BIST 10.182
DOLAR 32,36
EURO 34,62
ALTIN 2.380,30
HABER /  GÜNCEL

Atatürk'ün cenazesi ortada kaldı

Yakın dönem tarih aydınlanıyor. Resmi tarihin arkasında yaşanan gerçekler dönemin canlı tanıkları ile ortaya çıkıyor. Tıpkı Atatürk'ün ölümünde sarayda yaşananlar gibi.

Abone ol

Merhum Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünde neler yaşandı. Milliyet yazarı Hasan Pulur o gün yaşananları canlı tanıklarının ifadelerini köşesine aktardı. Yazar Pulur o cenazenin içler acısı halini Atatürk'ün ölümü yazısıyla bugünkü iktidara uyarladı

SON Padişah Vahideddin"in sonunu geçen cumartesi günü Yılmaz Çetiner'in kitabından anlattık...
Cenazeyi kaldıracak, Şam'a nakledecek para yok, neyse ki, dargın olduğu için cenazesine gelmeyen, yeğeni halife Abdülmecit, oğlu Ömer Faruk Efendi'nin ricasıyla Fransa'dan bir miktar para gönderir, ama bu defa Padişah'tan alacaklı esnaf villayı basar, cenaze tek atlı bir arabayla kaçırılır.
Elbette, hazin bir hikâyedir bu...
***
YA Atatürk'ü kaybettiğimiz 10 Kasım 1938'de Dolmabahçe Saray'ı ne haldeydi?
Merak etmez misiniz?
O halde okuyun...
"Atatürk'ün vefat ettiği gün Dolmabahçe Sarayı'nın içi adeta bir ibret manzarası gösteriyordu. Bizler üzüntümüzden kahrolurken, aziz arkadaşımız Salih Bozok kanlar içinde yatarken (x) saray aniden boşalıvermiş, birkaç arkadaş acımızla ve derdimizle baş başa kalmıştık. Tıpkı tarihte gördüğümüz gibi, bir yanda padişahın hasıra sarılmış cenazesi, diğer yanda ise kılıç alayı töreni hazırlıkları gibi bir hava esiyordu.
Aziz Atatürk ölüm döşeğinde, sakin ve hareketsiz, çenesi bağlanmış yatıyordu. Onu öylece bırakıp sarayı terk edenler, açılacak olan yeni döneme göre durumlarını sağlamlaştırmaya koşuyor ve bununla uğraşıyorlardı."
***
DOLMABAHÇE Sarayı böyleydi de Ankara nasıldı:
"Ankara'da cumhurbaşkanı seçimi, yeni Bakanlar Kurulu'nun atanması vardı, bütün cumhurbaşkanları memurları Ankara'ya çağrılmışlardı, zavallı Hasan Rıza Soyak yapayalnız bırakılmıştı, sarayı ne arayan, ne soran kalmıştı.
Bu acı manzara karşısında isyan etmemek mümkün değildi."
***
İSYAN edenler, Ankara'yı ararlar, "bu acı durumun" Başbakan Celal Bayar'dan durdurulmasını isterler.
Bir saat sonra, cenazenin kaldırılması görevi orduya verilir. Üniformalı subaylar Atatürk'e saygı nöbeti tutmaya başlarlar.
***
KİMDİR bunları anlatan?
"Atatürk'ün sırdaşı", halk arasında "Atatürk'ün fedaisi" denilen Kılıç Ali'dir.
Kılıç Ali'nin Atatürk'e bağlılığını ve sevgisini anlatmak için şu örnek verilir.
Bir akşam Park Otel'de yemek yenirken, birden elektrik kesilir, bir iki dakika sonra gelir, görülen şudur: "Kılıç Ali ve arkadaşları, ellerinde tabancalarla Atatürk'ün üzerine abanmışlardır, bir suikast yapılacaksa, Gazi değil, onlar ölecektir."
***
İŞTE bu Kılıç Ali'nin, Atatürk'ün ölümünden sonra Dolmabahçe Sarayı'nda görüp yazdıkları bunlardır. (xx)
Biz bunları bugün kendilerini hiç iktidardan düşmeyecekmiş gibi sanan bazılarına ibret olsun diye yazıyoruz.
Oysa şair diyor ki:
"Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?"
———-
(x) Atatürk'ün Başyaveri Salih Bozok ölüm haberini alır almaz tabancasıyla intihara teşebbüs ettiyse de kurtarıldı.
(xx) İş Bankası Yayınları.