BIST 10.166
DOLAR 32,28
EURO 34,99
ALTIN 2.419,26
HABER /  POLİTİKA

BDP'ye göre demokratik özerklik onaylandı

BDP'ye göre seçim sonuçları demokratik özerklik talebinin kabul gördüğü şeklinde yorumlanmalı.

Abone ol

BDP Genel Başkan Yardımcısı Filiz Koçali, seçim sonuçlarını değerlendirirken, Türkiye için önerdikleri demokratik özerkliğin seçimlerde halkın onayına sunulduğunu ve kabul gördüğünü savundu:

"Artık Başbakan'ın da karar verme zamanıdır. Başbakan Kürtlere dönük politikalarda ısrar mı edecek, yoksa Kürtlerin siyasi iradesini tanıyıp, statü talebini ve demokratik özerkliği de içeren bir demokratik anayasaya evet mi diyecek? Başbakan, balkon konuşmasında çok umut vermedi"

BDP'nin desteğiyle milletvekili seçilen Ahmet Türk, Leyla Zana, Sırrı Süreyya Önder, Şerafettin Elçi, Levent Tüzel, Ertuğrul Kürkçü, Aysel Tuğluk ile Nursel Aydoğan, BDP Genel Başkan Vekili Hamit Geylani ve Genel Başkan Yardımcısı Filiz Koçali ile birlikte 12 Haziran seçimlerinin sonuçlarını Diyarbakır'da biraraya gelerek değerlendirdiler.

'SEÇİM BARAJI YIKILDI'

Diyarbakır'da Sümerpark Resepsiyon Salonu'nda düzenlenen basın toplantısında konuşan BDP Genel Başkan Yardımcısı Filiz Koçali, büyük bir zaferle seçimlerden çıktıklarını, yüzde 30 oranla kadınların temsil edildiği en yüksek grup olduklarını söyledi. Koçali, 12 Haziran seçimlerinin doğru okunmasını isteyerek, "Seçimin dünü, bugünü ve yarını doğru tahlil edilmelidir. Adil ve demokratik bir seçim olmadı. Aldığımız oy sezim barajının artık anlamsız kılmıştır. 36 vekille bu baraj yıkılmıştır. Türkiye seçim tarihinde adeta ilkler yaşandı. Siyasetçilerin kullandığı üslup ve söylemler hiçbir seçim döneminde olmadığı kadar toplumsal ve ahlaki değerlerden uzak kalmamıştır" dedi.

'AKP'NİN EN BÜYÜK ÇILGINLIĞI ÖCALAN SÖZLERİDİR'

Seçim sürecindeki gerginliğin birinci dereceden sorumlusunun AK Parti olduğunu savunan Koçali, AK Parti'nin  'çılgınlıkta' sınır tanımadığını ileri sürerek, "AKP'nin en tehlikeli çılgınlığı sayın Abdullah Öcalan'a ilişkin söz ve davranışları olmuştur. Kürt halkı, AKP'nin ülke ve toplum açısından ciddi tehlike yaratan bu oyununu, meydanlarda ve sandıkta gösterdiği direnişle boşa çıkarmıştır" diye konuştu.

BALKON KONUŞMASI MEMNUN ETMEDİ

Ortaya çıkan halk iradesinin Abdullah Öcalan'ın Kürt sorunun çözümünde 'kendi rolünü' oynaması için gerekli koşullara kavuşturulması yönünde de kararını verdiğini ileri süren Koçali, Başbakan Erdoğan balkon konuşmasını tatmin edici bulmadı:

"Bloğun bileşenleri ve onu destekleyen milyonların talebi de, Öcalan'ın İmralı'dan çıkarılması ve Kandil'in de dahil olduğu bütün taraflarla görüşmelerde bulunabilmesinin önünün açılması yönündedir. Hükümet tez elden bu halkın iradesine kulak vermelidir. Öcalan'ın Kürt halkının kırmızı çizgisi olduğunu bilmeli ve savaş dilini bir an önce terk edilmelidir. Artık Başbakan'ın da karar verme zamanıdır. Başbakan Kürtlere dönük politikalarda ısrar mı edecek, yoksa Kürtlerin siyasi iradesini tanıyıp, statü talebini ve demokratik özerkliği de içeren bir demokratik anayasaya 'evet' mi diyecek? Başbakan, balkon konuşmasında çok umut vermedi. Kürt sorununu telaffuz bile etmedi. Halka 'haklarınızın garantisi benim' diyerek 'tekçi' bir temsiliyet sergiledi. Aynı konuşmada hak ve özgürlükleri bireysel alana sıkıştırarak kolektif hakları görmezden geldi. Başbakan, çok açık bir şekilde Kürt sorununun çözümünde izleyecekleri politikayı Türkiye toplumuyla paylaşmalıdır. Yine yeni anayasa için geçmiş pratiğinde olduğu gibi 'uzlaşı' deyip, bildiğini okuyacaksa bu halk buna artık izin vermez. Retçi ve tekçi anlayışı sürdürecekler mi? Farklı etnik kimlikler ve inançları yine öteleyecekler mi? Anadil yasaklarını sürdürecekler mi? İfade özgürlüğü önündeki engelleri kaldıracaklar mı? Başbakan bu sorulara yanıt olmalıdır"

CHP VE MHP'YE MESAJ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu da eleştiren Koçali, alternatif bir çözüm projesi üretemediğini belirterek, Kılıçdaroğlu'nun politikasının bölgede kabul görmediğini iddia etti.

TÜRK: HÜKÜMETİN TAVRI ATEŞKESİ BELİRLER

Açıklamanın ardından Ahmet Türk, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. PKK'nın ilan ettiği ateşkesin 15 Haziran'da sona ereceği şeklideki açıklamaların hatırlatılması üzerine Türk, "15 Haziran Kürtler açısından, Türkiye açısından önemli bir tarih. Türkiye'nin dönüşüm gösterebilmesi için önemli bir fırsat. Eğer hükümet, devlet 15 Haziranda Kürt sorunu çözümü konusunda yol haritası ortaya çıkarmasa veya buna dönük inandırıcı açıklamalar yapmazsa Kürtler açısından kabul edilmeyecek bir süreç olarak görülür. 15 Hazirandaki yapılacak müzakerelere ve hükümetin ortaya koyacağı tavra göre değişecektir. Hükümetin Kürt sorununa yaklaşımı sürecin nasıl gideceğini belirleyecektir" dedi.