Bismillahirrahmanirrahim
Sosyal medyada, ulusal basında, gıda
yardımı için 12 km yol yürüyen çocuğun hikayesini okuyorum!
İki kuru ekmek, üç yüz gram un almak
için.
Dönüş yolunda işgalciler tarafından
şehit edilmiş.
On sekiz bin küsur çocuk şehit edilmiş
Gazze'de.
Ecnebiler havadan yardım sandıkları
atmışlar; onu gördüm.
Bir halk hapsedilmiş, başına bomba
yağdırılıyor. O da yetmiyor, açlıkla savaşıyor. Vefat eden
bebelerin fotoğrafları var; bir deri bir kemik kalmış hepsi.
Nasıl bir şey acaba?
Var beş yaşında çocuklar
etrafımda.
"Saat kaç?" diye soruyorum.
"Üç yüz lira" diyorlar. Basıyoruz
kahkahayı.
Beş yaşındalar. Dünya ne? Düşman
kim?
Bina yıkılmış, yatak var mı yok mu
bilmiyorlar. Buldukları yerde uyuyorlar, önlerine verileni
yiyorlar. Oyun buldu mu oynuyorlar, yoksa uyduruyorlar. Her durumda
mutlu oluyor keratalar.
Bomba düşüyor eve. Bebeyi
kurtarıyorlar, haberi yok, uyuyor.
İçim yanıyor.
12 km yol yürüyen çocuk ne yaptı
acaba?
Yıkık dökük virane sokaklardan geçti.
İçinden ne dualar etmiştir?
Şurada iki dakika bir işimiz olmuyor
da yerlere kapanıyoruz, "Allah'ım sen bilirsin" diye.
Arkada bekleyenler de vardır.
Üç yaşında bir kardeş, bir tane de beş
yaşında.
Onlar da dua ediyorlardı ihtimal:
"Ağabeyim gelecek, bize ekmek getirecek."
Çocuk umudu diye bir şey var.
Söz verdin mi unutmazlar. Akşama kadar
beklerler.
Kapıda bir kıpırtı oldu mu, "Hadi!"
koşarlar kapıya.
Çevirirler etrafını gelenin!
Olur ya gelen sözünü tutamadı mı! O
hayal kırıklığını bir çocuğun yüzünde görmek berbat bir şeydir.
O gün ekmek
gelmedi.
Ağabey de gelmedi.
Milyarlarca Müslüman çare olamadık
açlığa da bombalara da.
Başımıza gelecek var.
Yapmayın etmeyin.
Bu zulmü yapanlara "Gel arkadaş,
buraya ne yapıyorsun sen?" demek lazım.
Bu adamlar korkak.
Buna şahitlik eden Allah-u Teâlâ.
Biz sustukça günahımız artıyor.
Memleketin namlı spor takımlarından
birisi bir topçu getirdi geçenlerde. Yüz milyon bilem kaç paraya
almışlar. Havaalanında toplanan adam sayısı bizim Ankara’daki telin
mitinginden on kat daha kalabalıktı.
Başımıza gelecek var.
Son Söz
Onlar ki, kendilerine bir musibet
dokunduğu zaman: “Bizim bütün varlığımız Allah’ındır ve biz ancak
O’na dönüyoruz” derler. Bakara 156