BIST 10.159
DOLAR 32,21
EURO 35,08
ALTIN 2.471,47
HABER /  POLİTİKA

Darbe olursa Erdoğan ne yapacak?

Asker yok diyor ama Erdoğan peşini bırakmıyor. İşte Başbakan'ın ıslak imzayla ilgili açıklaması;

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Geri planda bir askeri endişe, yani bir hükümeti ortadan kaldırma gibi... Türkiye’de böyle bir darbenin eşiğinde çalıştığınız hissiyatı var mı sizde?” sorusu üzerine, “Ben bugüne kadar böyle bir şeyi asla düşünmedim. Böyle bir siyasetin içerisinde ne politika yaparım ne devleti yönetirim. Bundan önce olduğu gibi de kalkıp, bırakıp gitmem. Gereğini yaparım” yanıtını verdi.

TRT-1’de “Politik Açılım” programında soruları yanıtlayan Erdoğan, asker-sivil ilişkisi konusunda şunları kaydetti:

 KORKUP KAÇANLARDAN OLMAYACAĞIM

 Erdoğan, hiçbir özgürlüğün referanduma götürülemeyeceğinin altını çizdi.
Milletten aldıkları gücü demokrasi dışı güçlere teslim eden siyasetçi profilini çok gördüklerini söyleyen Erdoğan şunları belirtti:

“Fötr şapkalarını alıp kaçanları çok gördük. Biz bu tip kirli siyaseti elimizin tersiyle ittik. Milletin emaneti kutsaldır dedik. Yıllarca bu ülkede çetelere, mafyaya, kirli ilişkilere kirli örgütlenmelere, cuntalara göz yumdular, faili meçhullere göz yumdular. Bir avuç mafya mensubunun bu ülkenin kaderiyle oynamasına eyvallah dediler. Biz elimizi taşın altına koyduk, her türlü örgütün üzerine gittik ve gitmeye devam edeceğiz.”



“Asker sivil ilişkilerine baktığımız zaman, orada da arzu edilen, ordunun konumu netleştirilmemiş. Bugüne kadar Anayasal bir kurum olarak o da yerine dört dörtlük oturtabilmiş değil. Ama son dönemlerde bu konuda olumlu gelişmeler oldu. Bizim bu 7 yıllık süreç içinde birçok kurumsal değişikliklerin yapılması ve atılan adımlar noktasında, iktidar-ordu ilişkilerinde çok daha olumlu bir sürecin içine girdik. En azından sorgulama karşısında, ordunun çok daha olumlu bir yaklaşım içinde olduğunu, gerekli cevabı kamuoyuna da, bize de verdiğini görüyorum.”

Başbuğ’un tavrı

Erdoğan şöyle devam etti: “Şu son gelişmelerde ben Genelkurmay Başkanımızla görüşmelerimde, bu konudaki hassasiyeti çok açık ve nettir. ‘Ben hukuka ters bir yapıyı, hukuka ters davranan, gerçekten orduma ve ülkeme zarar verecek bir subayı ordumun içinde yaşatamam’, bunu bana kendisi söylemiştir. Yeter ki bunu yargı içinde süratlendirelim ve orada netice alalım. Burada biz yürütme olarak üzerimize ne düşerse yapmak durumundayız ve şu ana kadar bunu yaptık. Bundan sonra da yaparız. Bunu bırakamayız.”

‘Temizleme harekâtı’

Partisinin grup toplantısında, “Tüm kurumlarda en üst bürokratına varıncaya kadar bu tür şeylere karışanlar varsa, bunları yargıya teslim etmekte hiç tereddüt göstermemeliyiz” dediğini hatırlatan Erdoğan, “Bunlar temizleme harekâtı. Eğer bu temizleme harekâtını gerçekleştiremezsek, halkın devletine olan güveni azalacaktır. Bu konuda çözüm noktasına gelindi mi? Daha atacağımız çok adım var” dedi.

Erdoğan, “Genelkurmay Başkanı ile aranızda bir güven sorunu olmadığını sizin bu sözlerinizden çıkarabilir miyiz?” sorusu üzerine, “Aramızda böyle bir sorun söz konusu değil” diye konuştu.

Erdoğan, “Size göre Genelkurmay karargâhında albay düzeyinde de olsa bir çalışma, cuntalaşma eğilimi normal mi? Sayın Başbuğ, ‘bu haliyle kâğıt parçası’ demişti” şeklindeki hatırlatma üzerine de şunları söyledi:

“O tür ifadeleri bana da ifade etmiştir. ‘Hiçbir zaman bunun tarafı olmam.’

Medya için daha rahat

Erdoğan, “Niye istifasını istemiyorsunuz, gereğini yapmıyorsunuz" gibi görüşler bulunduğu”nun anımsatılması uzerine, “Söyleniyor. Dün (önceki gün) de bir akademisyen bir toplantıda böyle bir şey kullandı. Biz de bu tür şeyler karşısında darda ve zorda kalıyoruz” diye konuştu.

Hassasiyetle adım atmalıyız

Erdoğan, “Anayasa’ya göre Genelkurmay Başkanı, ilgili kanun çerçevesinde Başbakan’a karşı sorumludur. Genelkurmay mı bunu engelliyor? Yoksa mahkemeler mi öyle bir talepte bulunmadı?” sorusuna da şu karşılığı verdi:

“Anayasa’da Başbakan’a karşı olan sorumluluk hangi çerçeve içerisindedir. Genelkurmay Başkanı, Başbakan’ın ataması ile gelmez. Bunları dikkatli değerlendirmek lazım. Atılacak adımları ülkenin bütünlüğü için hassasiyetle sürdürmek lazım. Yargı çok hassas, adeta kılı kırk yarar bir şekilde devam ediyor. Geçen hafta 8 subay, sonra 2 subay davet edildi. Bu hafta içinde kim bilir kimleri davet edecekler. İşin Silivri boyutu çok sanıklı bir dava olarak... Dosyalar kabarık. Temennimiz bu daha da hızlandırılmak suretiyle bir an önce neticeye varılır.”

Adli Tıp’ın raporu yeterli

Erdoğan, “Belli dini cemaatlere karşı böyle bir hazırlık askerin görev alanındaymış gibi algılar var. Siz böyle görüyor musunuz?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:

“Öyle bir şeyin olması söz konusu olamaz. Bu siyasete bulaşmaktır. Siyaset yapmaktır ki, bu onlar için de hiç hayırlı bir şey değil. Gelen o ihbarla ıslak imza meselesi bana göre çok büyük önem arz ediyor. Belki de bütün bu kilidi o açacak. Askeri savcının siville arasında bir sıkıntı var. ‘Sivilden istedik 3 kez göndermedi’ diyor. Bu bizi ilgilendiren bir olay değil. Yargı da diyor ki, ben size adli tıpla ilgili raporunu gönderdim. Adli Tıp raporunda da bu, ‘Dursun Çiçek’in eli ürünü olduğu kanaatine varılmıştır’ deniyor. Niçin o ifade kullanılıyor da aslıdır denmiyor. Ben bunu da sordum, dediler ki, ‘bunun literatürdeki ifadesi budur’. Şimdi literatürdeki ifadesi bu ise üzerinde daha fazla durmanın anlamı yoktur.”

‘Fötr şapkasıyla kaçanı gördük’

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, demokratik açılım sürecinde kendilerine engel olmaya çalışmakla itham ettiği muhalefet partileri ile DTP’yi eleştirdi. CHP ve MHP’yi seviyesiz muhalefetle suçlayan Erdoğan, “Ülkeyi ateşe atacak kadar sorumsuz ve vurdumduymaz davranıyorlar” dedi. Demokratik açılım sürecini özellikle 10 Kasım’da Meclis’e taşıdıklarını söyleyen Erdoğan, Atatürk’ün, ‘Yurtta sulh cihanda sulh’ sözünü hatırlatarak, “Projemiz yurtta barışı planlıyor. Bu anlayışın üzerine inşa etmek için 10 Kasım’ı seçtik” diye konuştu.

Haliç Kongre Merkezi’nde dün yapılan AK Parti İstanbul İl Danışma Kurulu Toplantısı’nda konuşan Erdoğan, CHP ve MHP’yi, seviyesiz şekilde muhalefet yapmakla suçladı. Erdoğan, “Bu sorunlardan beslenenler, çözülmesini istemiyor. Çünkü ellerindeki oyuncaklar alınmış olacak. Ülkeyi ateşe atacak kadar sorumsuz ve vurdumduymaz davranıyorlar” dedi.

Erdoğan, Gazze’den, Gürcistan’a, Darfur’dan Lübnan’a, Saraybosna’dan Moğolistan’a Avustralya’dan Almanya’ya kadar her yerdeki mazlumların ve soydaşlarımızın sorunlarını dert edeceklerini ve bunun için seslerini yükselteceklerini belirtti.

Erdoğan, şöyle devam etti: “Türkiye eksen değiştirmiyor, Türkiye sadece hakkı söyleyerek normalleşiyor. Türkiye Batı’ya yöneldiği için Doğu’ya sırtını dönemez, Türkiye kuzeyle işbirliğini arttırırken güneye bigane kalamaz. Bizim yaptığımız ilişkileri normal seviyeye çıkarmak, komşularımızla, bölge ülkeleriyle yararımıza olacak işbirlikleri tesis etmektir.”