Rezil bir dil... Pespaye, çirkin, kötü... İyice şirazeden çıktı
Özgür Özel... Birkaç gün önce, AK Partili
Ahmet Hamdi Çamlı'yı eleştireceğine, söylediklerini
çürüteceğine... namusuna dil uzatıyor miting meydanında:
- Namussuz!
Ahmet Hamdi Çamlı kesmiyor, Osman
Gökçek'e sarıyor... Osman Gökçek
de Özgür Özel gibi bir siyasetçi... Elbette
eleştiriyi hakeden tarafı olabilir diğer siyasetçiler
gibi... Özgür Özel eleştirmek yerine hakaret
ediyor... Osman Gökçek'in soyuna, sopuna,
ailesine... dil uzatıyor... "İyice şirazeden
çıktı" demek hakikaten hafif kalıyor artık... maalesef
Özgür Özel zapt edilemiyor... Kopmuş gidiyor, nerede
duracak, nasıl durulacak, ne zaman özüne dönecek, ne bilen var ne
da zapt edecek kimse!
KİME TETİKÇİLİK
YAPIYOR?
Birkaç gün önce Fetövari beddua seanslarına
başlamıştı hatırlayın... "(...) varsa Allah benim belamı
versin, yoksa..." diye başlayan konuşmalarından söz
ediyorum...
Beddua seanslarına bir süre ara verdi,
Manavgat'taki baklava kutusunda çıkan rüşveti...
FETÖ'nün tezgahladığı ayakkabı kutuları ile bir tutmaya
başladı... Fetö'nün yalan, iftira ve montaj videolarını
anlatıyor... Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'a atılan
aşağılık iftiraları tekrarlıyor...
Böyle biri... yani Fetö'cü hainlerin yıllar
önce kurduğu tezgaha sahip çıkmak, o dönemde yapılanları gerçekmiş
gibi yeniden tedavüle sokmak sizce de tetikçilik değil mi?
"Tetkçi" ağır mı geldi, tamam azıcık
hafifleştirelim Özgür Özel'in yaptıklarını...
Ne diyelim mesela?
Siz söyleyin!
İMAM
YELLENİRSE
Rahmetli Süleyman Özışık'ın sıkça kullandığı
"İmam yellenirse, cemaat sıçrar" sözü...
Antalya Belediyesi'nde imamın (Özgür Özel)
yellenmesinden sonra cemaatin belediye meclisinin orta yerinde
sıçradığını gördük...
Manavgat'taki baklava kutusunda çıkan rüşvetin
konuşulduğu sırada, yerinden fırlayan CHP Meclis
Üyesi Mehmet Balık, elinde ayakkabı kutusu ile
AK Parti Meclis üyelerinin oturduğu sıralara doğru yol
alıyor...
Baklava kutusunun içinden çıkan rüşvet
paralarına karşılık, boş bir ayakkabı kutusu... Nasıl,
beğendiz mi? Sizi bilmem ama, yurtdışındaki kaçık FETÖ'cüler bu
davranışı beğendiği çok açık... İnanmıyorsanız girin ne
yazdıklarını gözlerinizle görün...
YİĞİT BULUT'A HAKKIM
HELALDİR!
Uzun süredir kanser tedavisi görüyordu Yiğit
Bulut... Bu sabah ölüm haberi düştü önüme... Ne yalan
söyleyeyim içim acıdı... Süleyman Özışık'ın hastane günleri bir
film şeridi gibi geçti gözlerimin önünden...
Süleyman Özışık'ın vefatı, onu sevenlerini gerçek dostlarını çok
üzdü... Ani ve zamansız ölümünün acısını, ailesi olarak biz hala
yaşıyoruz... Vefat haberi yayıldığında, yapılan yorumlar,
edilen küfürler, hakaretler... acımızı katmer katmer katlamaya
yetti... Ölmüş bir insanın ardından neler yazdılar
neler...
Yiğit Bulut ile kavgalıydık... Mahkemelik olduk, çok uğraştı
benimle... O dönemde 60 kişinin ekmek yediği İnternethaber'e reklam
verenleri açık açık tehdit etti... "Reklam vermeyin..." dedi... Bir
yazısında bana ağır hakaretler etti...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uçağında karşılaştığımda, hiç bir şey
yapmamış gibi, elini uzattı, sohbet etti... İşte o gün ben olanları
unuttum... Hesabımızı mahşere bırakmıştım, dünkü ani ölüm haberi...
Süleyman Özışık'tan sonra yazılanları hatırlattı bana... Arkasından
konuşmak kolay, önemli olan konuşmamak ve konuşturmamak... Bunu
yapabiliyor muyuz? Ben yapıyorum kardeşim, HAKKIMI HELAL ediyorum
Yiğit Bulut'a...
Allah rahmet eylesin!
Bu arada... Sosyal medyada "Hakkım helal" dedim diye... kafamı
gözümü yaranlar oldu, hala saldırıyorlar... Cevap veriyorum o
yazanlara ve yumurta kafalara...
Size ne ulan, hak benim değil mi? Ben olan hakkımı helal
ediyorum size ne oluyor :)