BIST 10.083
DOLAR 32,42
EURO 34,72
ALTIN 2.435,62
HABER /  POLİTİKA

Baykal CHPnin çizgilerini açıkladı

CHP lideri Deniz Baykal, partilerinin laiklikten sonra ikinci önemli hassasiyetini açıkladı.

Abone ol

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, merkez sağ seçmenlerin önemli bir kısmının ilk genel seçimde partisine destek verme eğilimi içine girdiklerini savundu. Baykal, bunun CHP'nin ideolojik kimliğinde değişiklik anlamına gelmediğini ve sol oyların kaybına yol açmayacağını söyledi. Baykal, CNN TÜRK'te yayınlanan Ankara Kulisi'ne katıldı.

Merkez sağ tabandan CHP'ye yöneliş bulunduğu yönündeki açıklamalarının anımsatılması üzerine Baykal, her seçimin içinde ''sürpriz faktörü'' bulunduğunu, seçmenlerin her seçimde bir öncekiyle aynı doğrultuda oy kullandıklarının iddia edilemeyeceğini söyledi. Merkez sağ seçmenlerin önemli bir kısmının bu defa CHP'ye destek verme eğilimi içine girdiklerini savunan Baykal, ''Bu CHP'nin yeni bir ideolojik kimliğe bürünmesi, eski kimliğini terk etmesi anlamında değildir'' dedi. Baykal, vatandaşların Türkiye'nin ulusal bütünlüğüne, kimliğine yönelik çok ciddi tehlike ve tehditlerini ortaya çıkmaya başladığını gördüğünü belirterek, şöyle devam etti:
''Türkiye'ye yönelik bir kuşatmanın bulunduğu, artık aklı başında her insanın görmemezlikten gelemeyeceği bir gerçek. Bunu gören insanlar, 'bu süreci nasıl, kiminle aşacağız, bugünkü iktidar bu sürecin neresinde' sorularını soruyor. Bugünkü iktidarın beklenen, kararlı, net, cesaretli bir tavrı sergilemediğini ve bunun sonucunda Türkiye'ye yönelik planların cesaret bulduğunu ve çığrından çıktığını görüyor insanlar.'' CHP'nin Türkiye'nin umudu haline geldiğini savunan Baykal, izledikleri politika sonucu bir güven kaynağı haline geldiklerini, bunun çizgi değiştirmekle ilgisi bulunmadığını söyledi. Bir soru üzerine merkez sağdan oy almalarının soldan gelecek oyların kaybına neden olmayacağını ifade eden Baykal, CHP'nin sosyal demokrat bir parti olduğunu, Türkiye'de gelir dağılımının çok tehlikeli biçimde çarpıklaştığını gördüklerini, fırsat eşitliği istediklerini vurguladı.

Baykal, bir süre önce CHP'ye ''Siz laiklikten başka bir şey düşünmez misiniz?'' diye eleştiri yöneltildiğini, şimdi ise 'Siz ulusal bütünlükten başka bir şey düşünmez misiniz'' diyenler bulunduğunu söyledi. CHP'nin ulusal bütünlüğü sosyal demokrasiyle ters bir kavram olarak algılamadığını belirten Baykal, Türkiye'de her demokratın öncelikle cumhuriyetçi olması gerektiğini, demokrasi ile cumhuriyet arasında çelişki bulunmadığını ifade etti. -''TERÖR SORUNU VAR''- Baykal, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ın Güneydoğu'da yaptığı açıklamanın anımsatılması ve CHP'nin terör sorununun çözümüne yönelik önerilerinin sorulması üzerine, Türkiye'de terör sorunu bulunduğunu, bu sorun karşısında temenni ifade etmenin, çözüm önermek anlamına gelmediğini söyledi.

Baykal, şöyle devam etti: ''Terörü yapanlar amaçlarını gerçekleştirmek için bunu yapıyorlar. Eğer siz bu insanlara 'bırakın terörü, gelin buraya' derseniz bu, zihinlerde, 'benim taleplerimi karşılayabileceğini, benim dağda oluşuma yol açan nedeni anlayışla karşıladığını, bunu cevaplayabileceğini mi ima ediyorsun'' sorularına yol açar. Gerisini getirmeden sadece boş bir temenniyle yetinirsek, 'eeee.... gerisi ne' derler. Gerisini baktığımız zaman görüyoruz, dağdaki de 'af çıkar' diyor.'' ''Bu işin sonu yok çizgiyi çekelim'' diyenler varsa bunu açıkça ifade etmeleri gerektiğini kaydeden Baykal, ''Çizgiyi çekmekle ülkede barışın sağlanacağını düşünenler varsa bilsinler ki bu, Türkiye'yi çok tehlikeli bir noktaya götürür'' dedi. Terör karşısında kararlı mücadelenin Türkiye'nin en iyi barış projesi olduğunu belirten Baykal, şöyle devam etti:

''Teröre göz yumma, terörü idare etme, terörle uzlaşma projesi Türkiye'ye barış getirmez. Türkiye'yi çok tehlikeli çatışmalara sürükler. Şu anda, onlara sempati gösterir, onların gönlünü yaparsam barış olur zannedenler çok büyük yanılgı içindeler. Bu, tam tersi terörü azdırır, ülkeyi çok tehlikeli çatışmalara sokar ve Türkiye'de ülkeyi savunmak artık görevi bu olanların dışındakilerin eline düşer. Bu çok tehlikeli bir olaydır.'' Baykal, CHP'nin Güneydoğu'ya bakışına yönelik bir soruyu yanıtlarken de Türkiye'de farklı etnik kökenlerin bulunduğunu ancak bunun kimseye üstünlük getirmediği gibi zafiyet de yaratmadığını söyledi. Nerede yaşarsa yaşasın Kürt kökenli insanların ezici çoğunluğunun Türkiye'deki bütün insanlar gibi Türkiye Cumhuriyeti içinde eşit bir insan olarak yaşamak istediklerini belirten Baykal, bu vatandaşların bir ayrışma, bölme, çatışma, anayasal düzeni ortadan kaldırma çabası içinde olmadıklarını söyledi.

''AKP TÜRKİYE'Yİ ÜZÜYOR''
Deniz Baykal, AB süreciyle bağlantılı olarak iktidardan CHP'ye yönelik eleştiriler geldiğine dikkat çekilmesi ve Devlet Bakanı Ali Babacan'ın ''AB konusunda biraz daha hızlanacağız ama CHP bizi üzüyor, her konuda muhalefet ediyor'' değerlendirmesini yaptığının anımsatılması üzerine, şunları söyledi: ''Bunu hak ediyorlar. CHP'nin görevi onların yaptığı yanlışa izin vermemektir. Onlar zannediyorlar ki her söyleneni yaparak görevlerini yerine getirecekler. Sorun zaten oradan kaynaklanıyor. Çok ciddi yanlışlıklar yapıyorlar. Onlar da Türkiye'yi üzüyor. Biz Sayın Babacan'ı üzüyoruz belki ama AKP de Türkiye'yi üzüyor. Türkiye'nin bugün içine girdiği tablonun altında AKP'nin her söylenene 'evet' deme yaklaşımı, teslimiyetçi tutumu yatıyor.''

AB'nin Türkiye'ye yönelik taleplerinin giderek arttığını ve buna karşı toplumda bir direnç geliştiğini kaydeden Baykal, gelinen noktada aklı başında Avrupalı devlet adamlarının Türk kamuoyunun AB konusundaki dönüşünü anlamaya çalıştıklarını, ''nerede hata yaptık'' diye bir sorgulama süreci içine girdiğini söyledi. Kıbrıs konusuna da değinen Baykal, bu konuda vadedilenlerin yerine getirilmediğini ve ek tavizler noktasına gelindiğini söyledi. İzolasyonların kaldırılması için Maraş'ın BM'ye bırakılması önerisinin gündeme geldiğini ifada eden Baykal, ''BM'ye bırakırsak ne olacak? Biz Musul'u Cemiyeti Akvam'a bıraktığımızı unutmadık daha'' diye konuştu.