CHP'nin "Çıldırtacak aday"ını Kemal
Kılıçdaroğlu, "Gel bakalım Muharrem" diyerek
açıkladı...
Hayırlı olsun tabii...
Ve fakat...
Muharrem İnce, Erdoğan'ı çıldırtacak bir aday
değil. İnce'nin çıldırtacağı, hatta çıldırtmaya başladığı
kişi bellidir. Çıldıracak kişi Kemal
Kılıçdaroğlu'ndan başkası değil...
Evet...
Kemal Kılıçdaroğlu çıldıracak çünkü, "Gel
bakalım Muharrem" dediği kişi, 24 Haziran akşamı onu
koltuğundan edecek. "Gel bakalım" dediği
Muharrem İnce konuştukça, alkışlandıkça, itibar
gördükçe, kıymete bindikçe, Kemal Kılıçdaroğlu
daha da çıldıracak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüşecek
Muharrem İnce. Bu bile Kılıçdaroğlu'nu çıldırtmaya
yeter. Erdoğan içeri girdiğinde CHP lideri ayağa kalkmıyor
biliyorsunuz. Muharrem İnce ise, Kılıçdaroğlu'nun yok
saydığı Erdoğan'ın ayağına gidiyor.
İnce'nin Erdoğan
ziyareti, "Gel bakalım Muharrem" diyen
Kılıçdaroğlu'nu "Ne yapıyor bu
Muharrem" noktasına getirmez mi sizce de?
Dahası var...
Meydanlar şenlenecek. Muharrem İnce, CHP'liler için bir
umuda dönüşecek. Ufak bir kıpırdama, azıcık bir
ilerleme... küskün, kırgın, horlanan, dışlanan, kapının önüne
konulan CHP'liler Muharrem İnce'nin etrafında
kenetlenecek... Hele bir de ikinci tur şansını
yakalarsa... işte siz o zaman Kemal Bey'le birlikte Özgür
Özel'in nasıl çılgına döndüğünü görün...
"Gel bakalım Muharrem" kazılan derin bir
çukurdur aslında. Kemal Bey'in kendi eliyle kazdığı ve içine
düşeceği bir çukur. Bu acı son yaklaştıkça, Özgür
Özel'in "çıldıracak" dediği
Erdoğan bir kez daha zirvede, yani devletin
tepesinde olacak. Kılıçdaroğlu ise, İnce'nin "Gel bakalım
Kemal" dediği sade bir milletvekili olacak.
Bu durumda çıldırmamak elde değil vallahi!
KRİPTO MUHALİFLER
Abdullah Gül aday olsaydı eğer, Salih
Tuna'nın "fırıldak" dediği
AKP'lilerin nasıl bir pozisyon alacağı konusunda
fikir yürütmek zor olmasa gerek.
"Kudretli" oldukları zaman nice can
yaktıklarını hepimiz biliyoruz. Tayyip Erdoğan ve
AK Parti'ye sevgi besleyen bir çok arkadaşımızı
dışlayıp düşmanlaştırdılar. "Reis'in adamları" ve
"Davutoğlu'nun adamları" diye, aynı davaya inanan,
aynı inanca sahip bir çok kişiye acı çektirdiler, yok
ettiler...
Hazır kıta bekliyorlardı; Abdullah Gül aday olunca eskiye
dönüşün daha kolay olacağını düşündüler. Temel
Karamollaoğlu'nun özel çabasıyla ufak bir ihtimal belirince,
"kripto muhalifler" kendilerini iyice açık
etmeye karar verdi.
Tayyip Erdoğan'ın gücüyle, bir zamanlar her gün
ekranlarda boy gösterenler, özel teknelerde doğum günü partisi
düzenleyip sırnaşanlar... AK Parti'nin
"azılı düşmanlar"ını aratmayacak bir iştahla,
hezeyan saçıyorlar... Tayyip Erdoğan yenilgiye
uğrasın diye, gazeteci maskesi altında çukur kazıyorlar.
AK Parti'nin kuruluşundan önce, bunların esamesi
okunmuyordu. Ayşe Arman'ın karşısında takla
atarak medyada yer edindiğini zanneden bu tipler, AK
Parti'nin iktidarıyla birlikte kibir saçmaya başladı.
Bizim mahallenin üst düzey yöneticileri de bunları bir halt
zannedip, sabah akşam ekranlarda boy göstermelerine vesile
oldu.
Bir yalan, bir iftira... uzun sürmedi bunların kardeşi kardeşe
kırdırma gayreti. Hepsi tedavülden kaldırıldı.
Şimdilerde kendi çöplüklerinde horozlanıyorlar. Tayyip
Erdoğan'la AK Parti'yi ayrı tutuyorlar. "Tayyip
Erdoğan'a oy verin ama, AK Parti'ye oy vermeyin"
zehirini milletin hür iradesine enjekte etmeye
çalışıyorlar.
Aman ha bu münafıklara fırsat vermeyelim!