BIST 10.046
DOLAR 32,43
EURO 34,60
ALTIN 2.384,54
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan'ın hedefindeki BDP'li konuştu!

Dokunulmazlıkları kaldırılacak BDP'li vekillerden Özdal Üçer, hakkındaki fezlekeler ve bundan sonra olacakları İnternethaber'e anlattı.

Abone ol

NESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER ANKARA-
 Özdal Üçer, BDP'li Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasının hukuksuzluğuna dikkat çekerek, olanları ve olacakları anlattı.

BAŞBAKAN BİZİ TEHDİT EDİYOR

Hakkınızdaki meclise gelen fezleke sonrası dokunulmazlığınızın kaldırılması gündemde, dokunulmazlığınız kalkar mı, kalkarsa ne olur?

"Bütün partilerden fezlekesi olan milletvekilleri var. AKP'den de var. Başbakanın söylemleri bir şantaj bir tehdit söylemidir. Zaten biz BDP Milletvekilleri olarak hangi gün dokunulmaz olduk ki. Bizi polis olduğunu iddi eden sivil güçler, üniformalı polisler darp etti. Her türlü hakarette bulundular. Basın aracıyla hakaret edenler oldu, mahkemeye verdik ama soruşturulmadı hatta bize edilen küfürler düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirildi. Bizim açıkladığımız düşünceler basın eliyle çarpıtılıp, makaslanıp bir şekilde suç unsuruymuş gibi gündeme getirildi. Adil bir yargılanma olursa, bizim için düzenlenen fezlekelerin hiçbirinde herhangi bir suç unsuru olmadığı görülecektir. Başbakan eğer ki dokunulmazlık zırhına bürünüp suç işleme olgusundan bahsediyorsa dokunulmazlığımızı kaldırsın, biz asla dokunulmazlık zırhına bürünüp suç işlemiş değiliz. Bizler bu konuda çok emin ve müsterihiz. Çok iyi bilsinler ki biz dokunulmazlık zırhına bürünüp bir faaliyet yürüten insanlar değiliz. Kaldırılıyorsa da kaldırılsın. Başbakan bu ülkeyi nasıl yöneteceğinin hesaplarını yapıyor. Kendisi için bir krallık sistemi, bir diktatörlük sistemi oluşturma içinde bizleri dokunulmazlıklarımızı kaldırmakla tehdit ediyor. Bizim zaten öyle bir korkumuz olsa yapmış olduğumuz faaliyetlerin çoğunu yapmazdık. Bizim yaptığımızı bir AKP Milletvekili veya diğer partilerin milletvekilleri yapamazlar. Bunun için yürekli olmaları gerekir. Buna cesaretleri yoktur. Bizim, hak ve özgürlük ve barış için yapmış olduğumuz fedakarlıkları eğer diğer parti milletvekilleri de yapmış olsaydı bugün ülkenin koşulları çok farklı olurdu."

KARANLIK İLİŞKİLER VAR

"Benimle ilgili olarak hazırlanmış fezlekeyi basın çarpıtarak söylüyor. Hangi kanal, Star kanalı. Bu kanal Başbakanın damadının. Bu kanalı nasıl, hangi kredilerle aldıklarını çok iyi biliyoruz. Biz taziyede bulunurken kim olduğu belli olmayan insanlar ellerinde uzun namlulu silahlarla çadırları bastılar ve tehdit ettiler. Ben kendimi tanıttığım halde silahı bana doğrultarak hakaret ettiler. Kamera görüntülerinin tamamını neden göstermiyorlar, bir kesitini gösteriyorlar. Neden polisin çekmiş olduğu görüntüler savcılıktan önce Star Televizyonunda yayınlanıyor. Karanlık ilişkiler değilse nedir. O kamera polise mi ait yoksa Star'a mı? Basın kartı göstermiyorlar, polis kimliği göstermiyorlar, kim olduğunu bilmediğimiz insanların bize silah doğrultma hakkı var mıdır. Hiç kimsenin bizi ölümle tehdit etme hakkı yoktur."

LANET OLSUN BÖYLE MEDYAYA

"Bana silah doğrultan insana en meşru hakkımdır aynı güçle cevap vermek. Devlet ruhsatlı silahları neden dağıtıyor, insanların bir saldırı anında kendisini eşit güçle koruması için değil mi? Biz durup dururken silahlanın çağrısında bulunmadık. Burada bize hergün hakaret eden, bize silah doğrultan, hergün darp eden, coplarla, gaz bombalarıyla bizi öldürmeye teşebbüs edenlere karşı biz ne yapacağız, bizim kendimizi savunma hakkımız, onurumuzu koruma hakkımız yok mu? Kimsenin gücü bizim onurumuzu ezmeye yetmeyecektir. Bunu Erdoğan da böyle bilsin haberleri çarpıtıp veren medya da. Lanet olsun böyle basına. Kamera görüntülerinin tamamını yayınlamıyorlar. O çadıra nasıl girilmiş bunları göstermiyorlar. "

"Ben tüm bunların hesabını ne Star TV'ye veririm, ne Türkiye'de hiçbirşey bilmeyen halka veriririm ne de Başbakan Erdoğan'a, ne CHP'ye, ne MHP'ye veririm. Ben sadece temsil ettiğim halka hesap verecek bir siyasetçiyim. Onun için de ölümüne kendi değerlerimizi sahiplenecek yürekteyiz. Diğer partiler ne yapıyorsa yapsın, biz mecliste birlik beraberliğin sağlanması için her türlü bedeli ödemeye hazırız. Öleceksek onurlu öleceğiz."

BİZ DAĞIN YOLUNU BİLİYORUZ

"Bize dağın yolunu gösteren Erdoğan kendini sayasetçi mi sanıyor. Biz dağın yolunu bilmiyor muyuz? Kürdistan halkının onurlu yaşam hakkını herkes görecek. Nasıl biliyorlarsa öyle yapsınlar, meclisi de alsınlar başlarına çalsınlar. Biz bu yola her türlü bedeli ödemek için çıktık, ama onurumuzu yok saydırmayız. Biz demokrasi ve insanlık onuru için bedel ödemeye hazırız. Bizi dokunulmazlıkla tehdit etmesinler, bizim sinesine döneceğimiz bir halk vardır. Erdoğan nasıl biliyorsa öyle yapsın, önce kendi yolsuzluklarının hesabını versin, kendi yanlışlarının hesabını versin, sonucunu merak ediyorlarsa izlesinler."

Bu işin sonucu ne olur?

"Bunu hep beraber göreceğiz, bizim onurlu duruşumuz bunun sonucunu belirleyecek, zamanı gelince görceğiz.

Tehdit mi ediyorsunuz?

"Hayır tehdit değil, öngörüde bulunmak istemiyorum, sadece hep beraber göreceğiz diyorum."  

Bir tutuklamayla karşılaşırsanız tepkiniz ne olacak?

"Asla bu tutuklamayı kabul etmeyeceğim. Buna hakları yok çünkü. Biz halkın içine döneceğiz. Zamanı gelince görecekler, madem satranç oynuyorla, biz de hamlemizi ona göre yapacağız. Bizim de kendimizi koruma ve savunma hakkımız var. Zulme karşı kendimizi savunacağız."