BIST 9.431
DOLAR 32,60
EURO 34,80
ALTIN 2.504,64
HABER /  GÜNCEL

'Berlin Duvarı, kimin üzerine yıkıldı?'

Türkiyeli bazı göçmenler, artık var olmasa da, 'Berlin Duvarı'nın şehri hâlâ bölmeye devam ettiğini, duvarın yıkılmasının ardından milliyetçilik ve ırkçılığın arttığını söylüyor. Onlara göre duvar, göçmenlerin üzerine yıkıldı. Didem Tali'nin izlenimleri.

Abone ol

9 Kasım Pazar günü Berlin Duvarı'nın yıkılışının 25. yıldönümü on binlerce kişinin katılımıyla kutlandı.

Duvarın eskiden bulunduğu güzergâha konulan yüzlerce ışıklı balon, kutlamaların en dikkat çekici unsurlarından biriydi.

Akşam saatlerin 7’yi göstermesiyle havaya uçmaya başlayan balonlar, duvarın yıkılmasını temsil etti.

Ancak, yıkılışının 25'nci yıldönümünde, Berlin Duvarı artık fiziksel olarak var olmasa da, duvarın şehri hala ikiye bölmeye devam ettiğine inanan birçok kişi var. Berlin'de yaşayan birçok Türkiye asıllı göçmene göre, bu ayrım günlük hayatı görülebilir derecede etkilemekte.

Şirin Manolya Sak, Berlin doğumlu bir gazeteci. Berlin’in Türkiye asıllı göçmenleriyle özdeşleşen Kreuzberg semtinde oturuyor. İkinci kuşak bir göçmen olan Sak, Berlin’in bazı bölgelerinde milliyetçi saldırılardan çekiniyor. “Doğu Berlin’de gitmekten hala kaçındığımız mahalleler var” diyor.

Emlak fiyatları yükselişte

1970'lerde Batı Berlin'in en yoksul semtlerinden olan, duvarın hemen kenarındaki Kreuzberg de son 25 yılda şehirde yaşanan değişimlerden nasibini aldı. Duvarın yıkılmasıyla birlikte, Batı Berlin'in en uç noktasındaki Kreuzberg, şimdi kentin merkezinde ve popüler bir semt.

Araştırma şirketi Empirica Co’nun son raporuna göre son üç yılda Almanya’nın genelinde kiralar %7 artarken, bu oran Kreuzberg’de yüzde 67’di. Kreuzberg’deki emlak piyasasındaki önemli yükseliş uzun yıllar boyu burada yaşamış çok sayıda semt sakini evinden etmiş durumda. Kreuzberg bugünlerde yeni kurulmuş e-ticaret firmalarına, dünya standartlarında gece kulüplerine ve sanat galerilerine ev sahipliği yapıyor.

Kreuzberg’deki yerinden olan birçok aile, kendini güvende hissetmediği ancak emlak fiyatlarının daha düşük olduğu mahallelerde yaşamak zorunda kalıyor.

Ayrımcılık ve aşırıcılık

1982'den beri Kreuzberg'de yaşayan Ercan Yaşaroğlu'na göre, özellikle göçmen toplulukları için Berlin Duvarı'nın yıkılışında “kutlanacak çok fazla şey yok”. Duvarın yıkılmasının milliyetçilik ve ırkçılık gibi akımları güçlendirdiğine inanan Yaşaroğlu’na göre, "Berlin Duvarı göçmenlerin üzerine yıkıldı."

Yaşaroğlu, “Duvar ortadan kalkınca, daha önceden duvarın varlığına atılan suçlar göçmenlere atılmaya başladı. Birçok kişi kendi milliyetinin, inancının, toplumunun farkına vardı. ‘Yabancı sorunu’ duvarın yıkılmasından sonra şiddete dönüşmeye başladı. Bu şiddet 25 yıl içinde 155’in üzerinde can aldı” diye anlatıyor.

Duvarın yıkılması ve Batı Berlin’e doğudan akan yeni göç dalgası ile yüzlerce Türkiye asıllı işçinin işsiz kaldığı biliniyor. Bu işsizlik ve ayrımcılığa uğrandığı inancı kimi göçmen gruplardaki aidiyet ve kimlik sorunlarını perçinlemiş. Kreuzberg’e yerleştiğinden beri yerel örgütlerde faşizm karşıtı faaliyetlere aktif olarak katılan Yaşaroğlu, “İşsizlik veya günlük hayatta yaşanan ayrımcılıklar bazı gençlerimizi de aşırıcılığa yöneltti” diyor ve bir taraftan da ismi Türkçe olduğu için iş bulmakta zorlanan bazı eğitimli 3. kuşak gençlerin artık Türkiye’de iş aradığına dikkat çekiyor.

Alman toplumunda köklü dönüşüm

Prof. Gökçe Yurdakul’a göre ise, Berlin Duvarı’nın yıkılması Türkiye asıllılara ırkçılık ve işsizlik gibi sorunlar getirse de, bu olayın modern Alman toplumu üzerindeki olumlu etkileri de azımsanmamalı.

Berlin Humboldt Üniversitesi’nde göç, ırk ve etnik köken gibi alanlarda çalışmalar yapan Profesör Yurdakul, “Duvarın yıkılmasından sonra işlerini kaybeden işçilerin bir kısmı aldıkları tazminat sayesinde kendi işlerini kurdular. Bu sayede açılan iş yerleri son 25 yılda yüzlerce kişiye iş yarattı ve ekonomiye büyük katkı sağladı. Önce olumsuz gibi görünen bir gelişme, uzun vadede çoğu kişi için çok daha faydalı oldu” diyor.

Yurdakul, duvarın yıkılmasının aynı zamanda Almanya’da çok kültürlülüğün de daha geniş bir kabul görmeye başlamasını tetiklediğine de işaret ediyor:

“Türklere yönelik ırkçı saldırılar ne yazık ki devam ediyor ve bu saldırılar kimi zaman görülmüyor. Ancak aynı zamanda da duvarın yıkılmasından beri modern Alman kimliği yeniden şekillenmekte. Bu kimliği benimseyenlerin sayısı her zamankinden fazla ve bu kimlik son derece kozmopolit ve farklı kültürlere açık."