BIST 10.620
DOLAR 32,25
EURO 34,99
ALTIN 2.431,05
HABER /  GÜNCEL

Altaylı'dan Aydın Doğan'a ince mesaj

Fatih Altaylı gazetesine verdiği söyleşide patronu Turgay Ciner'i anlattı. Anlattı anlatmasına ama bunu yaparken eski patronuna da öyle göndermelerde bulundu ki!

Abone ol

Fatih Altaylı Sabah Gazatesi'nde Yavuz Baydar'a verdiği söyleşide yen ipatronu Turgay Ciner'i överken, eski patronu Dinç Bilgin'e de incelikli mesajlarda bulundu. "Turgay Ciner hayata çok farklı yaklaşan biri. Büyük hırsları, her şey benim olsun yaklaşımları olan biri değil. Siyasete meraklı değil. Siyasete müdahale heveslisi değil. Yayıncılığı başlı başına iş olarak görüyor ve diğer işlerinden kesin bir çizgiyle ayırıyor. Bu da bizim grupta çalışan gazetecilerin elini rahatlatıyor." diyen Altaylı'nın röportajını Yavuz Baydar 'Derin habercilik erozyona uğradı' başlığıyla yayınladı.

Yeni Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı'ya göre 'haber doğrulatma' konusunda sıkıntı var. Sabah'ın bir avantajı ise, 'habercilikte sınır tanımamak'....

SABAH'ın genel yayın yönetmeni Fatih Altaylı ile Kurban Bayramı öncesi uzun bir mülakat yaptık. Mülakatın ilk bölümünü geçen hafta yayımladım, hacim ve yer darlığı derken bu haftaya kalan bölüm de şimdi dikkatinize amade.
Çünkü bu bölümde de habercilik, okur-gazete ilişkileri, siyaset-medya bağlantısı gibi önemli konular var.
Sorular ve yanıtları şöyle:

Cevap hakkına saygı

* Habercilikte basın olarak ülkede neleri eksik neleri fazla yapıyoruz? Sabah'ın artıları, eksileri neler?..
Bu ağır bir konu. Zannederim bunun için gazete yöneticileri, yazarlar, muhabirler bir araya gelip uzun uzun tartışmamız gerekiyor. Basın özgürlüğü açısından bakılınca Türkiye hiç de söylendiği kadar kötü durumda değil. Yazılmayan hiç bir şey yok. Yazılamayan da. Çünkü gazete yelpazesi çok geniş. Bu ülkede, bu ülkeyi bölmeyi amaçlayan terör örgütlerinin bile gazetesi yayınlanabildi, yayınlanabiliyor. Habercilikte eskiden haberi en az iki kaynaktan doğrulatma çabamız vardı. Bu artık ihmal edildi. Cevap hakkına saygıda da eksiklerimiz var. Ama bence en önemlisi muhabirlik ciddi bir erozyona uğradığı için, derinlemesine araştırılmış haber sayısı geçmişe oranla çok düşük. Haberler çok yüzeysel yazılıyor. İnternetin sağladığı kolaylığa rağmen, ciddi araştırma pek az yapılır oldu. SABAH'ı Türk basınının geri kalan bölümünden fazla ayırmak mümkün değil. Ancak Sabah'ta önemli bir avantajımız var. Siyasi veya ekonomik ilişkilerden kaynaklanan sınırlamalarımız yok. İlk gün editörler ve servis müdürleri de bunu sordular. Hiç bir limitiniz yoktur. Her haber haberdir. Tabii hiç bir konuyu kişiselleştirme hakkımız yoktur dedim. Bizim en önemli avantajımız bu. Turgay Ciner hayata çok farklı yaklaşan biri. Büyük hırsları, her şey benim olsun yaklaşımları olan biri değil. Siyasete meraklı değil. Siyasete müdahale heveslisi değil. Yayıncılığı başlı başına iş olarak görüyor ve diğer işlerinden kesin bir çizgiyle ayırıyor. Bu da bizim grupta çalışan gazetecilerin elini rahatlatıyor.

* Geçenlerde Sabah okurlarının genel çizgilerde gazeteye nasıl baktığını, beklentilerinin neler olduğunu aktardım. Peki, Fatih Altaylı'ya göre Sabah okuru kimdir, kimlerdir? Sen okurlarımızdan neler bekliyorsun?

Okurlarımızdan bizi okumalarını ve kendilerini bize anlatmalarını istiyorum. Ben bana gelen bütün mailleri tek tek okuyorum. Bunları değerlendiren bir ekibim var. Ayrıca sen varsın. Bütün yazarlarımızla, muhabirlerimizle ilişki kurmalarını istiyorum. Telefon, faks, mail yoluyla bize ulaşsınlar. Çünkü biz onları ciddiye alıyoruz. Bizim müşterimiz değiller. Bizim sahibimiz onlar. 'SABAH okuru kimdir?'.. SABAH okuru Türkiye'nin son 25 yılda yaptığı büyük hamleye kendi çabalarıyla katkı sağlamış, Türkiye'de taşın altına elini sokmuş insanlardan oluşan, rakibimizin okurlarına oranla daha genç ve dinamik bir grup, demokrasiye, çoğulculuğa inanıyorlar. Ve en zor günlerinde bile SABAH'ı bırakmadıklarına göre çok seslilikten yanalar.

* Gençler dünya genelinde gazete okumaktan uzaklaştı. Onları okur olarak kazanmak mümkün mü? Nasıl?

Bununla ilgili çok önemli projelerimiz var. Gençlerin gazeteyi nasıl ve neden okuduklarını galiba biliyoruz ve daha fazla öğrenmeye çalışıyoruz. SABAH'ın gelecekteki 20 yılı için onlara uygun işler yapacağız. Göreceksiniz. Pek yakında...

Halktan yana gazetecilik

* Türkiye'nin AB sürecinde sarsıntılı bir siyasi ve sosyal parkura girdiği, gerginliklere gebe olduğu görüşü var. Sabah bu süreçte nasıl bir gazetecilik yapmalı, yapacak?

Türkiye'nin sıkıntılı bir parkura girdiği görüşüne çok katılmıyorum. Türkiye artık çok daha durağan bir ülke. Mutlaka iktidarın tartışılan yönleri olacaktır. Cumhurbaşkanlığı seçimi, olası bir erken seçim gerginlik yaratacaktır. Biz burada tarafsız, halktan yana bir gazetecilik yapacağız. Halkın seçimlerine saygı duymaya devam edeceğiz. AB süreci ise daha farklı. İki yıl önce Türkiye'de AB'ye destek verenlerin oranı yüzde 80 düzeyindeydi. Geçen ay ise AB'ye halkın desteği yüzde 55'e indi. Oysa biz Sabah olarak Atatürk ilkelerine gönülden bağlı bir gazete olarak Türkiye'nin Batılılaşma sürecinin en önemli parçalarından biri olarak AB üyeliğini görüyoruz. Biz AB sürecini desteklemeye ve bu sürece inanmaya devam edeceğiz. Tabii Türkiye'nin onurunu, duruşunu koruyarak. Bana göre yakın zamanda görünen tek önemli gerginlik Cumhurbaşkanlığı seçimi. Sabah orada da halkın ve parlamentonun tercihlerine saygılı tavrını sürdürecektir. Bu gerginliğin yaratıcısı veya bir parçası olmak niyetinde değiliz.