Sözcü davası, Star ve Güneş'in yeni yolculuğu ve kolay sorular

Hadi ÖZIŞIK hadi.ozisik@internethaber.com

Televizyon ekranlarında tartıştığımız arkadaşlar, AK Parti'nin ilk 10 yılına vurgu yaptıktan sonra bugünü yerden yere vuruyorlar:

- Demokrasi yok.
- Hukuk yok.
- Basın özgürlüğü yok. 
- Yargı bağımsız değil.

Liste uzadıkça uzuyor. 
CHP'li Berhan Şimşek'e sordum:
- AK Parti'nin ilk 10 yılında hukuk var mıydı?
- Vardı. 
- Demokrasi var mıydı?
- Vardı. 
- Basın özgürlüğü var mıydı? 
- Vardı. 

Berhan Şimşek, AK Parti hükümetlerinin ilk 10 yıllık karnesine "Pekiyi" dedi kısaca... 

Habertürk'teki tartışmacılardan biri de Mustafa Balbay'dı... 

Berhan Şimşek'e bir daha sordum:

- AK Parti hükümetlerinin ilk 10 yılında madem demokrasi vardı, neden "Ordu göreve" pankartı açılıyordu?
- O pankartı açanlar halt etmiştir. 
- AK Parti hükümetlerinin ilk 10 yılında her şey çok güzeldi madem, neden Cumhuriyet mitingleri düzenleniyordu? (Tuncay Özkan bu mitingleri düzenliyordu hatırlayın.)
- O mitingleri düzenleyenler halt etmiştir. 

Ve can alıcı soru:

- AK Parti hükümetlerinin ilk 10 yılında demokrasi tıkır tıkır işliyordu madem, neden "Genç subaylar rahatsız" manşeti atılıyordu? (Bu manşeti atan Mustafa Balbay'dı.)

Berhan Şimşek'in cevabı yine aynı oldu:

- O manşeti atanlar halt etmiştir. 

Halt eden kişi sağ taraftaydı... 
Bir şey diyemedi... 
Tuncay Özkan ise bir gün sonra sosyal medyadan Berhan Şimşek'e patladı. 

Ben ne yaptım peki?
"Başka sorum yok" diyerek aradan çekildim. 

STAR VE GÜNEŞ'İN İNTERNET MEDYASI YOLCULUĞU

Star ve Güneş'in konvansiyonel medya yolculuğu 2020 yılının ilk gününde son buldu. Star Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak, bundan böyle dijital yayıncılık yapacaklarını okurlarına duyurdu. 

Hayırlı olsun!

Güneş Genel Yayın Yönetmeni Turgay Güler ise, yeni bir serüvene hazırlanıyor. Bir ay dinlendikten sonra yeni bir mecrada, belki de kendi mecrasında karşımıza çıkacak. 

Şaşırmadım, bekliyordum. Zira kâğıt gazeteciliği dünyada eriyor, bir çok gazete kapısına kilit vurdu ve dijitalde yayın yapıyor. İnternethaber Mayıs ayında 20 yaşına girecek. Süleyman Özışık kendi yolunu çizdi, Nethaber'de gazetecilik yapıyor. Serkan Kalemciler, Aydın Özdalga, Cengiz Er, Soner Yalçın, Ekrem Teymur... dışında bizim sektörde profesyonel yapan gazeteci yok. 

Habertürk, NTV ve Haber 7 gibi yayın kuruluşları da televizyonlarıyla birlikte yayın yapıyor. 

Türkiye'de dijital yayıncılık yaygınlaşır mı peki? Geç bile kalmışız, umudum bu sektörün büyümesi. Star'ı, ötekisi... yeni kim yola çıkarsa, bizim sektör kazançlı çıkacaktır. Dünya almış başını gitmiş, biz daha yeni yeni var olmaya başlıyoruz. Yıllardır bu alanda neredeyse tek başımıza, yasamız olmadan asli işimizi yapmaya çalışıyoruz. 

Türkiye'de İnternet gazeteciliği hâlâ üvey evlat muamelesi görüyor. Ben yıllarca çığlık attım; "Biz sorunluyuz, gelin bizi sorumlu hale getirin" dedim ama kimseye meramımı anlatamadım. İnternet reklamı konusunda dünyanın çok çok gerisindeyiz. Star'ın gelişiyle birlikte bu sorunların giderileceği, İnternet gazetecililiğinin önemseneceğini düşünmek istiyorum. 

Nuh Albayrak'a buradan selam olsun. 
Eğer bu yolculukta zirveye doğru yol almak istiyorsa, bizim sorunlarımıza vakıf olması ve bu uğurda mücadele etmesi gerekiyor. Aksi taktirde, Star'da çalışan gazetecilerin tamamı, gazeteci kimliğinden mahrum kalacak. Hiç biri eskisi gibi gazeteci sayılmayacak. Çünkü İnternet Medyası'nın hâlâ bir yasası yok. 

Cumhurbaşkanı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'a da buradan selam olsun. İnternet Medyası'nın Basın Yasası'na tabii olmaması için orta yerde hiçbir sebep yok.

Fahrettin Hocam bizim sektörde çalışan yüzlerce gazeteci var. İstihdamsa istihdam, gazetecilikse gazetecilik... Ama, hala sorunlu yayıncılık yapmaktan çok uzaktayız. Lütfen, bizi sorumlu hale getirin artık. 

SÖZCÜ DAVASI VE FETÖ SUÇLAMASI

Emin Çölaşan, Necati Doğru, Metin Yılmaz... hepsi ceza aldı. FETÖ'ye destek olmaktan ceza alanların hepsinin geçmişi FETÖ ile mücadeleyle geçti. O yüzden, en son yazacağımı önce yazayım; yapılan suçlama ve verilen ceza için hiç kimse kusura bakmasın ama adil olmaktan çok çok uzak. 

"Efendim ama FETÖ'ye destek verdiler."

Emin Çölaşan'ın yazıları... 
Sözcü'nün manşetleri... 

Tamam da her zırvalayanı FETÖ'ye destek vermekle suçlarsak, bu işi sulandırmış oluruz. FETÖ'nün ve kölelerinin ekmeğine yağ sürmüş oluruz. Onlara yurt dışında propoganda imkanı vermiş oluruz. 

Ki öyle de oldu!
FETÖ'nün kaçkınları bayram yapıyor. 

Bakın günlerdir, bir hakimin verdiği yanlış karar, AK Parti'ye ve Recep Tayyip Erdoğan'a mal ediliyor. FETÖ bu fırsatı bekliyormuş meğer, günlerdir ortalığı kasıp kavuruyorlar. 

Elbette it ürüsün ama bunlara niye fırsat verelim?

Yanlışa doğru demek zorunda değiliz. 
Bunu yapmadığımız zaman, bizden bir şey eksilmiyor. Kazanan Türkiye oluyor, kazanan demokrasi oluyor, kazanan basın oluyor. 

O kadar kutuplaşmışız ki, yanlış kararlara yanlış diyenleri bile linç ediyoruz. Bu gidişat doğru bir gidişat değil arkadaşlar, gelin siz de yanlışa doğru demekten vazgeçin. Hepimiz aynı ülkenin insanıyız, kardeşiz, biriz, canız... 

Yetmedi mi birbirimizi boğazladığımız?