BIST 10.214
DOLAR 32,19
EURO 35,03
ALTIN 2.465,13
HABER /  GÜNCEL

Balkanlar'da ikinci Türk egemenliği

Balkanlar yeniden Türk hakimilyetine girdi. Bu kez askerle değil dizilerle fethettik!..

Abone ol

Balkanlar'da son yıllarda büyük beğeniyle izlenen Türk dizileri, bu bölgede bir zamanlar kullanılan, ancak zamanla unutulmaya yüz tutan Türkçe kelimelerin yeniden hafızalarda canlanmasına yol açtı. 

Türk izleyicisini ekranlara bağlayan dizilerden biri olan "Binbir Gece", yaklaşık 7 ay önce Sırbistan'daki Fox televizyonunda yayımlanmasıyla birlikte büyük beğeni topladı. Diziye olan ilgi üzerine Bosna-Hersek, Hırvatistan ve Karadağ'daki televizyon kanalları da "Binbir Gece", "Ezel" ve "Gümüş" gibi diğer Türk dizilerini yayımlamaya başladı.

Türk dizilerinin bölge ülkelerinde farklı televizyon kanallarında akşam "reyting mücadelesi" nedeniyle aynı saatlerde verilmesi, cadde ve sokakların bir anda boşalmasına, hayatın adeta durmasına yol açıyor.

Gündüz ise kafelerde ve iş yerlerinde en çok Türk dizilerinde geçen olaylar konuşuluyor ve "dizinin sonunda ne olacağı" konusunda yorumlarda bulunuluyor. Diziler sayesinde, bölge ülkelerindeki insanlar, daha önce kendilerine anlatılanın aksine modern Türkiye'yi ve Türk kültürünü de yakından tanıma fırsatı elde etti.

Sırbistan, Hırvatistan ve Karadağ'da daha önce Türkleri sadece tarih kitaplarında yanlış öğretilen Osmanlı'dan ibaret sanan, Türkiye'yi ise "geri kalmış" bir ülke gibi algılayan bölge halkının ezberi dizilerle bozuldu.

Türkiye'nin modern yüzünü, gelişmişliğini, kültür yapısını dizilerle birlikte daha yakından tanıyan bölge halkı, 400 yıl boyunca Osmanlı çatısı altında birlikte yaşadıkları kültürün izlerini yeniden keşfetti.

Türk dizilerinin bölge ülkelerinde yayımlanmaya başlaması, en fazla Türkçeye olan ilgiyi artırdı. Daha önce aile büyüklerinin kullandıkları Türkçe kelimeleri dizilerde duyan genç izleyiciler, unutulmaya yüz tutan kelimeleri yeniden hatırlamaya ve kullanmaya başladı.

Türk dizilerinin Türkçeye etkisi, bölge ülkelerinde eski Yugoslavya döneminden bu yana varlığını sürdüren Türkoloji bölümlerindeki öğretim üyelerini de mutlu etti. Yıllardır güç şartlarda öğrencilerine Türkçe ve Türk kültürünü öğretmeye çalışan Türkoloji öğretim üyeleri, Türk dizileri sayesinde işlerinin daha da kolaylaştığını kaydetti.

"Türk dizilerine ilgi bizi memnun etti"

Saraybosna Devlet Üniversitesi Türkoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kerima Filan, başta Bosna-Hersek olmak üzere birçok Balkan ülkesinde Türk dizilerine olan ilginin kendilerini de çok memnun ettiğini belirterek, halkın diziler hakkındaki izlenimlerinin çok olumlu olduğunu vurguladı.

Uzun yıllardır Türkçeyle ilgilendiğini ve üniversitede Türkçe dersleri verdiğini belirten Filan, "Çevremdeki herkes, Binbir Gece'yi izlediklerini, çok güzel bulduklarını bana söylüyor. Bunu benimle paylaşma ihtiyacı hissediyor. Dizideki İstanbul karelerini izlemeyi herkes çok seviyor, dizi oyuncuları, ortamları çok güzel ve en önemlisi karakterler arasındaki insani ilişkiler çok iyi kurgulanmış. Ayrıca aile arasındaki ilişkiler de çok ilgi topluyor" dedi.

Diziler sayesinde, Türkoloji'de okuyan öğrencilerin Boşnakçaya yerleşen kelimeleri gördükçe çok mutlu olduklarını anlatan Filan şöyle konuştu:

"Dilimizde de kullanılan 'merhaba', 'iyi akşamlar', 'iyi sabahlar' ifadelerini dizi oyuncularında duymak halkımız için mutluluk verici. Türkçeyi ilk defa dinleme imkanı bulanlar ise dilin çok melodik, güzel olduğunu, kulağa hoş geldiğini söylüyor. Böyle diziler Türkçeye ve Türkoloji bölümüne ilginin artışı için de sebep olabilir. Çünkü dizideki hayat, yaşam kültürü bir bütün olarak sunuluyor.

Yabancı bir dilin, edebiyatın, tarihin de insanların ilgisini çekmesi için, öncelikle o ülkenin yaşam kültürü halkın ilgisini çekmeli. Bir Türkolog olarak benim ve meslektaşlarımın bilimsel anlamda yaptıklarımız, çevirilerimiz daha küçük bir kitleye hitap ediyor. Ancak bu dizilerle birlikte biz akademisyenlerin yaptıkları çalışmalara daha fazla kesimlerden ilgi gelecek. Ben Ahmet Hamdi Tanpınar'dan, Fuzuli'den bir kitap çevirdiğimde daha önce belli bir kesim okuyordu, ama bu tür dizilerle Türkçe eserlere okuyucunun ilgisi de artacak. Bu dizileri, Türk insanının, kültürünün daha yakından tanınması için oldukça önemli buluyorum."

Filan, eski destanlar, masallar ve hikayeleri taradıklarını Türkçe'den Boşnakça ve Sırpçaya geçmiş 8-10 bin kelime tespit ettiklerini de belirterek, "Ancak bu kelimelerin bir kısmı kullanılmadığı, bir kısmı da günümüzdeki ihtiyacı karşılamadığı için yerlerini başka terimlere bıraktı. 'Yastık', 'saat', 'yorgan', 'kaşık' gibi kelimeleri ise hala kullanıyoruz. Annem 'duvar' derdi, ama artık kimse bunu kullanmıyor. Babam 'zaman' kelimesini çok kullanırdı. Fakat zamanla yaşam tarzı bu kelimeleri unutturdu. Ancak dizilerle birlikte eski kelimeler yeniden hatırlanıyor. Bazı kişilerin, dizide Türkçe kelimeleri duyup hatırladıklarını söylediklerine, 'Bizim dilimizde de eskiden bu kelimeyi kullanıyorduk' dediklerine tanık oluyorum. Bu diziler bizim 'dil' olarak geçmişle kopmaya başlayan bağlarımızın, unutulmaya yüz tutan kelimelerin hafızalarımızda yeniden canlanmasına katkı sağladı" diye konuştu.

"Diziler ön yargıyı yok ediyor"

Sırbistan'daki Belgrad Üniversitesi Türkoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mirjana Teodosijeviç de Sırpçada 10 bine yakın Türkçe kelime bulunduğunu belirtti.

Türk atasözlerinin Sırpçada halen çok kullanıldığını, Türkçe sözlüklerde bile bulunmayan kelimelerin kendi dillerinde yaşamaya devam ettiğini ifade eden Teodosijeviç, son zamanlarda Sırbistan'da büyük beğeniyle izlenen "Binbir Gece" dizisinde geçen ve Sırpçada da kullanan kelimeleri duyan insanların çok şaşırdığını kaydetti.

Teodosijviç, "Birçok insan, kullandığı kelimenin Türkçe olduğunun farkında bile değil. Ancak bunu dizide duyduğu an önce çok şaşırıyor, sonra Türkçeyle ilgilenmeye başlıyor. Aslında halkımız Türklerle dilin yanı sıra kültürel olarak da çok benzediğini bu diziler sayesinde gördü. Bu nedenle de Sırbistan'da Türkiye'ye ve Türkçeye ilgi arttı" dedi.

Sırbistan'da daha önceleri Türkler için söylenenlerin gerçek olmadığını yıllarca kendilerinin üniversitede öğrencilerine anlattıklarını ve onlara Türkiye'yi sevdirdiklerini ifade eden Teodosijviç, "Şimdi ise bu diziler sayesinde halkın büyük kısmı, Türkiye'yi yakından tanıma fırsatı buluyor. Kafasındaki ön yargılar bu şekilde yok oluyor" diye konuştu.