BIST 10.159
DOLAR 32,19
EURO 35,15
ALTIN 2.470,95
HABER /  POLİTİKA

Baykal hatasını itiraf etti!

Baykal'ın konuşmasına geceyarısı önergesi damgasını vurdu. CHP Lideri MGK sonrası Gül'ün söz konusu yasayı onaylamayabileceğine dikkat çekti.

Abone ol

Baykal'ın CHP Grubu'ndaki toplantısına "geceyarısı önergesi" damgasını vurdu. CHP Lideri yine Başbakan Erdoğan'a yüklendi, Erdoğan'ı vur kaçla suçlayan Baykal, "Arkadaşlar bizim de kabahatimiz var" dedi. Baykal şöyle konuştu: "Sizin hiç mi kabahatiniz yok diyorsanız, kabahatimiz var arkadaşlar. Bir centilmen anlaşması yapılmış. Centilmen anlaşması çerçevesinde iyiniyetli bir mutabakat sağlanmış. Siz iyiniyetli olarak o mutabakata centilmen gibi sonuna kadar uyacağını zannediyorsunuz yanılıyorsunuz."

GÜL'E MGK GÖNDERMESİ

Baykal, askeri sivil yargının önünü açan düzenlemeyle ilgili kritik MGK toplantısına da üstü kapalı bir göndermede bulundu. Cumhurbaşkanı Gül'ü mayın yasasında göreve davet ettiklerini hatırlatan Baykal, ancak o yasaya imza koyan Gül'ün MGK sonrasında bu yasayı onaylamayabileceğine dikkat çekerek şöyle dedi: "Bakarsınız belli mi olur, önümüzdeki birkaç saat içinde Sayın Cumhurbaşkanı Gül bu yasanın hiç de uygun olmadığını anlama noktasına gelir." 

Baykal'ın bu yasama dönemine ait son grup konuşması şöyleydi:

EMEKLİ AYLIKLARI: Emekli aylıklarının yetersizlikleri ortada. Önce aylıkları kabul edilebilir bir düzeye çekme mecburiyeti vardır. Bunu gereksiz israf olarak kimse düşünmemelidir. Hakkı olan parayı bile devletin vermediğini çok iyi biliyoruz. Emeklilerin alacaklarının tümünün derhal tahsil edilmesi gerek. Gerekiyorsa yasa çıkarılmalı.
- Milli gelirden emeklilerin de pay almasını sağlayıcı bir düzenleme şarttır. İhtiyaç duydukları sağlık tedavisini ek bir ödemeye ihtiyaç duymadan sağlayabilmelidirler.

EKONOMİDEKİ ACI TABLO: Ekonomimizin durumu ile ilgili acı gerçek çok net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Türkiye'nin 2009 yılının ilk çeyreğindeki küçülme oranı tarihi bir rekor düzeyindedir. Yüzde 13.8 bir daralma yaşamıştır. 2008 yılında kendisini göstermeye başlayan daralma olayının 2009'da yeni bir rekor kırarak ortaya çıkması kaygı verici bir manzaradır.

- Bu hepimiz tarafından değerlendirilmesi gereken duruma işaret ediyor. Türkiye dünyanın en çok etkilenen ülkelerin başında geliyor. Bu küçülme çok yüksek bir orandır. Sürece dikkat etmek gerekirse...
Bu oran 2001 yılında yaşanan daralmadan daha yüksektir. Türkiye'nin yaşadığı en büyük krizlerden 2001'le mukayese ettiğimizde çok daha büyük bir daralmadır, Bu düzeyde bir üç aylık küçülme yaşanmamıştır. Bu tarihi bir rekordur. Dünyadaki ülkelerle mukayese ettiğimizde...
Türkiye en az etkilendiğine göre herhalde onlar daha da daralmıştır diyoruz, ama rakamlar öyle demiyor...
Rusya 2.8, Japonya 8.8, Meksika 8.2, İngiltre e4.3 İtalya 2.6, Amerika 2.5, Kanada 2.1, Brezilya 1.8, Fransa 1.2...
Yani krizden en az etkilendi iddiasını ciddiye almak mümkün mü?

3 YIL KAYBOLDU, BU CİDDİ BİR MANZARA

- Türkiye 13.8 küçüldü. Dünyada en çok küçülen ülkelerden birisi olarak ortaya çıtı. Bugün geldiğimiz noktada 3 yıl önceki milli gelir artış düzeyine düştük. 3 yıl kaybolmuştur. Bu ciddi bir manzaradır. Temel nedenleri vardır. Rastlantıyla ortaya çıkmamıştır. Yanlış bir büyüme politikası götürdüğü ortadadır.

[PAGE]


EL PARASIYLA BÜYÜYORSUN, EL GELMEZSE ÇÖKÜYORSUN

- Sadece yabancı sermayenin gelip Türkiye'yi kalkındırmasından medet uman, içerideki sanayiyi her şeyi onlarala devretmeye hazır, bunlarla iftihar eden bir ekonomi politikasıyla bir yere varılamayacağını ısrarla anlattık.
Bizimkileri altyapıyı satar vaziyette görünce, Telekom en başlarda geliyor, Telekom'u vermişiz... Şimdi oraya gidiyor. Üstelik kar transferi yapılıyor. Türkiye'de kar transferi adı altında bir döviz kanaması başladı.
Gelsin yabancı sermaye istediğini alsın politikası büyümeyi tıkattı. Büyüme niye el parasıyla büyüyorsun. El gelmedi mi çöküyorsun...
Biz neyapıyoruz, artık gelmiyorlar, büyümeyeceğiz.

ASIL ÜRKÜTÜCÜ TABLO EYLÜL'DE

- İlk 5 aydaki bütçe açığı 10 katına çıktı. Ne zaman patlıyor bu açık? Dışarıdan para gelmesi durduğu sırada. Bütçede açık veriyor. Devlet borçlanmaya başladı. Başbakan borçlanma azaldı diyordu, noldu borçlanma hızlandı.
- Yabancı sermaye gelmediği için yabancı para borçlanmasını yükseltemiyorsun. Ne yapıyorsun yerli parayla borçlanıyorsun. Bankadaki yerli para kaynaklarını emmeye başlıyorsun.

- Eylül ayından itibaren Türk parasının değeri üzerinde, faiz oranları üzerinde ve kur üzerinde bu tablo çok ciddi etkiler vermeye başlayacaktır, burada uyarıyorum. Mali açıkla bitmiyor.
Çıkış yolu açık. Türkiye'nin kendi kaynaklarını seferberederek, el parasıyla değil kendi sermayesiyle kendi alınteriyle daha çok kaynak aramaya dönüşmesidir.

[PAGE]


BAŞBAKAN ESKİ ARKADAŞLARINI BİLE İKNA EDEMİYOR

- Önce 32.5 küçüleceğiz dediler. OECD rakam açıkladı, 5.9. Bu rakam da 2001 yılında ortaya çıkan daralmadan daha büyüktür. 2009 bir kayıp yılı olacaktır. Bu kayıp yılında hükümet başbakan gayet rahattır. Krizin Türkiye'yi vurmadığı inancındadır. Başbakan artık eski arkadaşlarını bile ikna edemiyor.
Eski maliye bakanımız krizin teğet geçtiği iddiasına başbakana teğet geçmiştir diyerek değerlendirmesini doğru yapmıştır. Yılın yarısını tamamladık. Türkiye'nin hala bir ekonomi programı yoktur.

7 YIL İÇİNDE NE YAPTI ORTADA

- Önümüzde konular var. Bakalım yarın daha da zenginleşmiş bir gündemle mi uyanacağız. İlgiyle merakla bekliyoruz.
Bakınız Türkiye'de bir iktidar var. 7 yıldır işbaşında. İstediği insanı cumhurbaşkanı seçti. Tek parti iktidarı. Meclis Başkanı onların. Dünya ekonomik konjonktürü bu 7 yıl içinde fevkalede uygun cereyan etti. Türkiye'nin önemi her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Daha devlet geleneğini henüz ortaya koyamamış, deneyimsiz bir toplum gibi en temel en yaşamsal konuları karara bağlayamamış bir anlayış içinde..
Silahlı kuvvetlerin, yargının konumu bunlar sanki bu ülkede hiç belirlenmemiş gibi çok temel tartışmaların yaşandığı bir ülke olduk.
Böyle bir iktidarın varlığına rağmen dönüşmüştür diye düşünüyorum ama bu iktidarın varoluşundan dolayı dönüşmüştür demek daha doğru olacak.

BAŞBAKAN SAHTE BELGELERİN PEŞİNE DÜŞÜP ÜLKEYİ KARIŞTIRIYOR...

[PAGE]



-'İRTİCAYLA EYLEM PLANI': Temel tercihlerde bir kafa karışıklığını Türkiye hiç yaşamamıştı, şimdi yaşıyor. Temel ihtilafların yaşandığı bir ülke olduk.
Sahte belgelerin peşine düşüp ülkeyi karıştırıyor. Sen sahte belgeyi konuşacağına İstatistik Kurumu'nun değerlendirdiği belgeyi takip et...
Önce ortaya bir iddia atılıyor. Hem iktidarı bitirecek, hem bir tarikatı bitirecek... Başbakan bu belgeyi muteber bir belge olarak kabul ederek hükümler vermeye siyasi tartışma açmaya başlıyor. Daha dikkatli olmak lazım. Hayır bizimki hemen dalıyor. Şanlıurfa kongresinde veriyor veriştiriyor. Yetkili savcılık inceliyor, hukuki bir değeri yoktur diyor.

- Hiçbir emare bulunamamıştır, geçerliliği yok diyor. Buna rağmen aleacele buna sahip çıkan başbakan ah keşke doğru olsa diye düşünerek doğru olduğunu kanıtlama peşinde düşük perdeden de olsa iddialarını sürdürme gayreti içinde..

[PAGE]



ASKERİ SAVCILĞIN KARARINI İÇİNE SİNDİREMİYOR

- Belge değildir demeye başbakanın dili varmıyor. Askeri savcılIğının krararını içine sindiremiyor. Sisteme yönelik ithamı yaptığının bilmem farkında mıdır.
- Belge olduğunu düşünenler ispatlasın herkes açık. Teknik ortada, hukuk ortada. Ortak içtihat açık. hukuki bir değer taşıyıp taşımadığı açık. Fotokopisi var, aslı yok. Bulunduruyorsa çıkar, bulundurmuyorsa nerede? Fotokopiyle hukuk tesis edilir mi?
- Başbakanın sahip çıktığı belgenin anlamı bu olabilir. Ortada bir komplo varsa kim nasıl yapıyor?

- 'GECEYARISI ÖNÖRGESİ': Daha bu netleşmeden yeni bir manzarayla karşı karşıya kaldık. Birdenbire yepyeni bir manzarayla karşı karşıya kaldık. Ceza kanununda değişiklik yapılmak amacıyla hazırlanmış bir adalet yasa tasarısı günlerce Meclis gündeminde yer tuttu. Parlamentonun tatile gireceği son günün son saatlerinde müzakerelere geçildi.

KAMUFLE EDİLMİŞ LAF CAMBAZLIKLARI

- Dediler ki 2 önerge var. Bunların üzerinde de mutabakat sağlayalım, Meclisten geçirelim.
Önergelerden birisi sivil şahısların askeri mahkemelerde yargılanmasını önlemeye yönelik.. Bu konu ilgili mercilerle konuşulmuş.
Bir önerge daha var o da dille ilgili.. O üzerinde durulmayan, kapsamlı bir şekilde değerlendirilmeyen Gül düzenlemesi olarak sunulup düzenlenen o önergenin asker kişilerin askeri mahallerde işlenmesi halinde sivil mahkelemelerde görüşülmesini öngören bir düzenleme.
Peki bu düzenleme daha önce komisyonda tartışıldı mı? Komisyon bunu karara bağladı mı?

BAYKAL PARTİSİNİN DE HATALI OLDUĞUNU AÇIKLADI... DEVAMI İÇİN TIKLAYIN...

[PAGE]



- Bu düzenlemeyle ilgili devlet kurumlarına haber vermeyeceksiniz. Devlet kurumlarına zaman tanımayacaksın. Geceyarısı bir önergeyle, kamufle edilmiş laf cambazlıklarıyla o oylama tarzı hiçbir vekilin konuşup tartışmasına izin vermiyor..

MECLİS BAŞKANININ BİLE HABERİ YOK

- Meclis başkanı çıkacak diyecek ki benim haberim yok. İlgili mercilerin haberi yok... Türkiye'deki bir temel düzenlemeyi kimseye hissettirmeden değiştireceksiniz. Bazıları buna maç fanatiği terminolojisi içinde gol attı gol yedi diye bakıyorlar. Ülkenin geleceğiyle ilgili. Bu bir başarı değildir, kutlama konusu olamaz.

BİZİM DE KABAHATİMİZ VAR ARKADAŞLAR

- Sizin hiç mi kabahatiniz yok diyorsanız, kabahatimiz var arkadaşlar. Bir centilmen anlaşması yapılmış. Centilmen anlaşması çerçevesinde iyiniyetli bir mutabakat sağlanmış. Siz iyiniyetli olarak o mutabakata centilmen gibi sonuna kadar uyacağını zannediyorsunuz yanılıyorsunuz.

VURKAÇLA SONUÇ ALMAYA ÇALIŞIYOR... DEVAMI DİĞER SAYFADA...

[PAGE]

- CHP vekillerini aldatma peşinde değil, Türkiye'yi aldatma peşinde. Yapmaya çalıştığı şeyi sahiplenecek özgüvende değil, vurkaçla sonuç almaya çalışıyor. Çık söyle açıkça askeri yargıyla sivil yarğı arasındaki görev bölümünü yeniden gözden geçireceğiz diyor. Siville ilgili diyor. biz de diyoruz ki evet yapalım, Genelkurmay diyor ki yapalım.
Ama bu bir aldatmacadır. Yaptığı işi ilan etmeye cesaret edemeden gizlice kendi amacına hizmet edevek şekilde sonuçlandırma çabasındadır.


- Askeri suçları onların elinden alıp başka özell mahallere verme çabası altında ne yatıyor? Asker sivil diyeceğinize bağımsız yargıyı konuşalım. Önemli olan bağımsız yargıya veriyor musunuz vermiyor musunuz?

NİTELİKLİ YALANCILIĞA TERFİ ETTİLER...

[PAGE]


- Geçen hafta bir hakim üzerimde kamusal baskı var dedi. Bunu diyen hakim sivil hakimdi. DGM'i kapattık diyoruz, adını değiştirdik. O DGM'de örneği görülmeyen uygulamalar özel yetkili mahkemelerde görülmeye başladı. O hakimi konuşturan kurummsal baskı başka yerlerde işlemeyecek mi?

- Olay sivil asker meselesi değil. Öyle bir asker mahkeme olur ki kendi komutanını mahkum eder. öyle bir sivil mahkeme olur ki kamusal baskı altında ezilir kalır. Nerden alacaksın nereye vereceksin. Niye gizli gizli yapıyorsun, aldatarak, tuzak kurarak sonuç almaya çalışıyorsun. Almanya'da düzenli dolandırıcılık vardı mahkeme tespit etti. Şimdi bunlar da nitelikli yalancılık yaparak sonuç almaya çalışıyorlar.

SİLAHLI KUVVETLERDEN ELİNİ ÇEK!

[PAGE]



- Türkiye'nin derdi falan dava ile filan davayı kendi ellerine almak. Olayın esasına bakmak lazım. Geçici maddeyi koymuşlar. Belli davaları elinize mi almak istiyorsunuz?
Sizin gösterdiğiniz istikamete bu dava girmiş olursa hukuk yerine mi gelmiş olacak..

- Başbakan diyor ki kurumlar arasında tam bir güven vardır. Peki kardeşim ne uğraşıyorsun o zaman. Geceyarısı kanunlarıyla, yıllardan beri askeri yargının elinde olan bazı somut konuların kendi ellerine almak için ne uğraşıyorsun?

- Askerde olsa sana güvenim yok, sivil de olsa sana güvenim yok. Sen sivili de rahat bırakmıyorsun.
Bizim milletimiz sivil siyasetçinin de askerin işine karışmlasına hoşlanmaz. Görüyoruz ki siyasetçi bugün medyaya burnunu sokuyor, yargıya burnunu sokuyor. silahlı kuvvetlere elini uzatıyor. Başbakana sözümüz elini silahlı kuvvetlerin içinden çek. Yargıyı da mıncıklama, silahlı kuvvetlerle de uğraşma.

DARBE EDEBİYATIYLA İŞ YÜRÜTÜYORLAR

- Darbe lafından geçilmiyor. Allah aşkına darbe hisseden var mı içinizde? En uzak olduğu dönemler... Darbe sözünü istismar etmeye dayalı, darbe üzerinden siyaset yapmaya dayalı bir anlayış var. Darbe edebiyatıyla iş götürüyorlar. Herkesi darbeci ilan ediyorlar. Bu yaklaşım Türkiye'ye yarar getirmez.

BAŞBAKAN SAVCILIKTAN HAKİMLİĞE TERFİ ETMİŞ!

[PAGE]


- Başbakanı biz savcı diye biliyoduk. Ama başbakan bu sözüyle savcılıktan hakimliğe terfi etmiştir. Mahkeme yerine o davanın kararını da hükme bağlamış. Almış başbakan kararı . Sivil olsa ne yazar. Asker olsa ne yazar...
Başbakan herkesi yargıya çıkarma mücadelesi içinde. Tamam da sayın başbakan önce sen kendin yargıya çıksana. Sen hesabını versene. başbakan kendisini yargı kaçağı. Birilerinin yargıdan aldığı kararı yeterli bulmuyor, başka yargıdan al diye yargı önüne yargı çıkarıyor.
Kimsenin arkasına saklanmayın diyor. Başkasının arkasına saklanarak siyaset yapan kendisi. Türkiye'yi bu kadar karışan, sivil yargı asker karıştıran başbakanın hesabını vermesi gerekmez mi? Onu bunu suçlamayı bırak kendi işine bak sayın başbakan.

- Gene mahkeme kapılarında dolaşıyorlar diyor... Doğru hakkaten biz dolaşıyoruz. Ama baktım başbakan da dolaşıyor. Onu hapse at, bundan tazminat al diye şahsi işleri için mahkeme kapılarında dolaşıyor. Biz ise Türkiye'nin çıkarlarını korumak için dolaşıyoruz.

BAYKAL MGK'YA DA GÖNDERME YAPTI...

[PAGE]

- Bakarsınız önümüzdeki birkaç saat içinde cumhurbaşkanı da bu yasanın hiç uygun olmadığını anlama noktasına gelir. Böylece mayın yasasında her şey toplumun gözü önünde yaşanarak cumhurbaşkanını göreve davet ediyorduk. O zaman takdirine mazhar olmadı, bir bakarsınız şimdi takdir eder. Ya cumhurbaşkanı ya anayasa mahkemesi bu geceyarısı baskın girişimi etkisiz kılacaktır. Milletvekili arkadaşlarıma iyi bir tatil diliyorum. Tatili siyasi bir sorumluluk içinde seçim bölgelerinde değerlendirmelerini bekliyorum.