BIST 10.644
DOLAR 32,26
EURO 35,06
ALTIN 2.500,70
HABER /  DÜNYA

Çelik’ten kimyasal silah tepkisi

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Suriye’de Beşar Esed yönetiminin kimyasal silah kullanmasına tepki gösterdi. Bu katliama karşı durması g...

Abone ol

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Suriye’de Beşar Esed yönetiminin kimyasal silah kullanmasına tepki gösterdi. Bu katliama karşı durması gerekenin Birleşmiş Milletler olduğunu hatırlatan Çelik, "Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ise kınamanın ötesine geçen bir tutum alamıyor" dedi.
AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında AK Parti Genel Merkezi’nde toplandı. Toplantı öncesinde AK Parti Genel Merkezi’ne gelen Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı. Suriye’de Esad yönetiminin kimyasal silah kullanmasını değerlendiren Çelik, daha önce uluslararası toplumun kırmızı çizgilerinin belli olduğunu, Suriye’de kimyasal silah kullanılmasının kırmızı çizgi kabul edildiğini hatırlattı.
Gelinen noktada kimyasal silahların kullanıldığına dair çok güçlü delilerin ortaya çıktığını belirten Çelik, "Bir rejim kimyasal silah kullanarak kendi halkını katlediyor. Çocukları katlediyor. Bunun karşısında durması gereken öncelikli organ olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ise kınamanın ötesine geçen bir tutum alamıyor. Bu aslında uluslarası toplumun hukuk açısından, meşruiyet açısından uluslararsı barışa katkı açısından tam anlamıyla bir krizdir. Şimdiye kadar uluslararası toplum tarafından konulmuş, takip edilmesi gereken, BM Güvenlik Konseyi’nin takip etmesi gereken hava kuvvetlerinin kullanılması kırmızı çizgisi aşıldı, şu anda kimyasal silah kullanılmasıyla ilgili kırmızı çizgi aşıldı" diye konuştu.
İnsanlığın son 50 yılda yaşadığı katliamın sadece Suriye’de gerçekleştiğini ifade eden Çelik, "Ve maalesef hiçbir ses çıkmıyor. Yegane güçlü ses Türkiye’den çıkmaya devam ediyor. Uluslararası organların Türkiye’nin gösterdiği tavır doğrultusunda bir tavır almasını bekliyor" şeklinde konuştu.

"ABD’NİN CEVAP VERMESİ YADIRGANMALIDIR"
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın "Mısır’daki darbenin arkasında İsrail var" sözlerine, ABD, Mısır ve İsrail’den gelmesini de değerlendirdi. "Mısır’daki darbenin arkasında Mısırlılar ne kadar büyük bir koalisayon olduğunu, şu andaki Mısır’daki darbe yönetimi biliyor ve zaten bu açıkça ilan ediliyor" diyen Çelik, şöyle konuştu:
"Karşılıklı teşekkürler yapılıyor. Sina’daki hareketlilik, Sina Yarımadası’nda Mısır’ın İsrail izniyle daha çok kuvvet bulundurmasına dönük yaklaşımlar ortaya bir tablo çıkarıyor. Burada enteresan olan şudur; ABD’nin kendisinin içinde ismi geçmeyen devlet olarak yönetim olarak ismi geçmeyen bir tutum karşısında cevap vermesi yadırganmalıdır. Eğer ABD ile ilgili bir iddia ortaya konulmuş olsaydı buna cevap vermesi anlaşılabilirdi fakat isminin geçmediği yönetiminden bahsedilmediği bir açıklamadan sonra başka bir devlet ile ilgili açıklamadan sonra ABD’nin cevap vermesi yadırganmalıdır.
Bu tabi ki yadırganmalıdır. Mısır ile ilgili İsrail ile ilgili onların yaptıkları açıklamalara zaten cevap vermeye devam ediyoruz."

"MÜBAREK’İN SERBEST KALACAK OLMASI, TAM BİR TRAJEDİ"
Ömer Çelik, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ile görüşmesine ilişkin açıklamalarını da değerlendirdi. Çelik, "Yani bu darbe bir günde gelmedi. Göstere göstere geldi. Mısır’daki sıkışıklık devam ediyor. Türkiye bu konudaki demokrasi adına, komşuluk ilişkileri adına gördüğü dehditlerle tehlikelerle ilgili çeşitli ülkelerle normal istişareleri çerçevesinde Mısır ile ilgili görüşmesini paylaşmıştır. Bu görüşmeyi bu bağlamda değerlendirmek gerekir" diye konuştu.
Çelik, Mısır’ın devrik lideri Hüsnü Mübarek’in serbest kalacak olmasıyla ilgili olarak ise şunları söyledi:
"Bu tam bir trajedi. Seçilmiş cumhurbaşkanı içeride, Mursi içeride, ama eli kanlı diktatör serbest bırakılıyor. Şimdi bunun karşısında uluslararası organlarının hiçbir sesi çıkmıyor. Şimdi bundan sonra demokrasi adına, insan hakları adına, hukuk devleti adına uluslararası toplumun meşruiyetini oluşturan temel değerler adına bundan sonra kim ne söyleyecek merak ediyorum doğrusu."
(İHA)