O yumruk Türk’e mi atıldı Kürt’e mi

Olaya gelişme ve sonuçları itibarıyla bakınca saldırılacak şahıs olarak Ahmet Türk’ün seçilmesi hiçbir şekilde rastlantısal olmayıp kötücüllerin son derece işine gelecek bir tercihti.

Dilek YARAŞ dilek@internethaber.com
Basit kelime oyunlarını seven bir yazar olsam ‘’Türk’e atılmıştır,’’ deyip çıkacağım işin içinden ama mesele o kadar basit değil.
 
O kadar basit olmadığı için de ‘’Bu yumruk Kürt halkına atılmıştır,’’ diyen demokratların ve BDP’lilerin çok yanlış ve tehlikeli bir söylem içinde olduklarını düşünüyorum.
 
Sadece görünenle yetinirsek, olayı ‘’Kürtlere atılan yumruk’’ olarak nitelendirmek mantıklı görünebilir. Bir açıdan da doğrudur elbette bu varsayım.
 
Ama ‘’hangi açıdan’’ ona bakmak lazım:
 
Ergenekon açısından, provokasyon açısından, bölücülük açısından, yani kirli derin devlet ve tüm bu etkenlerin manipülasyonlarına gelmişler açısından doğrudur; ve evet Kürtlere atılmıştır. 
 
Ama diğer açıdan, yani benim ve benim gibi düşünenlerin açısından ise Türkiye halkına atılmış bir yumruktur bu.
 
Saldırganı tebrik etmek lazım bu açıdan. Bir yumruk attı ve hepimizi silkeledi. Ahmet Türk de hiç üzülmesin. Gazidir bu olayda kendisi.
 
Ve o burun kesinlikle boşa kırılmamıştır.
 
Bir burun, içimizde yaşayan birlik ve kenetlenme duygularını ortaya çıkarmıştır.
 
Tuzağı kuranlar kendi kazdıkları kuyuya düşmüşlerdir o burun sayesinde.
 
Aramızdaki ayrıksı otlar da yine bir burun farkı ile açığa çıkmıştır iyice.
 
Olaya gelişme ve sonuçları itibarıyla bakınca saldırılacak şahıs olarak Ahmet Türk’ün seçilmesi hiçbir şekilde rastlantısal olmayıp kötücüllerin son derece işine gelecek bir tercihti.
 
Bütün Kürtleri ancak Ahmet Türk gibi bir isimle sokağa dökebilirlerdi. (Döktüler de nitekim.)
 
En güzel siyaset, en başarılı provokasyon ve en iyi demagoji Türk’ün ismi üzerinden yapılabilirdi. (Yapıldı da nitekim.)
 
Ama çok önemli bir noktayı unuttular…
 
Türk, geniş kesimler tarafından kabul ve onay gören, sevilen bir isimdi. Milletvekilliğinin haksız bir şekilde düşürülmesi ve onun bu durum karşısındaki asil tutumu da isminin iyice parlamasına yol açmıştı.
 
Saldırı sonrasındaki tutumu ve insanları birliğe, sükunete çağıran söylemleriyle de sağduyulu bütün kesimlerin takdirini kazandı. Aynı zamanda, Nihal Bengisu Karaca’nın tamamına imzamı atabileceğim yazısında da dediği gibi: ‘’...Bu makus olay, Ahmet Türk’ün sergilediği ağırbaşlı tutum sayesinde refiklerinin seçmiş oldukları kariyerist, yabancılaşmış ve bol savrulmalı siyaset tarzlarının da altının çizilmesine neden oldu.’’.
 
İşte tam da bu yüzden şerden bir hayır çıktı ve bu kirli oyun ters tepti.
 
Sanki kaderin bir kelime oyunu imiş gibi Türk’e yapılan saldırı Türkleri de uyandırdı. Ve ben yürekten inananıyorum ki büyük çoğunluğumuz Türk ve Kürt kavramları üzerinden yapılan çirkin siyasetin, kirli provokasyonların iyice farkına vardık artık.
 
 
 
 
***
 
Nihal Bengisu Karaca’nın yazısı: