BIST 10.046
DOLAR 32,38
EURO 34,58
ALTIN 2.381,37
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Arınç'tan Demirtaş'a çok sert sözler

Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Demirtaş'ın kendisiyle ilgili sözlerine cevap verdi. Arınç, 20 günlük gecikmenin sırrını sordu, Demirtaş'ı suçladı.

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'a çok sert sözlerle yüklendi. Demirtaş'ın birilerinin yeni projesi olduğunu ifade eden Arınç, iyi bir siyasetçi olacağını düşündüğü HDP liderinin en büyük sorunun da egosu olduğunu söyledi.

METİN YÜZDE 60 DEĞİŞTİRİLDİ

4 Şubat’ta açıklanması gereken 10 maddenin 24 gün sonra açıklanabildiğine işaret eden Arınç, “Metin bize farklı şekilde ulaştırılmıştı. İçinde kabul edemeyeceğimiz şeyler vardı. İtiraz edildi. Aklı selim galip geldi. Elbirliğiyle metin yüzde 60 değiştirilerek bu noktaya geldi” dedi.

Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Orhan Kemal ve Necmettin Erbakan için taziyelerini ileten Arınç, Avusturya'daki İslam Yasası'yla ilgili olarak Türkiye'nin gerekli çalışmaları yürüteceğini, gerekirse konuyu AHİM'e taşıyacaklarını söyledi.

Bakanlar Kurul Toplantısı'nda AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır'ın Avrupa Birliği konusundaki gelişmeleri aktardığını anlatan Arınç, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın gelecek dönem için yargı reformu strateji taslağı konusunda sunum yaptığını söyledi. Bozdağ'ın seçim yasakları nedeniyle istifa edeceğini ve bu reformu gelecek ismin takip edeceğini ifade eden Arınç, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan'ın da iki konuda sunum yaptığını söyledi. Arınç, "Türkiye Uzay Ajansı kurulmak suretiyle ismini 'TUA' olarak belirledik" dedi.

Bakan Elvan'ın ikinci sunumunun "Ulaşan ve Erişen Türkiye" başlığıyla olduğunu vurgulayan Arınç, yüksek hızlı trenler, otoyollar, tüneller, karayolları, limanlar ve devam eden, gelecek dönemde başlayacak pek çok yatırımı anlattığını aktardı.
 
Arınç, Türkiye'nin bu konudaki yatırımlarına süratle devam edeceğini belirterek, "Ulaştırma alanında Türkiye, çağ atlayan bir Türkiye olacaktır" dedi.

İşte Arınç'ın açıklamalarından bazı başlıklar;

Tabii 2013'teki bu noktadan, şimdi iki yıl sonra böyle bir noktaya gelinmiş bulunuluyor. Bir defa iki yıllık bir gecikme var denebilir. Çünkü bu iki yıl içerisinde geri çekilme, silah bırakma ve diğer gelişmeler olmadı. Maalesef silahları ellerinden bırakmadılar, sembolik biraz dışarıya çıkmanın ötesinde de buna itiraz ettiler, 'Silah bizim için güçtür, bunu da bırakmayacağız' dediler. Çok büyük terör olayları yaşanmadı, kan dökülmedi, karakol baskınları olmadı, mayınlar patlamadı. Biz bunları hep olumlu olarak gördük ama bunun yanında kamu güvenliğini bozan başka olaylar yaşanmaya başladı ve sonunda 6-7 ay kadar önce, artık kısmen Kobani olaylarını bahane ederek, kısmen başka sebeplerle mahalleleri kurtarılmış bölge haline getirmek, insanları öldürmek, insanların evlerine tecavüz etmek... Çocukların ve kadınların zarar gördüğü birtakım artık sosyal patlama veya olay da diyemeyeceğimiz, toplumsal olay da diyemeyeceğimiz doğrudan terör olayları az da olsa kendini göstermeye başladı."

"GÖZÜMÜZÜ KAPATAMAYIZ"
 
Vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğine yönelecek hiçbir tehdit, bizim için çözüm Süreci anlamına gelmez. Yani, bunların hepsini yapabilirler, biz de Çözüm Süreci'ni düşündüğümüz için gözümüzü kapatamayız. Böyle bir şey yok. Dünyanın hiçbir yerinde de böyle bir şey yoktur.
 
Elinde silahla yolları kesenlerin, kimlik kontrolü yapanların, çadırlarda insanlara ceza kesmeye kalkanların, kaçırılıp götürülenlerin, yakılan iş makinelerinin, TOMA'ların içerisine atılan molotoflarla polislerin yüzde 80 yanmasına yol açanların, Çözüm Süreci'yle 'Gelin oturalım, konuşalım' denmesini kimse beklemesin. Hükümetimiz bu konuda kararlıdır, ben de hükümetimizin bu konudaki kararlılığını temsil ediyorum. Kimseyle şahsen alıp veremeyeceğimiz hiçbir şey yok. Biz milletvekiliyiz, milletvekilleriyle de ilişkimizin iyi olmasını isteriz. Kaldı ki HDP legal bir partidir, parlamento içinde yer almaktadır ve Çözüm Süreci'nde bizim partnerimizdir. Partnerimizle iyi ilişkiler kurmak ve onlarla Çözüm Süreci konusunda müşterek, dürüst bağlamda çalışmayı hepimiz arzu ederiz. Bu HDP milletvekillerinin pek çoğuyla da şahsi, iyi ilişkilerimizin olduğunu herkes bilmelidir. Parlamento dışında olanlarla da iyi arkadaşlık ilişkilerimizin olduğunu herkes bilmelidir.
 
"GÖRÜŞMEYE GİDEMEYENLER VAR"
 
Cumartesi günkü açıklamada, üç HDP'li milletvekili var, onlara, ben teşekkür ediyorum. Onlar samimi olarak Çözüm Süreci konusunda ellerinden geleni yapmaktadırlar. Bu kişiler aynı zamanda İmralı Adası'na giden görüşme heyetinin içerisinde de iki yıldan beri yer alıyorlar. Görüşmeye gidip de bir daha gidemeyenler de vardır: Kim olduklarını az, çok tahmin edersiniz. Niye gidememişlerdir, gelmelerini kim istememiştir, hangi sebeplerle bu soğukluk veya sıcaklık söz konusudur, ben bunları bilirim. Çünkü bu süreci yakından takip eden, görevi icabı istihbaratın verdiği bilgiler yanında, çok özel bilgilere de sahip bir insanım ben. 6-7 Ekim olaylarından sonra Sayın Demirtaş'ın oradaki tutumunu da eleştirdiğimde yine bazı konuları istemeyerek de olsa gündeme getirmiştim. Bunlara henüz cevap alabilmiş değilim.

"DEMİRTAŞ İYİ NİYETLİ DEĞİL" 
 
Bugün, o üç tane arkadaşımıza, içlerinde Pervin Buldan da var, sağolsun bana selam göndermiş, ben de 'Aleykümselam' dedim, ona da birkaç cümle söyleyeceğim: Demirtaş, Çözüm Süreci konusunda, iyi niyetli çaba gösteren ve bu sürecin başarıya ulaşmasını arzu eden birisi değildir, buna yürekten inanıyorum. Bana ulaşan bilgilerin gerçekliğini çok iyi bildiğim için bunu söylüyorum. Dilerim ki bu noktadan sonra bu süreci baltalayacak hareketin içerisinde olmaz. O, şimdi, önümüzdeki seçimler için iyi, verimli bir proje gibi görünüyor. Bu proje üzerinde Türkiye'de çalışanlar var. Ben 40 yıldır siyasetin içindeyim, hangi projelerin kimler tarafından parlatıldığını, siyasete sürüldüğünü, ne yapılmak istendiğini az çok tahmin ederim. Bu proje sadece Demirtaş'ın şahsında değil, içinde kızıl yıldızı barındıran Vatan Partisi için de bir noktadır, bir başka parti için de bir noktadır.
 
"EN BÜYÜK SORUNU EGOSU"
 
Adalet Partisinde, Anavatan Partisinde en önemli görevlerde bulunmuş, meclis başkanvekilliğini yapan ve sonunda Parlamenter Birliği Başkanlığımızı da deruhte eden birisi, Doğu Perinçek'in partisinde boy gösterebiliyor. Yine AK Parti'de ikinci adamlıktan, bugün HDP'de adaylık noktasına giden bir başkasından da bahsedebiliriz. Bir proje var, bu benim şahsi görüşümdür. Bu proje içerisinde birileri küçültülmeye çalışılır, birileri büyütülmeye çalışılır ama sonunda milletin dediği olur. Ben kendisinin başarılı bir siyasetçi olacağını düşünüyorum sadece en büyük engelin egosu olduğunu söylemiştim.

"EN BÜYÜK ENGEL DEMİRTAŞ'TIR" 
 
Şimdi sizlere söylüyorum ki bunu HDP içinde ve dışındaki arkadaşlarım da teslim edeceklerdir; Çözüm Süreci'ne bugüne kadar ne kadar engel çıkarılmışsa, bunlardan sorumlu olanların en başta geleni Selahattin Demirtaş'tır. Bundan sonra da bu ismi telaffuz etmek veya bunun üzerinde konuşmak niyetinde değilim. O yüzden bana Antalya'dan bir şekilde çatarken, yaptığı konuşmayı tekrar televizyonlardan izleyin. İstanbul'da konuşuluyor, herkes gayet memnun bir şekilde açıklama yapıyor, Sayın Demirtaş'ın bir saat sonraki yüz ifadesine bakın, çatma kaşlar, sıkıntı, öfke ve nefret. Bunları çözebilecek noktadasınız ama olan olmuştur. Çözüm Süreci'nde iyi niyetli çabalar gösteren insanlar, anlayışla akılla rasyonel bir karar vermişlerdir ve bu karar artık 10 madde üzerinde sadece değil, geçtiğimiz Temmuz ayında Parlamento'dan çıkardığımız kanunla uygulanabilir bir noktaya gelmiştir.  Önümüz seçimdir, anayasal çalışmaları elbette yeni seçimden sonra yapacağımız anayasa içinde değerlendiririz, mevzuat çalışmalarını da hiç geciktirmeden, yasal veya idare tedbirlerle mutlaka alırız. Verdiğimiz sözler var, bunların bilincindeyiz.

Şunu bilsinler: Demirtaş ve arkadaşları da bu Çözüm Süreci'nin çok olumlu ve önemli destekçileri aslında dışarıdaki bazı isimlerdir. Onlara da teşekkür borcumuz var, Hatip Diclelere, Leyla Zanalara, Ahmet Türklere, Sırrı Sakıklara, Selim Sadaklara... Çünkü onlar acı çeken insanlar olarak, geldiğimiz noktayı Türkiye için çok önemli görüyorlar.

GEÇİKMENİN NEDENİ NE? 

Benim eleştirilerim sadece Demirtaş'ın şahsında olmuşsa bunun sebepleri vardır. Artık bu tartışmayı derinleştirmenin hiçbir faydası yok. Geldiğimiz noktadan ileriye artık engel çıkarılmazsa yeni şiddet olayları meydana gelmezse 'vazgeçtik' denilmezse, bu sürecin önünde o kadar gizli ve açık düşmanlar var ki yeni bazı olaylarla süreç inkıtaya uğratılmazsa sonuca yaklaştığımızın farkındayım. İnşallah geldiğimiz nokta böyle bir noktadır. Sadece şunu bilsinler: 4 Şubat'ta açıklanması gereken bu 10 madde, neden 24 gün sonra açıklanabilmiştir? Benim sözlerimin sırrı bu 24 günün içerisinde. Çünkü bu farklı bir şekilde bize ulaştırılmıştı. İçinde kabul edemeyeceğimiz şeyler vardı. Biz oradan gelen her şeyi kabul edemeyiz, biz hükümetiz. Biz devleti temsil ediyoruz. 'Evet, ortak bir noktada, insan hakları bağlamında, kardeşlik noktasında yapacağımız çok şey var ama öyle kelimeleri kullanmanız uygun olmayabilir, yapacağınız şeylerdeki öncelik sırası böyle olmayabilir. Buna hükümet karar verecektir'. İtiraz ettik.

KABUL ETMEMİZ İSTENEN METİN OKUNAN METİN DEĞİLDİR

Bu itirazlar üzerine maşallah turizm gelişti. Bir kısmı apar topar İmralı'ya bir kısım apar topar Kandil'e. Oradan gelen bu tarafa, burdan gelen o tarafa. 24 gün böyle geçti. Şimdi Bülent Arınç'ı eleştirmek için sizin hiçbir hakkınız yok. Benim söylediğim tek şey şudur: Bizim önümüze getirilen metin ve kabul etmemiz istenen metin, okunan metin değildir. O yüzden ben, 'Buna razı değiliz' noktasında ve bunu engellemeye çalışanların kimler olduğu noktasında açıklamada bulundum. Gelinen nokta beni teyit ediyor. Eğer 4'ünde elimize getirilen noktayı kabul etmiş olsaydık ben bunların hiçbirisini söylememiş olurdum. Çok şükür aklıselim galip geldi. Çözüm Süreci'ni isteyenler müşterek bir iradede birleşti, yapmamız gerekenler konusunda da el birliğiyle metin hemen hemen yüzde 60 değiştirilerek bu noktaya geldi. İyi de oldu.

BULDAN'A SICAK MESAJ

iyi niyetli çaba gösteren bir hanımefendidir (Pervin Buldan), acı çekenlerden birisidir, Çözüm Süreci'nin samimi destekçisidir ve bu işlerin buraya gelmesinde de çok olumlu katkısı olmuştur. Eğer benim söylediğim konu, 4 Şubat'taki metin üzerine tasarlanmışsa yani Sayın Buldan o tarihte hükümet ile HDP heyeti yan yana açıklama yapacak demişse ben de bunu inkar etmişsem o zaman mesele yok. Benim söylediğim ve eleştirdiğim konu, cumartesi günü okunan konu değildir."