TGRT ekranında, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin
danışmanı Metin Özkan'la, aldanma/aldatma üzerine bir tartışmamız
oldu. Metin, Tayyip Erdoğan'ın
"aldandık" lafını ekranda çiğneyince,
Alparslan Türkeş ile Fetullah Gülen'in geçmişteki
birlikteliğini belgeleyen fotoğrafı önüne koydum
usulca...
Google, eski birlikteliklerin bulunmasında yardım ve yataklık
etti sağ olsun. Sadece Türkeş değil, hemen herkesin
fotoğrafı var Fetullah'la.. Çiller, Erbakan,
Erdoğan, Demirel, Yazıcıoğlu, Ecevit... bir tek Mesut
Yılmaz ve Baykal'la yok bir resmi.. Ya da
Google doğru bilgiyi vermedi.
Türkeş'le sınırlı olmayan bir Fetullah Gülen albümü
verecektim Metin'e. Türkiye'yi ele geçirmek için 40 yıl boyunca
plân yapan FETÖ'nün bir virüs gibi, ülke idaresini elinde
bulunduran herkese nasıl bulaştığını anlatacaktım konuşmama izin
verseydi.. Türkeş-Gülen fotoğrafını görünce,
Süleyman Özışık'ın deyişiyle kızın ateşe dokunmuşçasına
fırladı yerinden.
Türkeş ile Fetullah'ın geçmişteki
birlikteliğini görünce çıldırdı!
Eli bağırdı...
Dili bağırdı...
Gözleri bağırdı...
Az daha damarları patlayacaktı
bağırtıdan...
Tayyip Erdoğan aldanmasına rağmen,
Türkiye'nin ve Türk insanının, FETÖ
virüsünden kurtulması için, etkili ve etkin bir rol
üstlendi. "Aldandım" dediği için suçlanan
Erdoğan, FETÖ'nün yakasını bıraksaydı eğer, bugün ne ben bu
yazıyı yazabilirdim, ne de Metin bağırabilirdi avazı çıktığı
kadar.
AK Parti'nin de, FETÖ'nün büyümesinde,
gelişmesinde, hatta devleşmesinde büyük rolünün
olduğu inkâr edilemez!
"Birlikteydiler" doğru!
Ama sonsuza dek sürmedi bu birliktelik.
40 yıl boyunca kendisini sinsi bir şekilde gizleyebilen
FETÖ'yü çökerten de Tayyip Erdoğan ve AK Parti
oldu... Bu örgütün 40 yıllık birikimini, FETÖ'yü
desteklemekle suçlanan Tayyip Erdoğan yok etti.
Türkiye'de ve dünyada, bunların itibarını yine Tayyip
Erdoğan yerle yeksan etti. 17-25 Aralık öncesinde, 5
yıldızlı otellerde iftarlar yapan, dünyanın en lüks otellerinde
Abant Platformu adı altında konferanslar
düzenleyen, FETÖ'nün okullarını tanıtmak için akıl almaz
harcamalar yapan bu sinsi örgütün faaliyetlerini
Tayyip Erdoğan durdurdu.
Susmadı arkadaş...
Susturamadık!
"FETÖ'yü besledi" dedikleri
Tayyip Erdoğan'ın bu ülkenin kaderini
değiştirdiğini dünya farketti, bizimkiler hâlâ direniyor. FETÖ ile
mücadele konusunda, "sokağa çıkın"
çağrısıyla Tayyip Erdoğan tarih
olurken, Metin ve onun
zihniyetindeki arkadaşlar, sıfır politika yol
alıyorlar..
Yazık!
KILIÇDAROĞLU'NUN BOYNUNA İP ATAN
KATİLLER...
Deniz Baykal, 2019'ü erkenden tedavüle
sokunca, Kemal Bey'ın canı
sıkıldı. Abdülkadir Selvi'ye
söylediklerinden anladığımız, CHP lideri şimdiden "doğmamış bebeğe don biçmek" istemiyor. Demirel'in
lafıyla, siyasetteki günlerin, saatlerin, dakikaların önemine
değiniyor:
"Siyasette 24 saat çok uzun süredir..."
Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın üç dönem
Cumhurbaşkanı olabilmek için 2029'da Meclis'i feshedeceğini
söylüyordu. Aynı Kemal Kılıçdaroğlu, 2019'un şimdiden
konuşulmasından duyduğu rahatsızlığı, merhum Demirel'in sözleriyle
dile getiriyor.
Demirel'i andık madem...
Bir sözünü daha hatırlayalım o halde...
Ne diyordu rahmetli?
"Dün dündür, bugün de bugün..."
Abdülkadir'in de (Selvi) yazdığı
gibi, Kemal Bey, şu sıralar Demirel
siyasetiyle pek ilgili.. Dün söylediğinin tam tersini söylüyor
bugün.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun işi zor!
Referandum bitti...
Muhalifler bir kez daha ayakta..
Kılıçdaroğlu bir kuyunun dibinde
sanki...
CHP'de hemen herkes
kuyudaki Kılıçdaroğlu'nu kurtarmak yerine boynuna ip
atıyor. Kemal Bey, boynuna ip atan
katillerinden kurtulmak yerine, Tayyip Erdoğan'a saldırmak
zorunda kalıyor.
"CHP'nin içine Saray el
attı" deyişi bu yüzden!
Tayyip Erdoğan'a yeniden saydırması bu
yüzden!
Biriyle bir yola giriyor Kemal
Bey...
O yol bitmeden, birlikte yürüdüğü kişi ya da kişiler
bitiyor.
Selin Böke mesela...
Bitti ve gitti...
Giderken eli boş gitmedi Selin Böke..
Kemal Bey'in liderliğinden bir parçayı da
beraberinde götürdü.
Vaktiyle yanlış duraklarda durmuş CHP'nin kaptanı.
Yanlış insanları almış yanına...
Üzülüyor...
Terk-i Kılıçdaroğlu yapanlar, kabahatli değilmiş
gibi, Erdoğan'a sarıyor, yüzde 51'i "yalan örtüsü"nün altında
saklıyor.
Koşarak çürümeye giden bir siyaset yapıyor
Kılıçdaroğlu...
Kalbini temize çekse keşke!