Ruh Acı Sızdırıyor!

Şehrin işlek caddelerinden birinin kirli kaldırımına serilmiş soluk çiçekli muşambanın üzerinde dans eden, donuk gözlü naylon bebekler gibi durmadan gülüyor kadın/adam.

Elçin Sevgi SUÇİN elcin@internethaber.com

Şehrin işlek caddelerinden birinin kirli kaldırımına serilmiş soluk çiçekli muşambanın üzerinde dans eden, donuk gözlü naylon bebekler gibi durmadan gülüyor kadın/adam. Yüzünün kasları acıyor gülmekten. Aldırmıyor. Erimekte olan bir kardan adamın yüzü gibi dağılıyor yüzü. Kırmızı tırnaklarını batıra batıra topluyor. Dudakları kan doluyor. O sıra bir bulut geçiyor pencereden. Bulutu bahane edip yine gülüyor.

Zamanın aşındırdığı boşluktaki çığlığı andıran gülüşleri ürkütüyor beni. Ruhumun derinliklerinden gelen bir fısıltı, bu gülüşte bir şeylerin yanlış olduğunu söylüyor. Eğilip gözlerine bakıyorum. Kalple göz arasında derin bir çatlak. Ruh acı sızdırıyor!

Zamanın aşındırdığı boşluktaki çığlığı andıran gülüşleri ürkütüyor beni.

Yüzüne dokunuyorum. Kurulmuş bir bebeğinkini andıran donuk, mat yüzüne. Yüzü avuçlarıma dökülüyor. Bir avuç hayal kırıklığı, bir dünya maskelenmiş acının yüzünü soyuyor.

Avuçlarımı suya batırıyorum. Su yanıyor. Acı büyükse su da hatırlamak istemiyor.

Gördüğüm şeyden mutsuz, göğe çeviriyorum bakışlarımı. Gökyüzünün o uzak, mavi dinginliğine. Genişlesin istiyorum mavilik. Bütün üzüntüleri temize çeksin. Temize çeksin kadının/adamın yaralarını. Şehrin ışıklı uçurumlarını temize çeksin.

Ve bir yağmur yağsın güneşi ağzında. Ağaçların, kuşların, çiçeklerin, dağların, hayatın yüzünü yıkasın. Yeni bir sabah bağışlansın sonra şehre. Yeni bir zaman, acının ve metalin asitlerinden muaf. Canın cana değdiği yeni bir sabah. Kalple göz arasındaki çatlak kapansın!