Durum ciddi çözüm seçim

köşk zirvesinin şifreleri; siyah çantalar ve zirvenin süresiydi. Bu iki husus ne anlama geliyor?

Zübeyir KINDIRA zubeyir@internethaber.com

Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklamasındaki ‘durum ciddi’ ibaresi öylesine bir söz değil. ‘Durum ciddi…” 
Ciddi bir Devlet Krizi, erkler arası güç kavgası yaşanıyor. Cumhurbaşkanı, bu ‘ciddi durum’a el koymak, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı ile zirve yapmak zorunda kaldı.

Zirvenin 3 saat gibi uzunca bir süre olması iyi. Demek ki, konuştular. Kısa sürse, ‘kavga ettiler, çıktılar’ yorumu yapacaktık. Taraflar siyah çantalarla gittiler zirveye. Demek ki, 'eteklerindeki taşları da döktüler!.'

ÇANTADAKİ BELGE

Siyah çantalarda ne vardı?
Kozmik belgeler, elbette!
Birinin ne olduğu satır aralarında görülüyor ve kulislerde konuşuluyor:

Genelkurmay Başkanlığı’nın, özellikle muvazzaf subayların yargılanması ve gözaltına alınmalarına ilişkin, yeni bir yasal düzenleme hazırlığı yaptığı ileri sürülüyor. Önceki gün yaptığı ziyaret sırasında, bu yasal düzenleme taslağı, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’e duyurulmuş. Bu bilgi doğru ise; işte o metin, Köşk zirvesine giden Genelkurmay Başkanının çantasında da yer alıyordur.

Ama çantalar başka bir yorumu da zorunlu kılıyor.
Önceki yıllarda benzer zirvelerde, asker elinde çantayla gelir, belgeleri hükümetin önüne kor ve hesap sorardı. Bu kez Başbakanın da çantayla gelmesi, başka bir manzara yarattı. ‘Demek ki,‘Başbakan da sorunlara ilişkin bilgi ve belgeleri ortaya koyup, Başbuğ’a bazı ‘hesaplar’ sordu’ diye yorum yapılabilir.

                                   *  *  *

SONUÇ ALINABİLİR Mİ?

Uzun süren, karşılıklı bilgi ve belgelerin tartışıldığı anlaşılan bu kritik zirveden, ülkeyi rahatlatacak bir sonuç çıkar mı?
Bana göre; çıkmaz.
İmkansız!
Gelinen nokta, ‘geri dönülemeyecek, döndürülemeyecek kadar ciddi...’ 
Bu ciddi durumdan çıkmak kolay değil.
Tek çare var:
Erken seçim.

Menderes, seçimi açıklamak için çıktığı yurt gezisinde, seçime gideceğini açıklayacak fırsat bile bulamadı. Ecevit ve Demirel, seçime gitmek için çaba harcıyorlardı. Ama nefesleri yetmedi, ülkeyi sağ salim seçime ulaştırmaya.

Umarım, AKP’nin, ülkeyi sağ salim seçim sandığına ulaştırmaya, nefesi yeter.

                                      * * *

SEÇİM KULİS GÜNDEMİNDE VAR


Hükümet içinden de erken seçime gitmek zorunluluğunu görenler var. İş, Başbakanın iknasına kalmış gibi.  Dahası seçime bir hazırlıktan da söz ediliyor. Örneğin, yurt dışı temsilciliklerine ‘elektronik oylama yapılabilir mi?’ diye sorular gittiği, hükümetin yurt dışındaki vatandaşların rahat oy kullanabilmesi için; bir oylama yöntemi arayışını başlattığı biliniyor.

Kulislerde, seçime doğru IMF ile anlaşmanın yapılması, kabine değişikliğine gidilmesi gibi önlemlerin arka arkaya geleceği de konuşuluyor. Hatta AB Bakanlığı ile Eğitim Bakanlığı başta bazı bakanlıklarda değişiklik yapılacağı bile açık açık konuşulmaya başlandı.

7 KASIM OLUR MU?

Bunlar bir seçim hazırlığı gibi görülüyor ve yorumlanıyor.
Peki erken seçim hangi tarihte yapılabilir? 

MHP lideri Bahçeli, daha önce, ‘3 Kasım’ demiş ve dediği tarihte seçim olmuştu. Bu kez ‘7 Kasım’ diyor. Belki bunu da bilir.
Bahçeli'nin söylediği tarih; hükümet için de bir ‘rahatlama ve rahatlatma’ şifresi gibi. Erdoğan, bu tarihi telaffuz ettiği anda; ülkede ve tüm kurumlarda genel bir ‘nefeslenme’ olacaktır.

                               *  *  *

SEÇİME DOĞRU YAKINLAŞMALAR

Ama ‘Erken Seçim’ sözü ve de tarihi Başbakanın diline henüz düşmese de MHP liderinin yanı sıra, CHP liderinin de gündemine düşmüş gibi. Baykal’ın seçim hazırlıkları da kulislerde dillerde.

Baykal’ın seçime giderken bir ‘kimlik partisi' görüntüsüne bürünen partisini, ‘kitle partisi' konumuna getirmek için hazırlıklar yaptığı konuşuluyor. Baykal’ın, CHP’yi yüzde 30 bandına yerleştirmek için özel bir çaba içinde olduğu biliniyor. Merkez sağ ve merkez  solun yeniden inşası için kafa yoran Baykal’ın, mütedeyyin Müslüman kesime ‘zeytin dalı’ uzatmaya hazırlandığı duyumları geliyor.

Örneğin; Baykal’a ‘Saadet Partisi ile bir seçim ittifakı ya da hükümet koalisyonu yapabilir misiniz?” sorusu sorulsa; kapıları kapatmayan aksine açan bir yanıt vereceğine kesin gözüyle bakılıyor.

AKP içinde CHP’ye ‘uygun’ bazı isimleri partisine katmak için çaba içine girmesi de sürpriz olmaz. Azmi Ateş, Hamza Albayrak, Zekai Özcan, Reha Çamuroğlu, gibi bazı isimler bugün CHP’nin kapısından içeri ‘rahatlıkla’ girebilir isimler olarak sayılıyor.  Baykal'ın Numan Kurtulmuş, Ali Bardakoğlu ile yakın zamanda 'nezaket görüşmesi' yapmasına hiç şaşırmam!

Peki, Saadet Partisi ne der bu işe?

Numan Kurtulmuş’un merkeze yakınlaşma içinde olduğu artık bilinen bir gerçek. AKP ile mücadele çıtasını yukarı çıkartabilmek için; CHP’yi bir basamak olarak kullanmak istemesi, sürpriz de sayılmaz ve de siyasi açıdan abes de durmaz.

Kulislerde, Saadet Partisi’nin  BDP ile bir yakınlaşma içinde olduğu yolunda duyumlar da var. Doğu ve Güneydoğu oyları ile Milli Görüş tabanının seçim ittifakının, Erbakanın eski öğrencilerini rahatsız edeceği kesin. Bu tür bir yakınlaşma olduğu kulislerde dile getiriliyordu. Bu bilginin ne kadar doğru olduğunu sorduk. En yetkili ağızlar böyle bir görüşme olduğunu yalanlarken; olma ihtimalini de mümkün görmediklerini belirttiler.

BDP ile olmasa bile; ‘CHP ile SP arasında bir yakınlaşma olabilir mi?’ diye sorulsa;Numan Kurtulmuş, ne yanıt verir, acaba? 

                               *  *  *

İTTİFAKLAR GÜNDEME GELECEK

Peki olası bir erken seçimde seçim ittifakı yapacak başka partiler var mı? AKP’nin ittifak yapmayacağı kesin gibi. Ama daha önce yazdığımız seçim sonrası olası bir koalisyon ortağı hazırlamak için Sarıgül seçeneği göz önünde duruyor, hala. 
CHP, yukarıda yazdığımız çerçeve içinde ‘genişlemeyi’ ret etmez.
MHP tek başına seçime girmek isterken, ATP’yi saflarına katıyor. BBP ile de bir yakınlaşma sürpriz olmaz.
SP, DP, DSP ve BDP kuramsal kimliklerini TBMM’ye taşımak için ‘uygun bir yola’ kesinlikle ‘hayır’ demeyecektir.

Siyasetin ekseni seçime kayarsa, siyasetçilerin enerjileri 'laf yarıştırma' yerine seçim başarısı kazanma yoluna harcanmaya başlanırsa; ülkenin yaşadığı bu gergin ortamın bir anda yumuşayacağı kesin.
Dahası, bugün yarın gündeme gelmesi muhtemel yargı reformu, Anayasa değişiklikleri de 24. dönem Meclis'inde daha kolay, uzlaşı ile ve tartışmasız çıkabilir.