BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  GÜNCEL

Baykal'dan kadrolaşma iddiası

CHP lideri Deniz Baykal partisinin grup toplantısında iktidara yüklendi. Hükümetin militan bir kadrolaşma içinde olduğunu iddia eden Baykal sert eleştiriler yöneltti.

Abone ol

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, militan bir kadrolaşma anlayışının hükümetin temel politikası olduğunu ifade ederek, ''Hükümet giderek 70 milyonun hükümeti olmaktan çıkmakta hatta kendisine oy veren bütün insanların hükümeti olmaktan çıkmakta, dar bir çekirdeğin çıkarları için iktidar olanaklarını, devlet yetkilerini kullanan bir anlayışın tutsağı haline dönüşmektedir'' dedi. Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmaya, Türkiye'nin önünde değerlendirilmesi gereken çok önemli konular bulunduğunu belirterek başladı. CHP Kadın Kolları'nın dokunulmazlıkların kaldırılması istemini içeren kampanyalarına ilişkin görüşlerini dile getiren Baykal, ''CHP'li kadınlar AKP'li erkeklere meydan okumuşlardır, iktidara meydan okumuşlardır'' dedi. CHP'li kadınların iktidara ''Kaçma, affın ve dokunulmazlık maddesinin arkasına saklanma, hesap ver'' dediklerini kaydeden Baykal, dokunulmazlık konusunu izlemeye devam edeceklerini söyledi. Baykal, dokunulmazlığın, siyasetin omurgasında yeraldığını belirterek, bu konunun çözülmesi gerektiğini söyledi. İktidarın bu konuda verdiği sözler bulunduğunu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim öncesi bizzat söz verdiğini ifade eden Baykal, ''Ama hiçbir şey yapmadılar. Dokunulmazlık dosyaları onları korkutmaya, yıldırmaya devam etmektedir. Kadınlarımızı kutluyoruz, bu kampanyayı destekliyoruz. Halkımıza buna destek vermeleri çağrısında bulunuyorum'' diye konuştu. -''KADROLAŞMA RÜZGARLARI''- Ülkede birçok sorun yaşanırken hükümetin kadrolaşma ile meşgul olduğunu savunan Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Hükümetin derdi kadrolaşma, kendi adamlarını oraya buraya yerleştirmek, oraya buraya kök salmak. Acı bir manzara... Militan bir kadrolaşma anlayışı bu hükümetin temel politikası olmuştur. Bu hükümet giderek 70 milyonun hükümeti olmaktan çıkmakta hatta kendisine oy veren bütün insanların hükümeti olmaktan çıkmakta, dar bir çekirdeğin çıkarları için iktidar olanaklarını, devlet yetkilerini kullanan bir anlayışın tutsağı haline dönüşmektedir. Toplumdan, milletten, halktan, ülkenin genel yararlarından soyutlanmakta, dar kadroların hizmetine, emrine sürüklenmektedir. Önümüzdeki günlerde 500'e yakın yeni hakim alınacak. Nasıl alınacak bu hakimler? Türkiye'de işe adam alırken hangi ölçülerin kullanıldığını çok iyi biliyoruz. Yetenek, beceri, başarı güven verici bir sınavla ölçülsün. Sonra ne olacak? Ondan sonra mülakata çağırılacaklar. Mülakat yapacakları kim seçecek? Siyasi otorite seçecek? Neyi ölçecekler? Sonuçta bakacağız en başarılı öğrenciler 500'ün arasına girme olanağı bulamamış, o 500'ün arasında kesinlikle yer alamayacak konumda olanlar rahatlıkla hakim olarak göreve başlamış. Hakimleri konuşuyoruz, Türkiye'nin geleceği bunlar... Yargıtay'da, Danıştay'da Anayasa Mahkemesi'nde görev yapacaklar. Türkiye'de hak, hukuk, adalet denilince onlar karar verecek. Yargı bağımsızlığı, daha yargıcı alırken tasfiye içine girersen bir anlam taşır mı? Bu yöntem yargıyı ciddi şekilde yaralayacaktır.'' -''HÜKÜMET KUŞKU HEDEFİ''- Yeni polislerin de aynı seçme yöntemiyle işe alınacağını savunan Baykal, iktidarın bu konularda ''Kuşku hedefi'' haline dönüştüğünü, bütün kurumların politize edilmek istendiğini ifade etti. Merkezi otoritenin yetkileri yerel yönetimlere aktarılırken de önemli gelişmeler yaşanacağını kaydeden Baykal, bu sürecin tasfiye ile sonuçlanacağını iddia etti. Baykal, bu sürecin müthiş bir kadrolaşma ile biteceğini ifade ettiği konuşmasında, ''Bunun yaratacağı kadrolaşma rüzgarları Türkiye'yi bütün coğrafyalarında allak bullak edecek'' diye konuştu. -''ÇİFTÇİ ARKASINDAN HANÇERLENDİ''- Konuşmasında tarım üreticilerinin sorunlarına değinen Baykal, hükümetin buğday fiyatları ile ilgili yeni politikasının üreticiyi daha da perişan ettiğini, çiftçiyi kendi kaderine terk ettiğini kaydetti. Fiyatların Adana'da 280-320 bin lira, Eskişehir 310-330 bin lira, Konya'da ise 300-320 bin lira arasında oluştuğunu bildiren Baykal, bu manzaranın buğday üreticisinin geçen yıl yaşadığı ''Piyasa afeti''ni bu yıl daha da ağır yaşayacağını gösterdiğini kaydetti. Hükümetin politikasının çiftçiyi can evinden vurduğunu ifade eden Baykal, ''Hükümet açıklamalarıyla borsada fiyatların daha da aşağıya çekilmesine neden olmuştur. Çiftçi ihanete uğramıştır, arkasından hançerlenmiştir'' dedi. CHP Genel Başkanı Baykal, hükümeti, zaman kaybetmeden önlem almaya ve bu yılki hububat politikasını değiştirmeye çağırdı. Çay alımları nedeniyle Rizelilerin de perişan olduğunu kaydeden Baykal, Başbakan Erdoğan'ın 2002 yılında çaya 750 bin lira fiyat vereceğini açıkladığını, ancak verilen en son fiyatın geçen yılki 460 bin liralık fiyat olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan'ın geçen yıl Rizelilerin karşısına çıkamadığını ve fiyatın Trabzon'da açıklandığını savunan Baykal, ''Bu yıl Başbakan'ı Rize'ye gidip Rizelilerin yüzüne bakarak fiyat açıklamaya çağırıyorum. Aldatmacaya dayanan siyaset böyle oluyor, sonuçları da bu oluyor. Başbakan'dan hemşehrilerinin sorunlarına çare bulmasını ben de istirham ediyorum'' diye konuştu. Ekonomideki gidişin de olumsuz olduğunu kaydeden Baykal, dış açığın alarm verdiğini söyledi. Baykal, Türkiye'nin geleceğini güvence altına alması için ekonmik önlemleri yürürlüğe koyması gerektiğini ifade ederek, ''Kaygı verici bir tablodur. Bu nedenle Türkiye, ekonomisini kendi yönlendirebilir olmaktan çıkmıştır. Bu gidiş böyle sürmez, bir yerde tıkanır'' dedi.