İyi Partili Turhan Çömez bir taş attı kuyuya,
onun peşinden nefretini, içindeki zehiri kusan kusana. LGS ile
ilgili Allah ne verdiyse artık, yalanlar, algılar… resmen havada
uçuşuyor.
Sedef Kabaş bir ara Goebbels’e ait olan konuşmasının bir
paragrafını örnek vermişti kendisini dinleyenlere:
“Topluma büyük yalanlar söyleyin ve onu sürekli tekrar edin”
Bu söz Kabaş’a fena yapıştı tabii… o söylemiş gibi algılandı ve
sanki topluma kendisi bu sözleri söylüyor gibi yazıldı çizildi…
“Büyük büyük yalanlar söyleyin ve onu sürekli tekrarlayın”
sözlerinin sahibi elbette Goebbels’a ait… ama Sedef’in yeni büyük
yalanı o sözlerin sahibini aratmıyor.
Sedef Kabaş gözaltına alındığında ve hapis olduğunda 12
yaşındaki oğlunun annesinin şefkatinden mahrum bırakıldığını çığlık
atarak söylüyordu. O bir anneydi ve aklı evladında kalmıştı.
Sedef’in yakın geçmişte yaşadığı bu dramı niye hatırlattım biliyor
musunuz? O dönemde anne şefkati diyen Sedef, bugün bir başka
annenin evladı üzerinden büyük büyük yalanlar söylüyor ve sürekli
tekrarlıyor.
AK Partili Fatma Betül Sayan’ın oğluna iftira atıyor… 2024
yılında LGS birincisi olduğunu paylaşıyor. İyi niyetli olsa anlarım
ama onun derdi başka ve bunu herkes anladı zaten. Bahar Feyzan’ın
evladı var mı bilmiyorum ama o bile Sedef’in büyük yalanından
herkes gibi rahatsız oldu!
Diyor ki:
“Fatma Betül Sayan Kaya'yı siyaseten eleştirebiliriz.
Görüşlerini beğeniriz, beğenmeyiz ayrı konu. Fakat 14 yaşındaki
evladını “soruları önceden aldı” diyerek hedef göstermek
vicdansızlıktır. Aldığım bilgiye göre; gittiği okul ve aldığı
eğitim sebebiyle başarılı bir öğrenci ve çalışkan. Bu çocuğun
okuldaki psikolojisi, arkadaşları arasında yaşayacağı baskıyı
düşünmek çok da zor olmasa gerek. Bu yakışıksız ithamı çok çirkin
buldum. Resmini dahi kullanmayı doğru bulmuyorum. Çünkü 14
yaşında.”
Dedi diye… Bahar Feyzan linç edildi, hala parmak sallayanlar,
hakaret edenler, ahlaksızlığını haykıranlar… klavye delikanlılığına
devam ediyor. Sedef Kabaş’ın “büyük yalanı” ise tabii ki diğer
yalanlar eşliğinde gerçekmiş gibi Goebbels’in dediği gibi sürekli
tekrarlanıyor.
TANJU ÖZCAN NE YAPACAK
ŞİMDİ?
Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan çok
iddialı konuşuyor ama günün sonunda kaybeden o oluyor.
14-28 Mayıs seçimleri… Tanju Özcan Haber Global’de
konuşuyor:
“Hayatımda hiç kıvırmadım. Eğer Sayın Erdoğan 2023’te bir daha
seçilirse, 2024 yılında seçilme şansım yüzde 100 de olsa Bolu
Belediye Başkanlığı’na aday olmayacağım”
Kıvırdı mı?
Hem de nasıl!
Sözcü’de konuştu
2023’te…
“O konuşma adaylar belli olmadan önce yapılmış bir konuşmaydı.
Sonrasında baktım ki, bizler buraları bırakıp gidersek Türkiye
sadece sarıdan (AK Parti’nin rengi) ibaret olacak. O yüzden
tavrımda bir değişiklik oldu”
Yani AK Parti’nin rengi olmasın diye… kıvırmayı daha doğru
bulmuş. Bir başka deyişle, AK Parti kazanacağına dansöz kıvırmayı
tercih etmiş Tanju Özcan…
Cem Küçük paylaştı dün… Meğer Tanju Özcan bir büyük bir laf daha
etmiş… Fatih Portakal’a konuşmuş, söyledikleri canlı
canlı…
“PKK ‘silah bırakıyorum’ desin, HDP eş genel başkanının elini
öperim.”
Tanju Özcan’ın dediği oldu. PKK’nın silah bırakmasında DEM’in de
katkısı büyük oldu. Ve sonuç ortada… Şimdi söz sırası daha
doğrusu eylem sırası Tanju Özcan’da. Kıvıracak mı, yoksa gidip DEM
Eş Genel Başkanı’nın pardon Eş Genel Başkanları’nın elini mi
öpecek?
Ben size bir şey söyleyeyim mi?
Yine kıvıracak…
Sözünü tutmayacak. Bahanesi ise “Ben o dönemde HDP’nin Eş
Genel Başkanları diyorum. Bugün HDP diye bir parti yok ortada.
DEM’in Eş Genel Başkanları’nın bu konuyla ne ilgisi var”
olacak!
Dediydi dersiniz!