye'yi büyütme hedefimizden, milli gelirimizi 1 trilyon dolara yükseltme hedefimizden asla taviz vermeyeceğiz. Bunu 70 milyonluk bir millet olarak inşallah Cumhuriyetimizin 100. yılı 2023'te gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.

Türkiye, dünyaya kapılarını kapatamayacak kadar büyük, o kadar önemli, geleceği o kadar parlak bir ülkedir. Küresel yatırımları artırmaya, küresel ticarette ağırlığımızı koymaya devam edeceğiz.

Önümüz açık, yolumuz aydınlık. İnanıyorum ki, biz hep birlikte Türkiye'yi şahlandırmaya, Türkiye'ye yeni rekorlar yaşatmaya, Türkiye'ye tarihi başarılar yaşatmaya devam edeceğiz. Bundan hiç kimsenin şüphesi, endişesi olmasın. Türkiye'nin pusulası sadece aydınlık ufukları gösteriyor, buna da her insanımızın inanmasını, güvenmesini istiyorum.”

BARIŞA KATKIYA DEVAM

Sadece kendi dış meselelerimize değil, dünya meselelerine de duyarsız değiliz. Türkiye'nin tarafı olduğu anlaşmazlıkların çözümünde nasıl aktif bir barış diplomasisi yürütüyorsak, dünyadaki çeşitli anlaşmazlıklara çözüm arama çabalarına da en aktif şekilde katılmanın gayreti içindeyiz. Bu konuda yardımı, desteği, ara buluculuğu talep edilen bir konuma ulaşmış bulunuyoruz.

Bunun bir örneği olarak Suriye ile İsrail arasında ilk etabı Mayıs ayında başlayan barış görüşmelerine hem aracılık, hem de ev sahipliği yaptık. Bu görüşmelerin ikinci etabı yine Türkiye'nin gözetimi ve ev sahipliği ile bu ayın 15 ve 16'sında gerçekleştirildi. Her iki tarafın ifadelerine de yansıdığı üzere görüşmeler yapıcı ve yararlı bir doğrultuda sürdürülüyor.

Orta Doğu'daki çatışmaların sona ermesi ve sürdürülebilir barış ortamının tesisi için böyle diyalog zeminlerinin son derece önemli olduğu bugün bütün dünyanın kabul ettiği bir gerçektir. Türkiye'nin bu diyalog zemininin oluşmasındaki rolünü bütün dünya yakından biliyor ve takdir ediyor.

Bölgemizde ve dünyada barışın tesisine yönelik çabalarımızı her seviyede sürdürmekte, barış çabalarına katkılarımızı devam ettirmekte kararlıyız. Bunu, üzerimize düşen bölgesel, tarihi ve insani bir sorumluluk olarak görüyoruz.”

AB VE BAZI ÜLKELERİN İÇ SİYASİ GELİŞMELERİ

“Aynı anlayışla medeniyetlerin yakınlaşmasına çok önemli katkılar sağlayacağına inandığımız Avrupa Birliği üyeliğimiz konusunda da samimiyetle çaba gösteriyoruz” diyen Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Zaman zaman uğradığımız haksızlıklara karşı dik duruyor, itirazlarımızı muhataplarımıza iletiyor ama üyelik yolunda üstümüze düşeni yapmaya da devam ediyoruz. Bu ayın 17'sinde gerçekleştirilen Türkiye-AB Katılım Konferansı'nın bakanlar düzeyindeki beşinci toplantısında bu tutumumuzu, üyelik konusundaki ciddiyetimizi bir kere daha ortaya koyduk. Dışişleri Bakanımız ve beraberindeki heyet, müzakere sürecinin geldiği her yeni noktada AB yetkilileri ile görüşmeleri aynı kararlılık içinde sürdürüyorlar. Ben de geçen hafta Avusturya'da bulunduğum süre içinde Avusturya Cumhurbaşkanı, Başbakanı ile bu konuları açık, net görüşme fırsatını buldum ve görüşlerimizi de kendilerine aktardım.

Bazı ülkelerin genellikle iç siyasi gelişmeleriyle bağlantılı olarak Türkiye'ye karşı takındıkları haksız tutumları kendilerine de ifade ettim. İnanıyorum ki bu türden temaslar Türkiye'nin yoluna çıkarılan engellerin bertaraf edilmesine olumlu katkılar sağlayacaktır.”

GAP 2012'DE DEVREDE

Erdoğan, GAP'ın 2012 yılında tamamen devreye girmesiyle doğu illerinde önemli bir canlılık yaşanacağı, bu bölgelerdeki kalkınma hızının hissedilir biçimde artacağı konusunda çok umutlu olduklarını söyledi.

ATAK PROJESİ

“İnşallah bu şehirlerimizin makus talihi artık değişecektir, bu güzel günlerin ilk işaretlerini şimdiden görüyor, hissediyoruz” diye konuşan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Bizim muradımız Türkiye'nin bütün şehirleriyle kalkınması, bölgesel gelişme farklarının ortadan kalkmasıdır. İnşallah önümüzdeki dönemde bu hedefimizi önemli ölçüde yakalayacağız. Haziran ayı içinde her geçen gün büyüyen, gelişen savunma sanayimiz açısından çok önemli, çok değerli bir projeye, ATAK projesine de ilk adımı atmış olduk. Bu proje kapsamında T-129 olarak bilinen, üstün niteliklere sahip, üstün hareket kabiliyetine sahip helikopterleri üretmeye başlayacağız. Bu heyecan verici proje, savunma sanayi alanında son birkaç yılda gerçekleştirilen atılıma yeni bir boyut kazandırmış oluyor.

Göreve geldiğimizde 800 milyon dolar seviyelerinde bir ciroya sahip olan savunma sanayimiz, 2007 yılı sonu itibarıyla cirosunu 2 milyar doların üstüne çıkarmış, ihracatını da 420 milyon dolar seviyesine yükseltmiştir. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin ihtiyaçlarının yurt içinden karşılanma oranı 2003 yılında yüzde 25 seviyelerinde iken, 2007 yılı itibarıyla bu oran yüzde 42'ye kadar ulaşmıştır. Bu oranı 2011 yılında yüzde 50 seviyelerine ulaştırmayı hedefliyoruz. Bunlar Türkiye için son derece önemli açılımlar, önemli ilerlemelerdir, emeği geçen herkesi bir kere daha kutluyorum.”

MİLLİ TAKIM'IN BAŞARISI

Başbakan Erdoğan, Haziran ayı boyunca Türk Milli Futbol Takımı'nın herkese tatlı ve tatlı olduğu kadar da heyecanlı, müthiş coşkular yaşattığını anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sporcularımızın Avrupa 2008 maçlarında gösterdikleri sıra dışı performans, sadece bizim değil, bütün dünyanın takdirini kazandı. Maçların son anlarına kadar mücadeleyi bırakmayarak hedeflerine ulaşan gençlerimizin azmi, inancı, kararlılığı ve elbette kabiliyetleri her türlü takdirin üstündedir. Ben de Viyana'da çeyrek final karşılaşmasında onları tribünden izleyenler arasındaydım.

Sadece bizler değil, bütün eksiklerine ve zorluklarına rağmen futbolcularımızın saha içindeki mücadelesinden ilham alan milyonlarca dünya insanı da ayyıldızlı takımımızla gurur duydu. Ülkemizi başarıyla temsil eden milli takım ailemize, teknik heyetimiz ve futbolcularımıza, federasyon başkanımıza ve tüm diğer federasyon yetkililerimize burada bir kere daha teşekkür ediyorum. Yarı finalde çok üstün bir oyun sergilememize rağmen bu kez olmadı.

Tarihinde ilk defa yarı final oynamak, ilk dörde girmek elbette milli takımımız için çok önemli bir başarıdır ama çıkardığımız oyunla unutulmaz heyecanlar yaşatarak daha iyisini hak ettiğimizi de ortaya koyduk. İnşallah daha iyi başarıları hep birlikte kutlayacağız. Bunlar, Türkiye'nin aydınlık yarınlarının işaretleridir, çok daha güzel günler bizi bekliyor ve olacak diyorum. İnanıyoruz ve olacak, başaracağız.”