Size de tuhaf gelmiyor mu, Türkiye'de bir kesimin histerik
çığırtkanlık stratejileriyle ülkemizi Suriye bataklığına çekmeye
çalışmış olması? Bu strateji tutmayınca, ABD'nin hâlâ gizli açık bu
konuda ısrarını sürdürmesi?
Nedir bu büyük ve güçlü Türkiye'yi, böylesi sonu belirsiz bir
bataklığın içine sürükleme ısrarı? Ülkemizin etrafına şöyle bir
bakalım: Suriye fiilen bölünmüş durumda. Irak da öyle. Yakın bir
gelecekte bu iki ülkede yönetilebilir, kolayca manipüle edilebilir
devletçikler kurulacak.
Bölgede bir, bütün, güçlü ve sağlam tek ülke Türkiye! Kürtler ve
Türkler yüz yılardır bu toprakta kardeşçe yaşamış aynı dinin, aynı
ülkenin mensubu; dürüstlüğü, temizliği ve merhameti ile tanınmış
insanları.
İsrail'in, güvenliği için etrafında büyük ve güçlü devletler
değil küçük, yönetilebilir ve kolayca manipüle edilebilir
devletçikler istediği dünyanın malumu. İsrail’in daimi koruyucusu
ve savunucu ABD’nin de aynı yönde politika izlediği ve İsrail’i bu
hususta kayıtsız şartsız desteklediği de.
Tam da bu noktada ekonomisiyle, ordusuyla, halkıyla güçlü ve
büyük Türkiye bu hedefin önündeki engel olarak görülüyor ve bu
devletleri ve dostlarını rahatsız ediyor olabilir mi?
Güçlü ekonomisi ve halkıyla barışık Türkiye’yi zayıflatmak,
rayından çıkarmak isteyen aktörler, ülkemizde özellikle son
yıllarda sık sık yokladıkları bazı duyguları kaşıma ve kargaşa
yaratma çabalarının pek de işe yaramadığını görmüşler ve yeni
stratejiler aramaya başlamış olabilirler mi?
Son günlerde bazı grupların çağrısıyla sokaklara dökülen
çığırtkanlar, Kobani’yi öne sürerek Türkiye’yi Suriye’ye girmemekle
suçlayanlar ile Türkiye’nin tek başına Suriye’ye girmesini
isteyenler ortak bir amaçta buluşuyor olabilirler mi?
Suriye batağına tek başına saplanmış, uzun yıllar bitmeyecek bir
çatışmanın içinde zayıflamış bir Türkiye kimlerin işine yaracak?
Kimler zayıflamış bir Türkiye’den dişine göre lokmalar koparmak
için zamanı gelince saldıracak? Bu soruların cevabını sizler de
kendinize verebiliyor musunuz?
Bütün bu kargaşalar olurken “Sahi bugünlerde Filistin’de neler
oluyor?” diye sizin de kendi kendinize sorduğunuz oluyor mu? Irak
ve Suriye sisinin gerisinde kaybolup giden perişan durumdaki
Filistinlilere dair bugünlerde basında tek bir haber bile yer
almıyor. O insanlara ne oldu? Yıkılan şehirleri, yaralanan
kadınları, çocukları ne durumda? İsrail, son günlerde Gazze’de yeni
adımlar attı mı? Bu da vicdanımızda zonklayan başka bir konu.
Sahi bu soru(n)lar sizin de uykunuzu kaçır mıyor mu?