Anayasa Mahkemesi"nin yaptığı
"uyarı" başbakan Erdoğan"ın elini
güçlendirdi.
Erdoğan, bugüne kadar parti içindeki
radikallerin direnci ya da kontrol dışı çıkışları ile tam olarak
gerçekleştiremediği merkeze oturma ve ılımlı parti yapısı kurma
hedefini uygulayabilir.
Bunun için önünde engel
kalmadı.
AK Parti'nin merkeze gelmesi için,
parti dışından ve muhalefetten zaten bir istek, çağrı ve Baykal
cenahından baskı vardı. Ama Başbakan 22 Temmuz seçimlerinin
listesini yaparken kurmaya çalıştığı "ılımlı" yapıyı tam olarak
gerçekleştirememişti. Çünkü tabanı,
ANAP ve DYP"nin boşalttığı merkez sağa tam olarak oturmak
istemiyordu.
İLK DENEME
LİSTELERDEYDİ
Oysa o dönemde milletvekili
listelerini yaparken 161 milletvekilini aday göstermemişti. Seçim
öncesinde “milli görüşçü kadro” eleştirilerini
dikkate almıŞ ve bu gelenekten gelen isimleri liste dışı
bırakmıştı.
Listeye yalnızca 3 ilahiyatçı girerken 95 hukukçu ve avukat, 88 mühendis, 45
işadamı yer almıştı. Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, Erdal Kalkan
gibi solun, Reha Çamuroğlu gibi alevi kesiminin önde gelen isimleri
de listelerde yer bulmuştu.
DÖRT EĞİLİM
İSTEĞİ
Turgut Özal"ın deneyip, başarı
kazandığı, sonraki genel başkanların mozaği bozmasıyla dağılan dört
eğilimi bütünleştirme idealini yerine getirmek isteyen Erdoğan, bu
liste değişikliği ile bu yönde ilk adımı atmıştı.
Ancak seçimin hemen ardından yüzde
47"nin verdiği gücün şehvetine kapılındı. Türban gündeme taşınarak,
doğal tabanının isteği yerine getirilmeye çalışıldı. Ve Erdoğan"ın
merkeze oturma planda sekteye uğradı. Öyle ki, parti kapatılma
tehlikesini bile yaşadı.
TABAN DA YUMUŞAYACAK
Şimdi dava sonucu ile gelen uyarı,
parti içinde ve tabanında da adeta zorunlu olarak bir merkeze
kayma, ılımlılaşma, yumuşama yörüngesine girecek. AKP kulisleri,
partinin "sorumlu ve gerginlikten uzak" bir
görünüme kavuşacağını ve bu yönde çalışmalar yapılacağını da
fısıldıyor. Bu nedenle Başbakanın artık eli güçlenmiştir ve merkeze
oturmak için gerekli adımları atabilecektir. Bunun için tabanından
gelebilecek yoğun bir tepki olmayacaktır.
Olsa bile;
"kapatılmak mı istiyorsunuz?" sorusu il bu
tepkileri dindirebilir.
Başbakanın parti içindeki
radikallere alternatifli sorusu; "Değişelim
mi kapatılmayı göze mi alalım?" sorusu olacaktır ve sorunun
yanıtı yukarıda anlattığım gibi; kesinlikle "Değişelim"
olacaktır.
Ve merkez sağda kendisine yer
bulmaya çalışan eski ve yeni isimler; bu yeni AK parti yapısıyla
mücadele etmek zorunda kalacaktır...