MHP lideri Devlet Bahçeli’nin tarihi
“Terörsüz Türkiye” çağrısı öncesinde,
DEM’in terör örgütüyle arasında mesafe yoktu.
“Türkiye Partisi” olma yolunda tüm
çağrılara rağmen en ufak bir adım atılmadı.
1 Ekim 2024 günü uzatılan o el, her şeyi
tersyüz etmeye yetti. Devlet Bahçeli’nin
Meclis’te DEM sıralarına yürüyerek Tuncer
Bakırhan’ın elini sıkması… baş sağlığı dilemesi “Terörsüz
Türkiye”nin başlangıcı oldu. DEM’in üst yönetimi de kendisine
uzatılan eli geri çevirmedi, “Terörsüz Türkiye”
hedefinin gerçekleşmesi için Bahçeli’nin yanında durdu!
Sırrı Süreyya Önder, Ahmet Türk, Pervin Buldan… hepsi
sürece destek verdi, elini değil bedenini taşın altına koydu. Hal
böyle olunca, AK Parti, MHP ve DEM birlikteliğinin de temeli
atılmış oldu!
Bu birliktelik “Hayırlı Cuma” günü
PKK’nın silah bırakmasına vesile oldu.
Daim olur inşallah!
Ve fakat… Cumhur İttifakı’nın 14-28 Mayıs seçimlerindeki
söylemlerini silah olarak doğrultanlar, bu sürecin daim olmasından
pek de hoşnut değiller gibi… hep bir ağızdan geçmişte çiğnen
ve çöpe atılan DEM- PKK sakızını yeniden çiğnemeye başlamaları bu
hoşnutsuzluğun alameti.
Sık sık hatırlatmak gerek bunlara!
DEM kendine format attı…
”Terörsüz Türkiye”nin ortağı oldu…
Patlasanız da, çatlasanız da buradan geri dönüş yok!
Öküz öldü, ortaklık bozuldu, dağılabilirsiniz artık!
BEYAZ TOROSLAR DÖNEMİ VE YAKILAN
KÖYLER
23 Kasım 2011… Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup
toplantısında, 13 Temmuz 2025 tarihinde yaptığı konuşmanın
bir benzerini yapıyor… Türkiye’nin başbakanı olarak Dersim olayları
(1937 - 1938) nedeniyle özür diliyor… Bu tarihi konuşmayı
hatırlamama Erdoğan’ın Kızılcahamam’da yaptığı konuşma sebep
oldu. Bakın Erdoğan 23 Kasım 2011 tarihinde ne demiş:
“Dersim olayları Türkiye’nin yakın tarihinin en trajik
olaylarından biridir. Eğer devlet adına özür dilemek gerekiyorsa,
böyle bir gelenek varsa, ben özür dilerim, diliyorum O dönemde 13.
806 kişi hayatını kaybetti… O dönemde iktidarda olan CHP’nin
bugünkü yöneticilerini, Kemal Kılıçdaroğlu’nu partisi adına özür
dilemeye davet ediyorum.”
O dönemde CHP’nin başında olan Kemal
Kılıçdaroğlu vardı. Özür dilemedi elbette. Üstelik
Erdoğan’ı samimiyetsizlikle suçladı.
13 Temmuz 2025… Recep Tayyip Erdoğan bu kez
Cumhurbaşkanı sıfatıyla konuşuyor. 90’lı yıllarda Kürtler’e reva
görülen işkenceyi, faili meçhul cinayetleri, beyaz torosları,
yakılan köyleri hatırlatıyor Cumhurbaşkanı:
“AK PARTİ, MHP, DEM biz en azından üçlü olarak bu yolu
birlikte yürümeye karar verdik. Nice hükümetler terörü bitiremedi,
bunda devletin bazı yanlış uygulamalarının da payı vardır. Beyaz
toros, faili meçhuller, Diyarbakır cezaevi, yakılan köyler, bir
gecede göçe zorlanan insanlar… bunlar yapılan hatalardan
biriydi…”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ait bu sözler 23 Kasım 2011’de yaptığı
konuşmanın bir benzeri. Devletin geçmişte yaptığı hataları
birbir sıralıyor ve kabul ediyor… bir nevi özür diliyor.
Yıllardır yanlış girilen PİN kodunu doğru
giriyor Erdoğan.
Ve fakat… Erdoğan’ın bu çıkışından memnun olması gerekenler,
zihinlerindeki zehiri ortalığa saçarak, süreci baltalamanın
derdinde.
Eğri ile doğruyu ayıramayacak kadar akıldan yoksun olanlar,
ahlâksızlıklarını yalana sahip çıkarak ortaya koyuyor. Fikir sahibi
olmadıkları için doğruya karşı çıkıp, sürekli havada uçuşan
yalanları alkışlıyorlar.
Yalan ne peki?
Erdoğan Şam diyor, Özgür Özel Halep anlıyor. Erdoğan, “Ümmet”
diyor, Özel ve tarikatı, “Mezhepçilik” yalanına sarılıyor… geride
kalanlar ise, yalanı alkışlıyor.
Hikayenin devamı da var… yarın yazacağım!