BIST 10.674
DOLAR 32,24
EURO 34,96
ALTIN 2.432,57
HABER /  POLİTİKA

CHPden seçim striptizi

AK Parti Grup Başkanvekili Nihat Ergün, CHP'nin açılımlarını değerlendirirken ilginç bir benzetmede bulundu.

Abone ol

AK Parti Grup Başkanvekili Nihat Ergün, CHP'nin açılımlarını değerlendirirken, "Bu popülist hareketlere seçim striptizi demek de mümkündür" dedi.

Parlamento Muhabirleri Derneği'ni (PMD) ziyaret eden Ergün, burada gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

CHP'nin açılımlarını değerlendiren Ergün, CHP'nin şimdiye kadar politikalarını değerlendirdiğinde kendisi açısından bazı noktaların eksik kaldığını ve bu konularda mutlaka bazı adımlar atması gerektiğini ifade etti.

Ergün, "Türkiye'de demokrasi, sade vatandaş rejimidir. Tüm dünyada böyledir. Sade vatandaş veri olarak kabul edilir ve o veri üzerinden politikalar inşa edilir. Siyaset ile vatandaş arasında bir interaktif ilişki de vardır. Bazen siyaset vatandaşı etkiler ama çoğu zaman da siyaseten vatandaştan etkileniliyor olması lazım gelir. Onu veri kabul ettiği için... CHP, bu konuda vatandaşı veri kabul eden ve onun üzerine politika inşa eden bir siyaset geliştirmek yerine, bence şimdiye kadar kendisini merkeze koyan ve vatandaşı kendi istediği gibi şekillendirmeyi düşünen bir siyaset takip etti" dedi.

"Ama bunun demokraside bir karşılığının olmadığını da gördü" diyen Ergün, "Toplumda bir karşılığı olmadı bu siyasetin. Çünkü, toplum değişimini, dönüşümünü kendisi gerçekleştiriyor, kendi iç dinamikleriyle bir değişim, bir modernleşme süreci yaşıyor. Bu modernleşme sürecine tepeden baskı yapılması anlayışını, toplum genel olarak kabul etmiyor. CHP, bence bunu geç de olsa görmüş oldu ve açılım yapma ihtiyacı hissettiğini ortaya koydu. Bu ihtiyacın hissedilmesi açısından baktığımız zaman, doğru bir ihtiyaç tespitinde bulundu. Doğru bir şeyi hissetti. Yani, bir açılım yapması, kendisini halka daha yakın bir yerde konumlandırma isteği, siyasi bakımdan doğru bir istektir" diye konuştu.

"Yöntem doğru değil"

Ergün, CHP'nin seçtiği yol ve yöntemin doğru olmadığını savunarak, çok iyi düşünülmüş, planlanmış bir açılım politikası olmadığını gördüklerini, "seçime yaklaşırken, ayaküstü, birisinin aklına gelmiş parlak fikirler..." şeklinde gerçekleştiğini ileri sürdü.

Ergün, aday olmayı düşünen bir kişinin, akrabasıyla birlikte partinin bir yetkilisiyle görüşerek "beni aday yaparsanız bütün akrabalarımı bir araya getiririm, onlar da Anadolu'nun muhafazakar insanlarıdır, çok değişik giyim tarzları da vardır, bunları da kabul ederseniz hem sizin için bir açılım olur hem de biz sizin partinizden aday olmuş oluruz" gibi bir değerlendirmeyle bir anda ortaya çıkan bir tablo olduğunu ve adına da "çarşaf açılımı" dendiğini aktardı:

"Popülist bir pazarlık..."

"Baktık ki ortada iyi düşünülmüş, planlanmış toplum kesimlerine yaklaşmayı amaçlayan bir açılım politikası yerine, popülist bir pazarlık var ortada. Yani, 'sen bize adaylık ver, biz sana açılım görüntüsü verelim' gibi bir pazarlık... Sonra bu pazarlığın çöktüğünü gördük. Adaylık olmayınca sistem çöktü. Ortada bir açılım olmadığını anlamış olduk. Bu doğru bir yaklaşım değil. Yöntemin doğru olmadığını gördük.

İkincisi, Kuran Kursu açılımı olarak ortaya çıktı. 'Her mahalleye bir Kuran Kursu' diye yaygınlaştı. Bu da Kocaeli'nde oldu. Bunun da ayaküstü parlak bir fikir olarak ifade edildiğini, sonra, 'bu da nereden çıktı' ya da 'niye olmasın canım' diyen CHP'lilere rastladık. Bu tabii çok iyi düşünülmüş bir şey değil. Sonradan 'Biz kendi halkevlerimizde, mahalle evlerimizde bir oda tahsis edecektik, Diyanet'ten görevli isteyeceğiz' derken konunun söndüğünü gördük.

Son açılım, bir tarikat açılımı olarak ortaya çıktı. Bir tarikat liderinin oğluna rozet takılması da açılım olarak lanse edildi. Bunu da yapan Sultanahmet Camisi'nde imamlık yapmış, sonra CHP'den aday olmuş birisi. Ne yapsın yani, Sultanahmet'te imamlık yapmış birinin açılımı herhalde kendi çevresindeki yakın kişilere yönelik bir açılım olacaktır. O aday, bu açılımı kendisi adına yapıyor ama bunun bir parti açılımı haline dönüşmediğini gördük.

Adayların aklına gelen parlak fikirler, açılımı olarak karşımıza çıkıyor. Bence, eğer CHP bir açılım yapacaksa bunu merkez organlarında iyi tartışarak yapması daha doğru olur. Seçime kısa zaman kala yapılan şeyler, açılım açılım, bir bakıyorsunuz fazla açılmışız. Minareyi kaybedeceksiniz bu sefer. Açılacaksın ama minareyi de kaybetmeyeceksin."

"Seçim hovardalığı" sözüne "striptiz" cevabı

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın bazı devlet icraatlarını eleştirdiğini ve "seçim hovardalığı yapıyorlar" dediğini hatırlatan Ergün, "Biz, o zaman CHP'nin 'açılım' adı altında yaptığı şeylere, CHP siyasetinin nerelerinde kendi ayıbını ortaya çıkaran bir politika ortaya koyduğunu söyleyebilir? Bir yönüyle de gerçekten bu popülist hareketlere 'seçim striptizi' demek de mümkündür. Daha ne söylenebilir? Gerçekçi bir tarafı yok. Siz, bizi bu şekilde eleştirip 'seçim hovardalığı yapıyorsunuz' derseniz, o zaman birileri kalkar size 'bu yaptıklarınız ne, bunlar seçim striptizi' der. Bunların bu toplumsal, politika karşılığı ve değeri yoktur diye düşünülebilir" diye konuştu.

Ergün, "CHP'nin eleştirilerini din istismarı olarak değerlendirmediğinin" söylenmesi üzerine, CHP'nin bugünkü siyasi pozisyonunu "Biz, niye iktidara gelemiyoruz?" diye soru sorarak belirlemeye çalışması halinde, bunun doğru cevaplarını partisinde yapacağı ciddi tartışmalarla ve müzakerelerle bulabileceğini söyledi.

CHP'nin "Biz neden toplumdan oy alamıyoruz? Neden iktidara gelemiyoruz?" sorularına bugüne kadar "Halk ne yaptığını bilmiyor, bizim değerimizi takdir edemedi, bizim kıymetimizi bilmiyor" cevabını verdiğini iddia eden Ergün, doğru cevabın da bu olduğunu sandığını ifade etti.

Oysa doğru yanıtın bu olmadığını vurgulayan Ergün, "Siz, halka dönük politikalar üretmiyorsunuz, halkı bir veri olarak kabul etmiyorsunuz ve ona yönelik politikalar üretmiyorsunuz. Bunun cevabını arayan bir çalışma yapsa, o zaman gerçekten CHP ciddi açılımlar yapabilir. Ama bu çalışmayı yapmadığını sadece konuyu mahalli adaylara bıraktığını görüyoruz" dedi.

"Din istismarı başka bir şey. Din istismarı da yok değil memlekette. Din istismarı sadece siyasette yapılmaz, ticarette, köyde, kentte yapılabilir" diyen Ergün, "Bunları o bağlamda değerlendirmek yerine 'acaba doğru bir politika yapıyor muyuz?' diye değerlendirmek gerekir" ifadesini kullandı.

Bir gazetecinin "CHP'den başörtüsüne özgürlük açılımı da gelebilir mi?" sorusuna, Ergün, "CHP'nin o konuyu da daha iyi bir şekilde, daha sağlıklı bir zeminde tartışmasında yarar var. Bu konuyu daha iyi bir zeminde, dünyayı, evrensel özgürlük ölçülerini, dünyada laiklik uygulamalarını değerlendirerek tartışırsa, o konuda da daha sağlıklı bir adım atabilir" karşılığını verdi.