BIST 10.159
DOLAR 32,21
EURO 35,08
ALTIN 2.469,33
HABER /  DÜNYA

Arınç’tan, çözüm sürecine ilişkin değerlendirme

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, çözüm sürecine ilişkin İzmir’de değerlendirmelerde bulundu. Arınç; “Biz ‘olacaktır’ diye gidiyoruz ama bir...

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, çözüm sürecine ilişkin İzmir’de değerlendirmelerde bulundu. Arınç; “Biz ‘olacaktır’ diye gidiyoruz ama bir yerden kırıldı diyelim tekrar başa döneceğiz. Herşeyi dört dörtlük yapmak, herşeye dört dörtlük tarih, saat vermek noktasında değiliz ki. Yaptığımız iş asimetrik bir iş” dedi.
Müstakil Sanayiciler Derneği (MÜSİAD) İzmir Şubesi tarafından Hilton Oteli’nde düzenlenen ‘2023 Yolunda Engellerin Hoşgörü ve Diyalog Zemininde Çözümleri’ konulu konferansa katılan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, PKK terör örgütünün çekilmesi ile başlayan çözüm sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Zaman zaman çeşitli açıklamalarından dolayı eleştirildiğini ifade eden Arınç terörün ayrılıkçı yanını anlattı. Arınç, “ Bu ayrılıkçı terör son 30 yılımızla ilgilidir. Ben televizyonda konuştuğumda bazı gerçekleri anlattığım için eleştirildim. Türkiye’de kayıp bir nesil olduğunu söyledim. Maltepe Tapu Kadastro Meslek Lisesi’nde okuyan üç öğrenci vardı. Bunlar okulun yurdunda kaldı. Bunların isimleri Yakup, Durmuş ve Abdurrahman’dı. Üçü de dindar ve namaz kılan kişilerdi. Durmuş, Durmuş Yılmaz’dı Merkez Bankası Başkanı oldu. Yakup, Yakup İnce ise mühendis oldu ve yıllarca Mekke ve Medine’nin su işlerini yaptı. Şimdi üç kişinin bir araya geldiği noktada kader çizgilerini bakın. Abdullah ise Abdullah Öcalan’dı. Ben bunu söylerken Abdullah Öcalan’ı met etmek için söylemiyorum. Anadolu’dan gelen pırıl pırıl gençlerin o dönemde eline silahları aldığını bilirim. Nasıl birbirini boğazladığını bilirim. Bizi kardeş kavgasına farklı kanallara yöneltmek istediklerini bilirim. Her dönemde farklı ideolojiler gençleri elde etmeye devam etti” dedi.

KARIŞTIR BARIŞTIR SAVAŞMA SEVİŞ FORMULLERİ
‘Apocular’ çatısı altında toplanarak kanlı eylemler gerçekleştirdiğini ifade eden Arınç, “Öcalan ve yandaşlarının zamanla ’80 darbesinden sonra karıştır - barıştır formulleri veya savaşma seviş formülleri ile bunlar biraz örselendi, biraz yumuşatıldı ama yine her dönemde farklı ideolojiler gençlerimiz elde etmek için çok büyük çabalar sarf ettiler. Öcalan ve yandaşları apocular diye bir grup kurdu. O dönemde bunları kim yönetti bilmiyorum. Apocu’lar Köroğlu gibi onu bunu basalım parasını alalım gibi düşünceyle çıktılar. Ama 80 yılından sonra Türkiye’de çok feci olaylar yaşandı” dedi.

“TERÖR DEVAM EDİYOR”
AK Parti hükümeti döneminde terörün konuşlandığı alanlara yapılan operasyonlarla girildiğini aktaran Arınç, şöyle konuştu: “Terör var ve devam ediyor. Teröre olan yerel güç eksilmiyor. Bizim dönemimiz dışında girilemeyen boğazlar girilemeyen yeler vardı. Son 3 yılda ne mağara ne boğaz kaldı. Her yere girildi. Şuan ki komuta kademesi askerinin başında kalarak askerine destek verdi. Orgeneraller dahi askerinin başında kaldı. Ama terör bitmedi. Bu yüzden önemli iş örgütün eleman kazanmasının önüne geçmektir. Sadece dağa çıkan değil pek çok yerden destek var.”
Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın 14 yıldır hapiste olduğunu hatırlatan Arınç, "İlk yakalandığı Kenya’dan getirildiği zaman can havliyle ’Ben size hizmet edebilirim, siz de beni kullanın’ diyen bir adamdan acaba istifade etmek mümkün müdür diye düşündük, ayıp etmedik doğru yaptık. Akıllı olan da bunu yapar zaten. O, orada duracak örgütü yönetecek, vahşetler devam edecek. Peki aksi mümkün mü? Aksi mümkün olacaksa bundan istifade etmemek ne kadar doğru, bu kanaate geldik. Bütün dünyada, bütün ülkelerde olduğu gibi servis olarak, gizli servisler olarak Öcalan’la irtibat kurmak ve kendisinin örgütle ilişkisini olumlu bir noktaya getirebilmek imkanı var mı diye düşünüldü, var olduğu görüldü. Temaslar devam etti. Milletvekilleri, BDP’liler devreye girdi, mesajlar gidip gelmeye başladı. 5 ay içinde çok olumlu beklediğimiz bir noktaya geldik" diye konuştu.

“GELİNEN NOKTA OLUMLU”
Hükümet olarak amaçlarının Türkiye’de silahlı grupların kalmaması olduğunu söyleyen Arınç, “Sırtlarında, ellerinde silahlarla geldikleri yerlerden, bildikleri yollardan gidiyorlar. Önemli olan gitmeleri. Önemli olan Türkiye’de artık silahlı grupların kalmaması. Bu biticek mi hayır. Bir de bunun 3. kademesi de var. Silahlar sussun demiyoruz, silahlar susar, bir gün konuşur. Silahlar bırakılsın. Artık örgüt silahlı eylem yapmaktan vazgeçecek ve Türkiye’de siyaset yapma imkanı olanlar siyaset yapsınlar, fikirlerini söylesinler ve demokrasi içerisinde bize ne kadar aykırı gelse de şiddetin, silahın olmadığı bir yöntemle yola devam etsinler diyoruz. Gelinen nokta bize göre olumlu noktadır” dedi.

“BİR SÜRÜ CİYAK CİYAK BAĞIRAN VAR”
Sürecin akıbetine ilişkin herkesin meraklı bir bekleyiş içerisinde olduğunu dile getiren Arınç, “ Birileri başka türlü gösterebilir. Bir sürü laf ebesi var, bir sürü ciyak ciyak bağıran adam var, sadece bağırıyorlar. Onların hiçbir ciddiyeti yok. Bütün şehit cenazelerinde iki şeyi duydum. Birincisi ’Bunu yapan hainlere cezalarını verin’, ikincisi ’Ne yapın ne yapın bundan sonra kan dökülmesin, anneler ağlamasın, başka acılar olmasın’. Ama şunu duymadım. ’Benim oğlum öldü, bütün askerler ölsün, bütün gençler ölsün, herkes yok olsun, benim başıma düşen ateş herkesin başına düşsün.’ Hiçbir şehit yakını bunu söylemedi. Bu Türk milletinin asaletindendir. Hiçbir gazi, ayağı kopmuş, gözü çıkmış, mayına basmış hiçbirisi ’Benim kolum gitti, bacağım gitti’ diye dua etmedi. ’Cezalarını verin ve çözün ki başkaları kurtulsun.’ Cezalarını verme konusunda hükümet, devlet, emniyet, kolluk kuvvetleri herşeyi yaptı. Kimisi etkisiz hale getirildi, kimi yakalandı, kimi teslim oldu. Yapılabilen yapıldı ama iş bitmedi. İkincisini yapmamız lazım. Bu iş nasıl çözülecekse o yolda da hepimizin gayretli olması lazım. Hükümete güvenmek ama onu olumlu konularda yönlendirmek hepimize görevdir" ifadelerini kullandı.

“YAPTIĞIMIZ İŞ ASİMETRİK BİR İŞ”
Toplumda sürece peşinen karşı çıkan kesimlerin olduğunu hatırlatan Arınç, atılan adımlarla herkeste bir memnuniyetlik olduğunu açıkladı. Arınç, şöyle konuştu:
"Dört aydan beri bir cinayet haberi duymuyorsunuz diye üzülenler mi var bu ülkede. Sevinmemiz gerekmez mi- Herkeste memnuniyet var. Siz bundan niye uzaksınız- Siyasi sebeplerle veya başka şeylerle. ’Peki ama bu gerçekten olacak mı? Başka şansımız yok. Biz ‘olacaktır’ diye gidiyoruz ama bir yerden kırıldı diyelim tekrar başa döneceğiz. Herşeyi dört dörtlük yapmak, herşeye dört dörtlük tarih, saat vermek noktasında değiliz ki. Yaptığımız iş asimetrik bir iş. Savaş tabirini kullanmayacağım. Çünkü savaş halini onlar istiyorlar bu bizim terminolojimiz değil. Asimetrik dediğimiz şey, usullere uygun olmayan bir mücadelenin içindeyiz veya konvansiyonel silahlarla bu işi yapmıyoruz biz. Onların avantajları farklı, bizimkisi farklı. Onların elindeki aktörler argümanlar farklı bizim elimizdekiler farklı."

ALINAN TEDBİRLER
Türkiye’den çıkma sürecinin tamamlanması için gereken tedbirlerin alındığına da açıklık getiren Arınç konuşmasını şu sözler ile noktalandı:
“ Bu işten zarar göreceğini düşünen terör örgütü, destekçileri olabilir ve onlar bir yerde bu işi sabote edebilirler ama biz sabote edilecektir diye yoldan dönmüyoruz, kendi yolumuza doğru bildiğimiz yola devam ediyoruz. Şimdilik çözüm süreci konusunda ikinci aşama daha tamamlanmadı. Silahlı unsurların çekilmesi yeni başlamış olabilir. Bir süre daha devam edecek. Türkiye’de bin 800-2 bin civarında bunların bulunduğu biliniyor. Bunların şüphesiz herşey göz önünde tutularak dışarıya çıkışları bir kontrol mekanizması içerisinde gidiyor ama 1993-1995-2000’lerde yaşanan olayların yaşanmaması için ve bu çekilme sürecinin, Türkiye’den çıkma sürecinin tamamlanması için gereken tedbirler alınıyor. Bundan sonra tamamen silahlardan arındırılmak ve fikir siyaset yolunun açılmasıyla Türkiye’nin tekrar huzura kavuşması gelebilir.”
(İHA)