BIST 10.219
DOLAR 32,21
EURO 34,86
ALTIN 2.444,47
HABER /  GÜNCEL

Bombardıman İncirlik için miydi?

Amerika'nın hükümeti psikolojik bombardımana tutmasının nedeni belli oldu. ABD'de temaslarda bulunan Murat Mercan İncirlik üssü ile ilgili önemli açıklamalar yaptı.

Abone ol

AKP Genel Başkan Yardımcısı Murat Mercan, ABD'nin İncirlik'le ilgili talebine yönelik kararın çok yakında verileceğini söyledi. Mercan, ABD Başkanı George Bush yönetimine yakın, muhafazakar American Enterprise Institute (AEI) adlı düşünce kuruluşunda, ”Türk-Amerikan ilişkileri kurtarılabilir mi?” başlığıyla düzenlenen panele katıldı. Panele, ABD'nin eski savunma bakan yardımcılarından Richard Perle ile son dönemde Wall Street Journal gazetesinde yazdığı Türk-Amerikan ilişkileriyle ilgili yazı nedeniyle gündeme gelen Robert Pollock ve AEI uzmanlarından Michael Rubin'in de katıldı. "İNCİRLİK KARARI ÇOK YAKINDA VERİLECEK" Mercan, hükümette görev almadığının altını çizerek, İncirlik konusunun gündeme gelmesi üzerine, “bu konuda karar çok yakında verilecek. Hükümette olmadığım için ne zaman olacağını söyleyemem. Ancak çok yakında” dedi. Mercan, ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in, Irak Savaşı'nda Türkiye'nin topraklarını Amerikalıların kullanmasına izin vermemesi yüzünden devrik Saddam Hüseyin rejimi mensuplarının halkın arasına karıştığını ve bugün bu yüzden isyancılar sorununun yaşandığını söylemesine de yanıt verdi. RUMSFELD'E YANIT Murat Mercan, “Türkiye adil olmayan bir şekilde eleştiriliyor. Sanki Türkiye'nin isteksizliği Irak'ta olumsuz koşulları doğurmuş gibi. Ancak bizim tutumumuz ve verdiğimiz destek ortada” dedi. Türkiye'nin daha sonra hava sahasını açtığını ve Irak'a asker gönderme kararını çıkardığını hatırlatan Mercan, Türkiye'nin, modern ülkelerin, Batı'nın davasına yardımcı olmuş bir ülke olduğunu söyledi. Türk-Amerikan ilişkilerine bakarken, küçük ayrıntılara takılmak yerine daha geniş düşünülmesi gerektiğini vurgulayan Mercan, ne hükümet ne de siyaset düzeyinde Amerikan karşıtlığı bulunmadığını söyledi. Mercan, “Bazı anlaşmazlıklar olabilir, ama büyük resim unutulmamalı” dedi. AKP'YE KARŞI YAYINLAR Türkiye'de, AKP karşıtı bazı yayınlar bulunduğunu söyleyen Mercan, AKP'nin Vatikan ile veya ABD ile işbirliği içinde olduğuna dair bazı kitapların partiye karşı kullanıldığını belirtti. Mercan, Türkiye'deki Yahudi karşıtlığı olduğu iddialarına karşılık, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün Auswitz kampını ziyaret eden ilk Müslüman dışişleri bakanı olduğuna, Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in soykırım müzesini ziyaretinde yaptığı konuşmaya dikkat çekti. Mercan, “ilişkilerde temel konulara odaklanmalıyız. Bazı aşırı düşünce üretenlere veya radikallere değil. Yoksa bu ilişkilere zarar verecek” diye konuştu. "BUSH YÖNETİMİ SEMPATİ UYANDIRACAK BİR TUTUMA GİREBİLİR" ABD'nin eski başkanı Bill Clinton döneminde Türklerin ABD'ye olumlu bakışının tepe noktasında olduğunu hatırlatan Mercan, Bush yönetiminin de, sempati uyandıracak bir tutuma girebileceğini kaydetti. Mercan, Irak ile ikinci sınır kapısının açılması, terör örgütü PKK'ya karşı daha sert tutum gibi konuları örnek gösterdi. Mercan, ABD'nin Ankara Büyükelçisi Eric Edelman'ın görevinden ayrılacak olmasından üzüntü duyduğunu, kendisinin çok iyi bir diplomat olduğunu da belirtti. İRAN, SURİYE Bir soru üzerine, Türkiye ile ABD arasında Suriye ve İran konusunda ayrılık olduğuna inanmadığını belirten Mercan, Türkiye'nin her fırsatta Suriye'ye, Lübnan'dan askerlerini çekmesi mesajını verdiğini ve İran'da nükleer silah bulunmasının en çok Türkiye'yi rahatsız edeceğini kaydetti. Mercan, yaklaşım ve yöntem bakımından farklılıkların ise büyük resmi değiştirmemesi gerektiğine işaret etti. SEZER'İN ŞAM ZİYARETİ Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Suriye'yi ziyaretine ilişkin Amerikalı yetkililerden karşı görüş duymadığını belirten Mercan, bu ziyaretin aylar önce planlandığını ve Sezer'in kişisel seçimi olduğunu söyledi. Mercan, ülkelerin bağımsız olduğunu ve kendisi de Sezer'in yerinde olsa bu ziyareti yapacağını kaydetti. KAVGAM Hitler'in Kavgam kitabının Türkiye'de çok sattığı tartışmalarına karşılık Mercan, bu tip konulara odaklanmaktan vazgeçilmesini tavsiye etti ve Amazon.com'da bu kitaptan kaç adet satıldığını sordu. PERLE: SORUNLAR ÇÖZÜLMELİ Richard Perle ise Türk-Amerikan ilişkilerinin çok önemli olduğunu ve sorunların çözülmesi gerektiğini söyledi. Perle, bazı komplo teorilerinin Neo-con olarak adlandırılan yeni muhafazakarlara atfedilmesine de esprili bir cevap verdi ve “benim yıllarca edindiğim tecrübeye göre, komplo organize etme yeteneğimiz yok” dedi. Türkiye'deki Amerikan karşıtlığını Almanya, Fransa ve İngiltere'de de duyduğunu belirten Perle, ABD'nin Irak'ın petrolünün peşinde olduğu iddiasının saçma olduğunu kaydetti. Perle, zaman içinde ABD'nin, Afganistan ve Irak'ta yaptıklarının daha fazla takdir edileceğini belirtirken, “yakında özgürlükler öyle yayılacak ki Türkiye, bölgesinde İsrail'den sonra tek demokrasi olma tekelini kaybedebilir” dedi. Perle, “Türk-Amerikan ilişkilerinin devam edeceğine güvenim tam” dedi. SÜLEYMANİYE OLAYI Süleymaniye olayına, bir soru üzerine değinen Perle, o dönemde Hampton'da bulunduğunu ve hem Türkiye'den hem de Amerikan yönetiminden kendisini telefonla aradıklarını anlattı. Perle, 4 Temmuz tarihi tatile denk gelmeseydi, birçok kişiye kolaylıkla ulaşılabileceğini kaydetti. Hatanın uygun şekilde çözüme ulaştırıldığını, ancak konunun halen sıkıntı kaynağı olmasının şanssız bir durum olduğunu söyledi. Bir gazetecinin, ABD'nin sonunda özür dilediğini söylemesi üzerine Perle, “özür dilediğimiz için memnunum” dedi. "TÜRKİYE BİZE YARDIM ETTİ" Sezer'in Suriye'yi ziyaretinin hükümet politikası olduğunu belirten Perle, Türkiye'nin, Suriye'nin Lübnan'da askeri varlığını desteklemediğini vurguladı. Rumsfeld'in Türkiye'yi sorumlu tutan sözlerine karşılık Perle, ”tarihi geri çeviremezsiniz. Rumsfeld'in sözlerinin yardımcı olmadığını düşünüyorum. Sonuçta Türkiye'nin tutumu, taktik olarak bize yardım etti” dedi. Kavgam kitabının çok satması konusunda ise Perle, aynı anda pekçok farklı yayın şirketinin bu kitabı çıkarmasına şüpheyle yaklaştığını söyledi. Perle, “niye aynı zamanda çıktı, kim cesaretlendirdi diye düşününce, kötü bir çaba şüphesi var. Ancak 2005 yılında Türkler'in akşamlarını Kavgam'ı okuyarak geçirdiğini hayal edemiyorum” diye konuştu. POLLOCK: YAZIMDAN DOLAYI ÜZÜNTÜ DUYDUM Gazeteci Pollock ise, kısa süre önce yazdığı yazının tartışma konusu olmasından üzüntü duyduğunu söyledi. Pollock, ABD'ye karşı nefret oluşturmaya yönelik yalanlar yüzünden böyle bir yazı yazdığını, ancak kullandığı dil nedeniyle suçlandığını, ancak bu suçlamaya katılmadığını belirtirken, hiçbir ülkede ABD büyükelçisinin, Güney Asya'da meydana gelen tusunami felaketini ABD'nin yapmadığına ikna için konferans düzenlemek zorunda kalmadığını söyledi. METAL FIRTINA Kavgam kitabının tek bir örnek olmadığını da söyleyen Pollock, ”Metal Fırtına'yı” örnek gösterdi ve “genç Türk erkekleri, bu kitapla erkeklik hormonlarını artırıyor” dedi. Pollock, hiçbir ülkede muhalefet liderinin, Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı'nın (CIA) kendisini devirmek için komplo kurduğunu veya eski bir Başbakan'ın CIA'i kendisini öldürmeye çalışmakla suçlamadığını savundu. RUBIN: SÜLEYMANİYE OLAYINI KİM SIZDIRDI Michael Rubin de konuşmasında, Süleymaniye olayını hatırlattı ve Türk basınını, bu olayı kimin sızdırdığını düşünmeye davet etti. Rubin, iki ülke arasında sessizce çözülebilecek bir olayın, milliyetçi duyguları kışkırtmak isteyenlerce sızdırıldığını ve basının bunu dikkate alması gerektiğini söyledi. Kendi yazdığı yazıların, Amerikan hükümetindeki “kabalanın” koordineli hareketi olarak algılandığını belirten Rubin, bunları saçma olarak niteledi. PKK - HAMAS Rubin, bundan sonra Türk-Amerikan ilişkilerini düzeltmek için neler yapılabileceğine yoğunlaşılması gerektiğini belirtirken, ABD'nin PKK'ya karşı daha güçlü bir tutum alması gerektiğini kaydetti. Rubin, örneğin Hamas'ın kaynaklarını kurutan ABD'nin, aynı şekilde PKK'nın ABD'deki finans kaynaklarını kurutmak için harekete geçmesini tavsiye etti. Michael Rubin, “kirli çamaşırların” basında yıkanmasından vazgeçilmesi gerektiğini de kaydetti.