BIST 11.238
DOLAR 42,59
EURO 49,58
ALTIN 5.751,10

Cumhuriyet Kanla Değil Şerefle Yazıldı

AK Parti’nin eski milletvekillerinden Ahmet Hamdi Çamlı, kabul edilmesi mümkün olmayan, provokasyona açık bir paylaşımda bulundu. Cumhuriyet’in kuruluş yılı olan 1923’e “Kanlı 1923” diyerek hem tarihimize hem de milletimizin ortak hafızasına hakaret etti.

Bu karanlık ve sorumsuz paylaşımın ardından, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in verdiği yanıt, sadece partisini değil aynı zamanda Cumhuriyet’e gönülden bağlı milyonların da sesi oldu:

“Türkiye Cumhuriyeti gözbebeğimizdir. Milletimizin tarih içindeki büyük yürüyüşünün bugünkü varlığı ve ismidir. Cumhuriyetimiz, İstiklal Savaşı’mızda ortaya konulan hür yaşama iradesinin tecellisidir. Cumhuriyetimizi, Cumhurbaşkanımız tarafından ilan edilen Türkiye Yüzyılı hedeflerine ulaştırmak en büyük idealimizdir. Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”

Bu ifadeler, AK Parti’nin resmi görüşünü ortaya koymaktadır. Cumhuriyet'e yönelik yaklaşımı, marjinal bireysel söylemlerle değil, partinin yetkili ağızlarıyla ölçülür. Bu nedenle, Ahmet Hamdi Çamlı’nın sözleri partinin değil, şahsının görüşüdür ve bu sorumsuzluğun hiçbir izahı yoktur.

Cumhuriyet, hepimizin ortak çatısıdır. İfade özgürlüğü elbette bir haktır ancak bu hak, toplumsal barışı hedef alan provokasyonlara kalkan olamaz. Kim, nereden konuşursa konuşsun; bu millete, bu tarihe, bu kuruluşa hakaret eden anlayışla hukuk içinde hesaplaşmak zorundayız.

Bu ülkenin evlatlarının kanıyla kurulan Cumhuriyet’i “kanlı” diye yaftalamak, milletin kalbine saplanmış bir hançerdir. Bu hançeri kim tutarsa tutsun, nerede durursa dursun; affedilemez, sineye çekilemez.

Türkiye Cumhuriyeti, bu milletin alın teridir, kanıdır, gururudur. Ve bu devlet, bu millete sevdalı olanların omuzlarında yükselecektir.

Yeni Bir Tarih Yazılıyor: Sessizlikle, Sükûnetle, Titizlikle…

Bu cuma sıradan bir gün olmayacak. Tarih yeniden yazılacak. PKK, kendini feshediyor; cuma günü silah bırakacak. Bu, yıllardır akan kanın durması, annelerin gözyaşlarının dinmesi demek. Bu, yeni bir başlangıç, yeni bir Türkiye demek.

Ancak bu sürecin selametle yürütülmesi için hepimize büyük sorumluluk düşüyor. Bu yol haritası, planlı, düzenli ve sükûnet içinde ilerlemeli. En küçük bir provokasyon bu büyük tarihi adıma gölge düşürebilir. Bu yüzden milletçe dikkatli, sağduyulu ve aşırı hassas olmalıyız.

MİT Başkanı İbrahim Kalın, süreci büyük bir dikkatle ve teyakkuzla yönetiyor. Amacı belli: Provokasyona geçit vermemek. PKK’nın bir daha varlığının anılmayacağı bir Türkiye oluşturmak. Silahların susması, barışın konuşması, kardeşliğin hüküm sürmesi...

Bu yüzden herkesin titiz olması şart. Provokatörlerin kışkırtmalarına, operasyoncuların yalanlarına, terörden beslenenlerin nifak tohumlarına itibar edilmemeli.

Süreçle ilgili değerlendirmeleri en çok önemsenen isimlerden biri de AK Parti Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yayman. Sadece bir siyasetçi değil; çözüm süreçlerine kafa yormuş, “Türkiye’nin Kürt Sorunu Hafızası” kitabını yazmış, meseleyi derinlemesine bilen bir entelektüel.

Yayman diyor ki:
“Terörsüz Türkiye bir devlet projesidir. Bu defa hayırlı bir neticenin alınacağına olan inancım tamdır. Bu süreç Türkiye’yi küresel bir güç haline getirecek. Bu tarihi adım sonuç verecek.”
Ve ekliyor:
“Bu süreç Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güçlü liderliği sayesinde başarıya ulaşacaktır.”

İnanmak zorundayız. İnanmalı ve ona göre hareket etmeliyiz. Çünkü bu kez silahlar değil, umutlar konuşmalı.