BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67
HABER /  GÜNCEL

DERGİ - Eva Peron'un ölümünde lobotomi etkisi var mıydı?

Arjantin’in ünlü kişiliği Eva Peron’un ölümünde beyin ameliyatının etkisi olmuş muydu?

Abone ol

Ölümünden birkaç hafta önce Eva Peron, kocasına ikinci kez Arjantin devlet başkanı olarak görev verildiğinde yanına gitmişti.

Rahim kanserinin onu çok zayıf düşürdüğü, 36 kiloya inen bedenini ayakta tutmak için özel desteğe ihtiyaç duyduğu söyleniyordu.

En azından resmi açıklama buydu. Fakat Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden beyin cerrahı Daniel Nijensohn elde ettiği yeni verilerin farklı bir hikayeye işaret ettiğini söylüyor. Neurosurgical Focus adlı dergiye yazdığı makalede Nijensohn, Eva Peron’un hikayesinin “sadece acı ve üzüntüyle değil, yalan, yanlış ve gizli kapaklı bilgilerle de dolu olduğunu” iddia ediyor. Onun teorisine göre, Eva’nın sağlığının hızla bozulmasından, onu lobotomi yaptırmaya zorlayan kocası sorumlu.

Bir zamanlar ruhsal bozukluğu olan kişilere uygulanan bu işlemle, kafatasında açılan küçük bir delikten, beyindeki ön loblarla beynin diğer kısımları arasındaki sinir bağlantılarının kesilerek duygusal tepkilerin önlenmesi hedefleniyordu. 2011’e kadar devlet sırrı olarak saklanan bu bilgi, Nijensohn’un Eva Peron’un ölümünün ardından yapılan kafatası röntgenlerini ele geçirmesiyle sır olmaktan çıkmıştı. Nijensohn, Peron’un kafatasında delik açılmış olduğuna dair veriler olduğunu söylüyordu.

İhtimallerden biri lobotominin kanserin yol açtığı acı hissini azaltma amacıyla yapılmış olması. Bu yolla acı ortadan kalkmasa da ona yönelik duygusal tepki azaltılarak eziyete daha kolay dayanması hedefleniyor. Fakat Nijensohn bu işlemin Eva Peron’un tehlikeli olarak görülen davranışlarını önlemek için kocasının başvurduğu son yöntem olarak görülebileceğine inanıyor. “Kanser acısını azaltmanın yanı sıra Eva’yı sakinleştirmek, iç savaşı önlemek için iyi bir olanaktı” diyor.

Ölümünden önceki yıl Eva giderek daha hesapsız davranıyordu. Devlet başkanının eşi olarak ülkenin sosyal politikalarından sorumluydu. Fakat 1950’lerde hükümette çatlaklar baş göstermişti. Belki de kanser acısının yarattığı duygularla Eva’nın söylemleri kendisine karşı çıkanlara yönelik olarak hırçınlaşmıştı. Nijensohn onunla ilgili olarak şunları söylüyor:

“1 Mayıs 1952’de halka yönelik yaptığı son konuşması aslında düşmanlarına karşı bir çağrıydı. Ayrıca ‘Mesajım’ başlığıyla yazdırdığı 79 sayfalık belge kavgacı ruh halini yansıtıyordu. ‘Kurbağa ve yılan kadar soğuk, iğrenç ve duygusuz halk düşmanlarından’ söz ediyor, ‘fanatikliğin kutsal ateşine’ övgü düzüyor, Arjantin halkını ‘oligarşiye karşı mücadeleye’ çağırıyordu.”

1996 yapımı Evita filminden

Bunlar sadece boş tehditler değildi. Hasta yatağından –ve kocasının bilgisi dışında- sendikalı işçiler silahlandırıp milis kuvvetleri kurmak için Hollandalı Prens Bernhardt’a 5000 otomatik tabanca ve 1500 makineli tüfek siparişi vermişti.

Bu haber duyulsa Juan Peron’un müttefikleri içindeki çatlakları derinleştirirdi. Onlar zaten Eva’nın etkisine ve popülerliğine karşı çıkıyordu. Ülkede bir iç savaş baş gösterebilirdi.

Peki Juan Peron lobotomiyi bütün bunlara çare olarak mı görmüştü? Bu türden beyin operasyonları, kontrol edilemez şiddet ve saldırgan davranışlara karşı bir tedavi yöntemi olarak ABD’de kötü ün salmıştı.

Nijensohn, Eva’nın cerrahı James Poppen’i tanıyanlarla irtibata geçti. Onların da kendi kuşkularını doğruladığına inanıyordu. Poppen’le çalışan hemşirelerden biri ve yakın arkadaşı olan Manena Riquelme, lobotomi ameliyatının Eva’nın rızası dışında yapıldığını öne sürüyordu.

Riquelme’ye göre, doktorlar devlet başkanlığı sarayının arka odalarından birini ameliyathane olarak kullanmış ve ameliyat boyunca askerler nöbet beklemişti. Riquelme ayrıca Poppen’in lobotomiyi ilk olarak devlet başkanının isteği üzerine Buenos Aires’teki mahkumlar üzerinde uyguladığını iddia ediyordu.

Sonunda bu ameliyat gerçekten de Eva’nın sağlığının hızla bozulmasına yol açarak onu susturmuştu. Lobotominin ardından yemeden içmeden kesilmiş, 26 Temmuz 1952’de de ölmüştü. Yakınlarının anlattığına göre Poppen daha sonra bu ameliyatı yapmış olmaktan pişmanlık duymuştu.

Bu ameliyatın arkasındaki asıl nedenleri bilemeyiz. Olayın üzerinden bu kadar uzun zaman geçmişken tek dayanak birkaç kişinin anlatımı oluyor. Fakat bir komplo teorisi için nedenler de yok değil. Ve bütün bunlar, ölümünün üzerinden 60 yıldan fazla zaman geçse de ilgi uyandırmaya devam eden, renkli ve tartışmalı bir kişilik olan Eva’nın hayatına trajik bir başka yön katıyor.

Bu makalenin İngilizce aslını BBC Future’da okuyabilirsiniz.

Dergideki diğer makalelere buradan ulaşabilirsiniz.