BIST 8.976
DOLAR 32,33
EURO 35,07
ALTIN 2.285,82
HABER /  GÜNCEL

Bir çağrı da kardeş Öcalandan

Osman Öcalan'dan ilginç açıklamalar. Dağdan inişlerle birlikte Türkiye'deki yeni tehlikeye işaret etti.

Abone ol

Dağdan dönenler için 'sivilleştirme projesi' öneren Öcalan, rehabilite edilmezlerse dağdan dönenlerin suç örgütü oluşturabileceğine dikkat çekti.

Demokratik açılımı destekleyen Öcalan, Kandil'den gelen PKK'lıların karşılanma şekillerini ve kıyafetlerini eleştirdi.

Terör örgütü PKK'nın sözde lideri Abdullah Öcalan'ın kardeşi ve örgütün eski yöneticisi Osman Öcalan, Kanaltürk muhabiri Celal Çamur'a konuştu. 

SİVİLLEŞTİRME OLMAZSA SUÇ ÖRGÜTLERİ OLUŞUR

Dağdan dönenler için bir sivilleşme projesi uygulanması gerektiğini ifade eden Osman Öcalan, bunun gerekçesini ise şöyle açıladı: Binlerce kişi hep birden silahımı bıraktım geliyorum derse yani sorunları çözülemezse daha sonra sorunlar çıkar. Yani suç örgütleri oluşur. Silaha alışmış, silahla işleri çözmeye kalkışmış insan, yani zorlandığı noktada bu sefer siyasi örgüt değil de suç örgütleri oluşturur. Bu nedenle ilk parti 600, daha sonra aynı veya daha fazla sayılarla sivilleşmeye hazırlanılır. Böylelikle 2 veya 3 yıl içerisinde tüm güç, sivil hayata geçilebilir."

KÜRTLERLE İTTİFAK TÜRKİYE'Yİ SÜPER GÜÇ YAPAR

Demokratik açılım projesini desteklediğini açıklayan Osman Öcalan, siyasi ve kültürel adımların Türk devletini güçlendireceğini söyledi. Yavuz Sultan Selim döneminde olduğu gibi Kürtlerle ittifak yapılması gerektiğini savunan Öcalan, "Osmanlı Devleti'ni İslam alemi içinde etkili hale getiren ve bir imparatorluğa dönüştüren bir gelişme olduysa bu dönemde de Kürt Türk anlaşması Türkiye'yi güçlendirir. Türkiye Ortadoğu, Kafkasya, Orta Asya, Kuzey Afrika hatta Balkanlar'da çok etkili bir ülke haline gelir. Süper bir güç olur" dedi.

DTP KİŞİLİĞİNİ BULAMADI

DTP'ye yönelik eleştiriler de getiren eski PKK yöneticisi Öcalan, AKP'nin çözüme yönelik faaliyetlerinin desteklenmesi gerektiğini vurguladı. DTP'nin hala kendi kişiliğini bulmadığını belirten Öcalan şöyle konuştu: "PKK'nın gölgesinde hareket ediyor. Bağımsız irade ve siyaset yapamıyor. Bu da onun daha olumlu bir rol oynamasını engelliyor. DTP, sosyal demokrat bir partidir. Ben ona Kürtlerin CHP'si diyorum. Yani öyle çok üretken bir parti değil. Solcuların ve alevi vatandaşların çoğunlukta olduğu bir partidir. Yönetimde ve kitlesel yapıda da böyledir. Aynen CHP gibidir."

KÜRTLERİN ÖZGÜRLÜĞÜ ÖCALAN'IN ÖNÜNÜ AÇAR

Öcalan, silahlı çatışma yerine siyaset alanını gösterdi. Silahların bir daha ortaya çıkartılamamak üzere gömülmesi gerektiğini belirten Öcalan, "PKK'nın lideri içeridedir, yani cezaevinde yatmaktadır. PKK'nın şiarı şudur: 'Öcalan'ın özgürlüğü Kürtlerin özgürlüğüdür.' Elbette Abdullah Öcalan Kürt mücadelesine hizmet etmiştir. Ancak, Abdullah Öcalan'ın yani PKK liderinin özgürlüğü Kürtlerin özgürlüğü ile eş tutulamaz. Tam tersine Kürtlerin özgürlüğü Abdullah Öcalan'ın özgürlüğünün önünü açar. Doğru formül budur" şeklinde konuştu.

MUHAFAZAKAR KÜRT PARTİSİ LAZIM

Kürtler içerisinde sosyal demokrat, solcu bir çizgiden çok muhafazakar demokrat bir çizginin gelişme olanağı olduğunu savunan Öcalan, şöyle konuştu: "Kürt halkının siyasi tercihi sosyal demokrasiden çok muhafazakar demokrat bir doğrultudan yana. Bugün AKP, bunu kısmen karşılıyor. Eğer muhafazakar demokrat bir Kürt hareketi doğarsa hem DTP'yi hem AKP'yi geriletir. Yüzde 10'ları aşan bir parti haline gelir. Muhafazakar demokrat çizgide bir Kürt hareketinin gelişmesi siyasette etkili olması mümkündür. Eğer olanak bulursam Türkiye'ye gelir, Kürt toplumu içerisinde muhafazakar demokrat çizgide siyaset yaparım."

TÜRKİYE'YE HİZMET ETMEK İSTİYORUM

Türkiye'ye dönerek Kürt halkı ve Türkiye Cumhuriyeti'ne hizmet etmek istediğini açıklayan Osman Öcalan, "Kürt sorununu çözerek barışa ve Türkiye'nin gelişmesine katkıda bulunmak istiyorum. Türkiye'nin süper güç olmasını istiyorum. Ama eğer Kürtler bu Cumhuriyete ortak ise büyük bir Türkiye herkesin çıkarınadır. Kürtlerin de çıkarınadır. Eğer hükümet bir girişimde bulunur bizi davet ederse konuşur, tartışırız. Bazı endişelerimiz var onlar giderilirse bu her zaman gerçekleşir" diye konuştu.

YÖNETİCİLERİN DÖNMESİ İÇİN DÜZENLEME ŞART

PKK terör örgütü içerisinde uzun yıllar yöneticilik yaptığını hatırlatan Osman Öcalan, dönüş için bazı yasal düzenlemeler yapılması gerektiğini istedi. "Bu durum Türkiye'nin mevzuatlarına göre tutuklanmayı, yargılanmayı ve cezaevine girmeyi gerektirir. Bu yasa hala yetersiz. Yani bizim gibilerin durumunu karşılamaya yetmez. Yasa düzenlemesi gerekir"

DAĞDAN DÖNÜŞLER ŞOVA DÖNÜŞTÜ

Öcalan, dağdan dönenlerin karşılanma şekilleri ve kıyafetlerine yönelik şu eleştirileri getirdi: "Bana göre bir şova dönüştü. Bu şov da zorlayıcı oldu. Ama o elbiselerle gelmeyebilirlerdi veya o elbiseleri gelir gelmez değiştirebilirlerdi. Türkiye'nin onları tutuklamadan sınırda karşılaması ve fazla beklemeye gerek duymadan serbest bırakması bana göre olumlu ve cesurca bir adımdı. Böyle bir yaklaşım daha önce silahını bırakmış kişilerin de dönüşünü teşvik eder. Biz gelirsek öyle bir şeye ihtiyaç yok. Gösteriye, gerek olmadan önemli olan dönmek ve çalışmaktır. Biz siyasi çalışma için dönmek istiyoruz."

PERİNÇEK VE YALÇIN KÜÇÜK PKK'NIN ÇİZGİSİYLE OYNADI

Doğu Perinçek, Yalçın Küçük ve Ragıp Duran'ın PKK ile sıkı ilişkiler kurmasına da açıklık getiren Öcalan bu nedenleri şöyle sıraladı: "Doğu Perinçek'in amacı yükseliş giren ve kitleselleşen PKK'nın siyasi kanadı olmaktı. Bu isteğini başaramayınca PKK'ya düşman kesildi. Yalçın Küçük devlet adına PKK'yı kontrol etmek istiyordu. PKK'nın Kürt boyutunun zayıflatılarak sol boyutunun öne çıkması için çabalıyordu. Ragıp Duran ise devlet adına PKK'nın sol çizgide duruşunu önemsiyordu. Bu anlamda bunlar PKK'nın çizgisiyle oynadılar. Bunu Ergenekon adına yaptıklarını söylemek mümkündür"

SAKIK GURUBU ERGENEKONCUDUR

Osman Öcalan, Şemdin Sakık ve hala PKK saflarında olan Kadri Çelik ile Sait Çürükkaya'nın asıl Ergenekon üyeleri olduğunu söyledi. Bu 3 ismin Diyarbakır, Muş çevresinde birinci derecede sorumlu konumunda olduklarını ifade eden Öcalan, "33 asker olayı da bunlardan kaynaklandı. Esas Ergenekon üyeleri bunlar. Kaldı ki bunlar zaman zaman ordunun üst düzey yöneticileri ile bilgi alışverişinde bulunuyorlardı. Ne zaman operasyon olacaksa bunlara bildiriyordu. Bunun Yeşil olduğu söyleniyordu. Yani durumları karanlıktır. Esas PKK içerisinde Ergenekon olarak adlandırılacak grubun bunlar olduğunu belirtelim" ifadelerini kullandı.

İKİ BOYUTLU ERGENEKON BAĞLANTISI

PKK ile Ergenekon arasındaki iki boyutta bağ olduğunu aktaran Öcalan, "Bir Doğu Perinçek, Yalçın Küçük, Ragıp Duran boyutudur. Bunlar PKK'yı kontrole almak istiyor, Ergenekon'un askeri müdahalesi ise Şemdin Sarkık, Sait Çürükkaya Dr. Süleyman koduyla bilinir ve yine Ape Hüseyin koduyla bilinen Kadri Çelik'tir. Bunlar ise PKK'yı çizgisinden saptırmak istedi. Basını ve eğitimi yasakladılar. Sivil insanları katlettiler" açıklamalarında bulundu.

KÜRT-TÜRK İTTİFAKIYLA MİSAK-I MİLLİ GERÇEKLEŞİR

Kürt - Türk ittifakının önemine işret eden Öcalan bölge ülkeleri içinde, Kürtlerin en fazla Türkiye'ye ilgi gösterdiğini aktardı. Kürt sorunun çözülmesi ve açılımın ekonomik boyutu ile de gelişmesi ile Irak Kürtlerinin Türkiye'nin parçası haline geleceğini aktaran Öcalan şöyle konuştu: "Yani birleşme fiilen gerçekleşmiş olur. Mustafa Kemal'in Misak-ı Milli sınırları içinde yapmak isteyip de İngiltere'nin fırsat tanımadığı durum bugün barışçıl bir durum içinde gerçekleşir."