Tumturaklı olur ruhu. Bir gözbebeği mutlaka lekeli. Kapılarında
kalp sürgüleri. Her çalana açılmaz kapı. Açılana da kapanmaz bir
daha. Derin düşüncelerin izi kalmıştır yüzünde. Etten yontulmuş ter
ırmakları.
Halden anlar. Anlar, zira anlaşılmamanın verdiği ızdırabı iyi
bilir. İyi bilir yalnızlığın kalp sıkışmalarını. İyi bilir insanın
insana muhtaç olduğunu. Çöl geceleri yaşamak için illa çöle gitmek
gerekmediğini öğrenmiştir çoktan. Öğrenmiştir, insan kusan
kentlerin nasıl çölleşebileceğini.
Fiziksel olarak güçlüdür. Her fırtınadan etkilenmez yaprakları.
Yapraklarıyla konuşmayı öğrenmiştir uzun çöl kentlerinde. Dallarını
içine çekmeyi şiddetli fırtınalarda ve kabuklarından filizler
vermeyi vakti geldiğinde.
Sabırlıdır. Kelimelerini avutmasını bilir ruh ninnileriyle.
Beklemesini, gecenin güne olan sevdasıyla. Ağır ağır örüldüğünü
bilir yapının iyisinin. Sabırla işlenmiş yürek taşlarıyla.
Merhametlidir. Karıncayı bile incitemez. O yüzden hep yerdedir
gözleri. Düşenin halinden anlar, zira iyileşse de durmaktadır
yaralarının izleri. İyilikler taşır cebinde. Tebessümler. Tatlı
sözler. Bilir, her düşenin yarasının farklı yerde olduğunu.
Bilgedir. Her sözü alıp kalbine koymaz. Her ağzına gelen cümleye
de geçit vermez. Sözün çiğinin, yürek ağrıtacağını bilir. Kalbinin
süzgeçleri iyi gelişmiştir. Akıl-kalp meclisi gece gündüz çalışır.
Dilinden düşecek her söz, elmas değerindedir.
Cömerttir. Paraya pula kıymet vermez. Elindekini bölüşür.
İyiliğin, en tatlı zenginlik olduğunu öğrenmiştir. Bir yolculuktur
yaşam onun için. Keyif ve keder iç içedir. Her ikisini de
yüksünmeden omuzlarında taşır.
Şimdi, bir de bu gözlüklerle bakın çevrenize ve böyle dostlara
sahipseniz onlara iyi bakın. Onlar, yaşamınıza iliştirilmiş nadir
açan çiçeklerdir.