'Gel bakalım Kemal' ve fırıldak AKP'liler

Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüşecek Muharrem İnce. Bu bile Kılıçdaroğlu'nu çıldırtmaya yeter. Erdoğan içeri girdiğinde CHP lideri ayağa kalkmıyor biliyorsunuz. Muharrem İnce ise, Kılıçdaroğlu'nun yok saydığı Erdoğan'ın ayağına gidiyor.

Hadi ÖZIŞIK hadi.ozisik@internethaber.com

CHP'nin "Çıldırtacak aday"ını Kemal Kılıçdaroğlu, "Gel bakalım Muharrem" diyerek açıkladı...
Hayırlı olsun tabii...
Ve fakat...
Muharrem İnce, Erdoğan'ı çıldırtacak bir aday değil. İnce'nin çıldırtacağı, hatta çıldırtmaya başladığı kişi bellidir. Çıldıracak kişi  Kemal Kılıçdaroğlu'ndan başkası değil...

Evet... 
Kemal Kılıçdaroğlu çıldıracak çünkü, "Gel bakalım Muharrem" dediği kişi, 24 Haziran akşamı onu koltuğundan edecek. "Gel bakalım" dediği Muharrem İnce konuştukça, alkışlandıkça, itibar gördükçe, kıymete bindikçe, Kemal Kılıçdaroğlu daha da çıldıracak. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüşecek Muharrem İnce. Bu bile Kılıçdaroğlu'nu çıldırtmaya yeter. Erdoğan içeri girdiğinde CHP lideri ayağa kalkmıyor biliyorsunuz. Muharrem İnce ise, Kılıçdaroğlu'nun yok saydığı Erdoğan'ın ayağına gidiyor. 

İnce'nin Erdoğan ziyareti, "Gel bakalım Muharrem" diyen Kılıçdaroğlu'nu "Ne yapıyor bu Muharrem" noktasına getirmez mi sizce de?

Dahası var...
Meydanlar şenlenecek. Muharrem İnce, CHP'liler için bir umuda dönüşecek. Ufak bir kıpırdama, azıcık bir ilerleme... küskün, kırgın, horlanan, dışlanan, kapının önüne konulan CHP'liler Muharrem İnce'nin etrafında kenetlenecek... Hele bir de ikinci tur şansını yakalarsa... işte siz o zaman Kemal Bey'le birlikte Özgür Özel'in nasıl çılgına döndüğünü görün... 

"Gel bakalım Muharrem" kazılan derin bir çukurdur aslında. Kemal Bey'in kendi eliyle kazdığı ve içine düşeceği bir çukur. Bu acı son yaklaştıkça, Özgür Özel'in "çıldıracak" dediği Erdoğan bir kez daha zirvede, yani devletin tepesinde olacak. Kılıçdaroğlu ise, İnce'nin "Gel bakalım Kemal" dediği sade bir milletvekili olacak. 

Bu durumda çıldırmamak elde değil vallahi!

KRİPTO MUHALİFLER

Abdullah Gül aday olsaydı eğer, Salih Tuna'nın "fırıldak" dediği AKP'lilerin nasıl bir pozisyon alacağı konusunda fikir yürütmek zor olmasa gerek. 

"Kudretli" oldukları zaman nice can yaktıklarını hepimiz biliyoruz. Tayyip Erdoğan ve AK Parti'ye sevgi besleyen bir çok arkadaşımızı dışlayıp düşmanlaştırdılar. "Reis'in adamları" ve "Davutoğlu'nun adamları" diye, aynı davaya inanan, aynı inanca sahip bir çok kişiye acı çektirdiler, yok ettiler...

Hazır kıta bekliyorlardı; Abdullah Gül aday olunca eskiye dönüşün daha kolay olacağını düşündüler. Temel Karamollaoğlu'nun özel çabasıyla ufak bir ihtimal belirince, "kripto muhalifler" kendilerini iyice açık etmeye karar verdi.

Tayyip Erdoğan'ın gücüyle, bir zamanlar her gün ekranlarda boy gösterenler, özel teknelerde doğum günü partisi düzenleyip sırnaşanlar... AK Parti'nin "azılı düşmanlar"ını aratmayacak bir iştahla, hezeyan saçıyorlar... Tayyip Erdoğan yenilgiye uğrasın diye, gazeteci maskesi altında çukur kazıyorlar. 

AK Parti
'nin kuruluşundan önce, bunların esamesi okunmuyordu. Ayşe Arman'ın karşısında takla atarak medyada yer edindiğini zanneden bu tipler, AK Parti'nin iktidarıyla birlikte kibir saçmaya başladı. Bizim mahallenin üst düzey yöneticileri de bunları bir halt zannedip, sabah akşam ekranlarda boy göstermelerine vesile oldu.

Bir yalan, bir iftira... uzun sürmedi bunların kardeşi kardeşe kırdırma gayreti. Hepsi tedavülden kaldırıldı. Şimdilerde kendi çöplüklerinde horozlanıyorlar. Tayyip Erdoğan'la AK Parti'yi ayrı tutuyorlar. "Tayyip Erdoğan'a oy verin ama, AK Parti'ye oy vermeyin" zehirini milletin hür iradesine enjekte etmeye çalışıyorlar.

Aman ha bu münafıklara fırsat vermeyelim!