Âlemlerin Efendisi (S.A.V.)

Kemal Göz gozkemal@yandex.ru

Bismillahirrahmanirrahim
Günlerden bir gün yine Bişkek’teyim…
Bişkek’in kış geceleri ünlüdür.
Bazen eksi kırk dereceyi gören sıcaklıkta zaman zaman donma vakaları ve ölümler yaşanır.
Genellikle evsizler eğer geceyi geçirecek sote bir yer bulamaz da sızıp kalırlarsa, sabaha karşı donarak ölürler.

Akşamla gece arasında bir vakitte, beş altı tane evsiz gelenin geçenin pek olmadığı bir yolda önümü çevirdi.
İyi beslenemeyen, zayıf, ufak tefek adamlar… Ama insan kıyamıyor yine de.
“Hayırdır, ne istiyorsunuz?” dedim.
“Gece soğuk geçecek, bize içecek bir şeyler al,” dediler.
“Olmaz, gelin size ekmek arası bir şeyler ısmarlayayım,” filan demeye kalmadı, etrafımı çevirdiler.
Konuştuk. Nasihat ettik. Anan aşağı baban yukarı, ama anlaşamadık.
En son grubun lideri bir adım öne çıkarak:
“Bak,” dedi. “Biz bu gecenin sabahına çıkar mıyız, belli değil. Bize maval okuma! Alacaksan al bir şeyler.”

“Yapmayın, etmeyin. Peygamber Efendimiz (S.A.V)...” diye bir cümleye başlayacak oldum.
Ağzımdan Âlemlerin Efendisi’nin (S.A.V.) adı çıkar çıkmaz, herkes aniden elini kalbine götürüp salavat getirdi.
Dondum kaldım!

Bir karikatür yayınlamışlar.
Âlemlerin Efendisi (S.A.V.) bu karikatürde alaycı bir üslupla gösterilmiş.

Ne gafil adamlar var.
Ateizmin ata topraklarında, Sovyetler Birliği’nde yayımlanan Bezbojnik (Tanrısız) dergisinde bile Peygamber Efendimiz’i (S.A.V.) konu alan bir karikatür yayımlanmadı.
Her şeyi yaptılar, ahaliyi dinden soğutmak için ne lazımsa denediler.
Ama böyle bir karikatür Tanrısız dergisinde yayımlanmadı.

İyice anlaşılsın diye en baştan bir daha yazıyorum:
Ateizm temelli bir devletin Tanrısız dergisinde bile yayımlanmayan karikatür, yüzde bilmem kaçı Müslüman olan güzelim memleketimde yasal olarak yayın yapan Leman dergisinde yayımlandı.
Bunlar oturup avukatlarına filan sormuşlardır.
Gelecek tepkilerin ne olacağını aşağı yukarı tahmin etmeye çalışmış, yaptıkları rezil işin karşılığında kanunen ne ceza alacaklarını iyi kötü araştırmışlardır.

Sanatçı manatçı!
Nedir kardeşim sanat?
En baba ressamı getirin bakalım. Allah’ın yarattığını taklit etmekten başka bir halta yarıyor mu?
Bulun bir bestekâr da görelim, Allah’ın yarattığı doğadaki melodiyi taklitten öteye bir şeyler ortaya koyabiliyor mu?

O sanatçı dediklerinizin en babası gelsin de çıksın meydana, görelim!
Ne kadar çapıtırsa çarpıtsın, bir insan formatını gözü kulağı olmadan çizebiliyor mu?

Hem senin havan kime?
(Muharrir burada biraz duraklar. Aklına Sultan İbrahim’in Sadrazam Semin Mehmet Paşa’ya mektuplarındaki yazdıkları gelir!)
Çıplak gözle göremediğin, bırak çıplak gözü mikroskopla zor gördüğün virüs vücuduna girip seni yatağa sermiyor mu? Öldürmüyor mu?

Neyin kafasını yaşıyorsun sen?

Son Söz:  "Andolsun size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı raûf (çok şefkatli) ve rahîm (çok merhametli)dir." (Tevbe, 9/128)