CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Sözde
Cumhurbaşkanı" ifadesi "eleştiri" olarak
kabul ediliyor kimi muhalif gazeteciler tarafından. Bu arkadaşların
başı dara düştüğünde, ya Menderes-İnönü dönemine gidiyorlar, ya da
Özal-Demirel atışmalarını hatırlatıyorlar. FETÖ söz konusu
olduğunda "Siz kolkolaydınız" deyip, arkeolojik
kazıya başlıyorlar.
Geçmişteki yanlışları bugün yapılan yanlışlarla mukayese edip,
"Sözde Cumhurbaşkanı" ifadesini haklı çıkarmaya
çalışıyorlar.
CHP'deki "Taciz salgını" söz konusu olduğunda
hepsi sus pus. Ensar Vakfı'ndan yıllarca ekmek yiyen onlar değilmiş
gibi, CHP'yi taciz salgınlarından muaf tutuyorlar.
CHP'deki "Taciz salgını"nı ben gündeme
getirmedim. Barış Yarkadaş isyan etti ve
"tarihe not" düşmek adına sosyal medyada çığlık
attı. Canan Kaftancıoğlu "şov"
yapmakla suçladı Yarkadaş'ı. En yakın arkadaşları ise
"Canan Kaftancıoğlu ile hesabı var" diyerek
salgınların üzerini örtmeye çalıştı.
Kılıçdaroğlu'nun "Sözde Cumhurbaşkanı"
saçmalığını Erdoğan'ın Demirtaş için kullandığı
"terörist" ifadesiyle kapatmaya çalıştılar. Tüm
bunlar yetmezmiş gibi, bir de "özgür basın"
naraları atıyorlar. Barış Yarkadaş "tarihe not"
düşünce Halk TV'den kovulması
"tesadüf" oluyor, Beştepe'de Erdoğan'ın elinden
verilen ödül "sus payı" oluyor!
Sevsinler sizin demokrasi anlayışınızı!
Ekranlarda "Bizde hem nalına hem mıhına yok, İmamoğlu
bizim kırmızı çizgimizdir" diyen soytarılar sizin için
"tarafsız" olacak, Erdoğan'ın elinden ödül alan
gazeteciler "yandaş" öyle mi?
Demokrasi sözde...
Cumhurbaşkanı sözde...
Yargı sözde... bunlara göre yüzde 52 bile sözde. Kendileri ise hep
özde... CHP'deki "taciz salgınları"nı yazmazlar,
PKK ile kolkola olan HDP'ye toz kondurmazlar, Yasin Börü'nün katili
Selahattin Demirtaş ise onlar için "terörist"
değil "gözde".
Bunlar gazeteci oluyor, biz iktidar yanlısı...
Allah kabul etmesin!