Seninle aynı meslekte
olduğum için,
Seni dinlemek zorunda
kaldığım için;
Sana mesai harcamak
zorunda kaldığım için,
Seni ekranlara çıkartan
meslektaşlarımın düştüğü durum için;
utanıyorum.
Gazetecilerin egemenlik
alanı olan bir ekrandan,
“Ben gazeteci vurmuş
adamım” diyebilme cüretine rağmen,
hala; bu mesleğe onur
katmış binlerce emekçiye de verilen
"gazeteci"
sıfatıyla
sana da hitap edilmesine
engel olunmadığı için;
utanıyorum.
Gazeteci vurup, gazeteci
kimliğine sahip olabildiğin bir ülkede,
seninle aynı atmosfer
altında bulunmak
ve de aynı havayı solumak
zorunda kaldığım için;
utanıyorum.
Senin de,
onurlu gazetecilerin
de
aynı renk basın kartı
taşıdığı aklıma geldiğinde;
utanıyorum.
14 yaşındaki kız çocuğunu
cinsel tacizden sanık olarak yargılandığın, sağduyulu herkesin
vicdanında mahkum olduğun halde;
tasarlayarak gazeteci
öldürmeye teşebbüsten dolayı mahkum olup
sonra gazeteci kimliğine
bürünüp,
her ikisi ile de
övünebilme fütursuzluğuna,
seyirci kalındığı
için;
utanıyorum.
Basın Konseyi,
Gazeteciler
Cemiyeti,
Basın Yayın Enformasyon
Genel Müdürlüğü
ve de bilumum gazeteci
örgütleri;
gazeteciliğin onurunu
korumak,
genç gazetecilere,
"kötüden örnek" gösterebilmek,
ya da en azından kendi
varoluşlarının bir yükümlülüğünü yerine getirmek için;
daha ne bekliyor
ki?
Bu bekleyişlerden
de,
suya yazı yazmalardan
da
utanıyorum!
Eğer, hala sana gazeteci
diyeceklerse
Beni
saymasınlar...
Sen gazeteciysen ben
gazeteci olmaktan;
Utanıyorum…