İran ve ABD gerginliğini balkondan seyretmek

Kronoloji önemli. ABD bazı İran yanlısı örgütleri Suriye ve Irak’ta bombaladı. ABD Bağdat Büyükelçiliği’ne yönelik İran yanlısı örgütlerin işgal girişimleri gerçekleşti. ABD Kasım Süleymani ve El Mühendis’i öldürdü. İran’dan günlerdir intikam sesleri yükseliyordu.

Prof. Dr. Zakir Avşar zakiravsar@internethaber.com

Süleymani’nin parçalanmış cesedi gömülmeden önce hem Irak’ta hem de İran’da bir hayli gezdirildi. Halkın genel tepkisinin zirveye çıkması hedeflendi. Öyle ki, Kirman’da yaşanan izdihamda yüze yakın ölü, üç yüze yakın yaralı vardı.

İran’ın intikam için 35 nokta tespit ettikleri açıklamasına Trump misliyle karşılık verdi. Kendilerinin İran kültürü açısından önem taşıyan bölgeler de dahil ellinin üzerinde hedef belirlediklerini söyledi. Son açıklamasında kültürel alanları kapsamadığını belirterek acıkmalarını düzeltti. İran ise ABD’lilerin olduğu üslere saldırı sonrası hedefi büyüttü, çatışma devam ederse yüzü aşkın noktayı vuracaklarını söyledi.

Gelinen nokta itibariyle İran ABD’ye karşı Irak’ta bulunan iki üssü hedef alarak intikamını aldığını belirtti.

Saldırılar sonrasında İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif: "İran, vatandaşlarımıza ve üst düzey yetkililerimize korkakça düzenlenen silahlı saldırının ardından Birleşmiş Milletler Anlaşması'nın 51. maddesine göre meşru müdafaa adına orantılı adımlarını atmış ve tamamlamıştır. Gerilimi tırmandırmak ve savaş istemiyoruz, ancak kendimizi herhangi bir saldırıya karşı koruyacağız." dedi. Bunun anlamı şu olmalı, “Karizmamız çizilmişti, devlet olarak bir şeyler yapmamız gerekiyordu, biz de böyle bir yol bulduk. Bundan sonra herkes yoluna gitsin”

Her ne kadar İran tarafı saldırılarda 80 ABD askerinin öldürüldüğünü iddia etse de, bunu doğrulayacak hiçbir bilgi görünmüyor. ABD, füzelerden dolayı can kaybı olmadığını açıkladı. Keza, atılan füzelerin de ne kadarının isabet ettiği, ne kadarının isabet etmediği yine ABD ve Irak tarafından açıklandı. ABC haber kanalına konuşan bir ABD savunma bakanlığı yetkilisi ilk belirlemelere göre İran'ın toplamda 15 balistik füze saldırısı düzenlediğini söyledi:10'u Irak'taki Ayn el Esad Hava Üssü'nü, 1'i kuzey Irak'taki Erbil'de bir hedefi vurdu, 4'ü hedefi kaçırdı. İran ise atılan toplam roket sayısını 22 olarak veriyor. Kuşkusuz ki bu aşamada füze sayısının önemi yok. Olayların nasıl seyredeceği önemli.

İsrail Başbakanı Netenyahu her zamanki gibi ateşe körükle gidiyor. Yaptığı açıklamada “ABD’nin yanında durduklarını ve İran’a saldırmaya hazır olduklarını” duyurdu. 

Balkondan seyretmek, şimdi MHP Ankara Milletvekili olan Yaşar Yıldırım’ın çok eski bir yazısının başlığıdır. 12 Eylül sonrası kimin nerede durduğuna ve ne yaptığına bakılmaksızın herkesin büyük bir takibata uğradığı, mağdur edildiği döneme şahitlik etmiş biri olarak ülkeye ve dünyaya dair gelişmeleri serinkanlılıkla takip etmek gerekliliğinin önemini anlatmak üzere bu ifadeyi kullanmıştı.

Şimdi çevremizde olup bitenleri ve özellikle bu olayı balkondan seyrederek takip etmek galiba ülkemiz ve insanlarımız için ve hatta bölge için en hayırlısı olacak.

Aklın ve itidalin ortadan kalktığı, rejimlerin ve kişilerin kendi çıkarlarını ülkelerinin ve milletlerinin üzerine taşıdığı bir yerde Türkiye’nin taraflardan herhangi birinin yanında pozisyon almasının gereğinin olmadığı açık.

Dileriz ki iş bu noktada kalır. İki taraf da olayların üzerine bir sünger çekmeyi tercih eder.

İnşallah, Trump’ın tam da seçim için iyi bir ivme yakaladığı bir süreçte İran’ın sembolik ama abartılı bir şekilde ifadeyi tercih ettiği “intikam” çabasını yeni bir saldırı ile cevaplaması gibi bir tercihi olmaz.

Türkiye şu ana kadar çok akıllıca hareket etti, ediyor. Kenarda duruyor ve taraf olmuyor.

İran komşumuz, halkının çok büyük bir bölümü ise soydaşımız. Elbette komşumuzun iyi olmasını dileriz. Ancak İran rejimi Türkiye için de kendi halkı için de, insanlık için de dost değildir. Bölgenin tüm ülkelerini tehdit etmektedir. Din ve mezhep savaşlarını şuursuzca körüklemekte, yıllardır sinsi, yayılmacı ve terörizmi kullandığı politikası ile Ortadoğu’yu tüm çatışmaların merkezinde tutmaktadır.

ABD’de tüm dünyada çok saldırgan bir politika izliyor. ABD ise Türkiye ile müttefiklik ilişkilerini zedeleyecek her türlü girişimin içindedir. Bölgedeki her çıkarı ancak Türkiye ile mümkün olacak iken ısrarla yanlış yollarda dolaşmaktadır. Attıkları her adımda da başarısız olmaktadır. Türkiye ile dost olmadıkça, Türkiye’ye yönelik hasmane tutum ve davranışları teşvik ettikçe aslında kendi çıkarları zarar görmektedir. Bunu da elbette bir şekilde görüp anlayacaktır.

Dolayısıyla, Türkiye “ne halleri varsa görsünler, birbirleri uğraşsınlar” demek için her hakka sahiptir. Türkiye’nin burada taraf olmaması reelpolitik açısından da, milletimizin geleceği bakımından da en makul yoldur.