BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  DÜNYA

AK PARTİ’li Soylu’dan açıklamalar

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, AK Parti’yi sadece bir siyasal parti olarak görme ve düşünmenin yanıltıcı ve aldatıcı olaca...

Abone ol

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, AK Parti’yi sadece bir siyasal parti olarak görme ve düşünmenin yanıltıcı ve aldatıcı olacağını söyledi.
Atatürk Kültür Merkezinde düzenlenen programa katılan Soylu, yaptığı uzun konuşmada AK Parti’nin 10 yılda destansı hizmetler yapıldığını belirterek, siyasetin para, pul, mevki, makam için yapılmadığını yaratılmışların en şereflisi olan insana hizmet etmek için yapıldığını ve siyasetin ideal hedefinin de bu olduğunu söyledi.
“AK Parti’yi sadece bir siyasal parti olarak görmek ve düşünmek yanıltıcı ve aldatıcı olur” tespitinde bulunan Soylu, “Bir büyük iddianın, bir büyük medeniyetin, bir büyük geleceğin inşasını ve imarını ortaya koymaya çalışan bir anlayışın içerisindeyiz hepimiz” dedi.
Türkiye’nin 10 yıldır dışardan izleyenlerin bile hayal edemediği bir noktaya geldiğine vurgu yapan Soylu, “Bunu kimse sizin cebinize koymadı. Bunu sizler gerçekleştirdiniz. İktidara gelemezsiniz diye telkinlerde bulunanlara milletimiz aldırmadı. Dik durdu. Adnan Menderes’in fotoğrafını göstererek sonunuz bunun gibi olur diye tehdit ederken yine onlara aldırmadınız. Dik durdunuz, yine mücadele ettiniz.” ifadelerini kullandı.
Bugün güçlü bir Türkiye ve bu Türkiye’nin başında güçlü bir Başbakan olduğunu belirten Soylu, “Balkanların, Orta Doğu’nun, Orta Asya’nın, Kafkasya’nın ve etrafımızda ve dünyada bugün mazlumluk çeken kendi derdini anlatamayan kendi ülkemizin insanlarının içerisinde dünyanın her noktasında olan herkesin bugün Türkiye’nin güçlenmesinden, Türkiye’nin büyümesinden, ülkemizin özgürleşmesinden, sivilleşmesinden, zenginleşmesinden, demokratikleşmesinden, bir şekilde kendine ait gelecek payı çıkaracak bir tablo ile karşı karşıyasınız.” diye konuştu.

“ÇÖZÜM SÜRECİ TÜRKİYE’NİN YENİ YAPISAL REFORMUDUR”
Türkiye’de 1923 yılında kişi başına gelir seviyesinin 46 dolardan, 1970 yılında 400 dolara çıktığını, bugün ise 10 bin 500 dolara çıktığını belirten Soylu, 2023 vizyonunda ise bunun 25 bin dolar olarak hedeflendiğini ifade etti. Türkiye’nin bunu yaparken bir taraftan da 2023, 2053 ve 2071 vizyonunu oluşturma yolunda yapısal reformlarına devam ettiğini kaydeden Soylu, şunları söyledi:
“Büyükşehir yasası Türkiye’nin yeni yapısal reformudur, kentsel dönüşüm, 4+4+4 Türkiye’nin yeni yapısal reformudur, yeni anayasa Türkiye’nin yeni yapısal reformudur, başkanlık sistemi Türkiye’nin yeni yapısal reformudur ve çözüm süreci Türkiye’nin yeni yapısal reformudur. Artık yarına ait heyecanımızı hep birlikte gerçekleştireceğimiz ve bir arada, birlikte olabileceğimiz, yepyeni bir süreci ortaya koyabileceğimiz bir Türkiye’ye adım atmak için bu yapısal reformların tamamını geleceğe taşımakla mükellefiz.”
Türkiye’nin çözüm süreci ile birlikte asrın adımını da attığını belirten Soylu, “Türkiye çözüm süreci ile beraber kendisi üzerine uygulanan mühendislik planlarının tamamını sonlandırmaya çalışmaktadır. Çözüm süreci budur. Çözüm süreci bizim kimliğimizdir. Çözüm süreci bizim anlayışımızdır, bizim geleneğimizdir, milli benliğimizdir, insanlığımızın gereğidir, herkesin bir arada ve eşit vatandaş olduğu, kimsenin diline, rengine, siyasi anlayışına, inancına, mezhebine, inanç farkına bakmadan herkesi kucaklamaktır. Biz buyuz zaten. Biz herkesi kucaklamakla mükellefiz” dedi.

“ÖNÜMÜZDEKİ 3 KRİTİK SEÇİMİN EN ÖNEMLİSİ YEREL SEÇİMLERDİR”
Türkiye’nin önünde üç kritik seçim olduğunu ve bunlardan ilki olan Mart yerel seçimlerinin olduğunu ifade eden Soylu, “Önemli bir döneme doğru adım atıyoruz. Çok önemli bir seçime doğru gidiyoruz. Siyasetçiler için her seçim önemlidir ama bu topraklarda ayak bastığımız günlerden başlayarak en kritik dönemi ve en kritik seçimi önümüzdeki iki yıl içerisinde karşılayacağız. Hazırız buna. Ben 5,5 ayda toplam 75 vilayet gezdim şuana kadar. Bu fırsatı bu millet ilk kez yakaladı. Milli iradenin bir şekilde bundan sonra geri dönmeyecek şekilde tecelli etmesi fırsatını bu millet ilk defa yakaladı” diye konuştu.
Seçimlerin ‘dönüşüm’ ve ‘sonuç’ seçimi olarak ikiye ayrıldığını kaydeden Soylu, dönüşüm seçimleri içerisinde 1950, 1983 seçimleri ve 12 Eylül 2010 referandumunu dahil ederek, “2002 seçimi de hem 14 Mayıs 1950’den hem de 6 Kasım 1983’den etkileri, sonuçları ve süreci itibariyle daha büyük bir dönüşümün yapısal ve Türkiye’yi geleceğe taşıyacak bir büyük dönüşümün seçimidir. 12 Eylül 2010 referandumu büyük bir dönüşüm seçimidir. Artık millet 780 bin kilometrekarelik Türkiye haritasına imzasını basmış, ondan sonra bu işin önemli bir paydaşı da benim demiştir. Önümüzdeki Mart mahalli seçimleri bütün bu en önemli seçimlerinden kat be kat daha önemlidir. Bu sadece bir yerel seçim değildir. Sadece bir Belediye Meclisi üyesi seçimine, sadece ‘Aman Gümüşhane Belediye Başkanlığına bizim olsun’ seçimi değildir bu seçim. Bunu böyle bir gün hesabı üzerinden yapmamalıyız. Bu seçim üç set seçimin en önemli kapılarından bir tanesidir” ifadelerini kullandı.

“ANADOLU’DA MİLLET DİREKT OLARAK KENDİ DEVLET BAŞKANINI HİÇ SEÇEMEMİŞTİR”
Anadolu coğrafyasında milletin direkt olarak kendi devlet başkanını hiç seçmediğinin altını çizen Soylu, şöyle konuştu:
“Selçuklular ve Osmanlılar da dahil olmak üzere. Geniş bir millet iradesinde ilk kez bir Cumhurbaşkanı seçilecek. Benim bütün idealim bu. Bu ülkede bu ülkenin adamlarının bir kez daha, bundan sonra devamlı olarak halkın seçeceği Cumhurbaşkanlığı seçimi. O zaman bu ülkede egemenlik kayıtsız şartsız milletin olacaktır.”

DOZER VE ZABITA BENZETMESİ
İktidarı sürecince yaptıklarını ve Türkiye’nin bugün geldiği durumu 3 katlı bir eve benzeten Soylu, evin bir katı ile çatısının kaldığını belirterek, buna karşın ‘dışarda da bir dozer, elinde balyozu olan zabıtalar var’ tespitinde bulundu ve şunları söyledi:
“Bekliyorlar aman bir rehavet olsun. Bekliyorlar, aman ülkede veya dünyada bir sıkıntı olsun dozerle beraber o milletin kurduğu huzur, müreffeh, saadet yuvasını bunların tekrar başına geçirelim. Tekrar iktidar olsunlar ama muktedir olamasınlar. Tekrar onları istediğimiz gibi idare edelim, tekrar onları çalıştıralım ama faizleri kendi cebimizde biriktirelim diye bir büyük çabanın, bir büyük heyecanının içindeler. Gelecek nesillere ait ve geçmiş nesillerin bize bıraktığı emanetlerle birlikte sorumluluğumuz daha yüksektir. Dünden daha yüksektir. Eğer bu seviyeye gelmemiş olsaydık bunu bir hamaset nutuğu olarak hepimiz yapabilirdik. Ama bir rasyonelite ile bir reel durumla bir gerçek durumla bir gerçek tabloyla hep beraber karşı karşıyayız. Dün bir çalışmışsak 2014 Mart’ına kadar beş çalışmalıyız. Ev ev, kapı kapı. Siyaset insana dokunmaktır. Siyaset nefsini bir şekilde ayaklarının altına alıp, belki de hiçbir şekilde gitmeyeceğin insana ‘ne olursun bu ülkenin geleceği için, yarınları için, geçmişinde yaşanan bir takım sıkıntılara tekrar düşmemek için, hadi bakalım bu büyük mücadele içerisinde sende ol, bize oy ver’ diye oy istemek ve herkese gitmek zorundayız. Herkese bu bir seçim değildir, bu bir Türkiye geleceğinin tercihidir diye bu hepimizin geleceğinin tercihidir diye gitmek zorunda olduğumuz bir seçimdir. Çok çalışmak ve çok gayret göstermek zorundayız.”

“ALDILAR ÖZAL’I, MENDERES’İ AMA BU SEFER MİLLET İNAT ETTİ ADAMINI VERMİYOR”
Genel Başkan Yardımcısı Soylu, 2014 Mart’tan sonra Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı seçimi olduğunu belirterek, “Aldılar milletin adamlarını rahmetli Menderes’i de, rahmetli Özal’ı da. Millet bu sefer inat etti adamını vermiyor. İşte o adamını en güçlü yerine çıkarıp yeniden millet iradesini taçlandırmak gerekir. O bizim sorumluluğumuzdur. Herkes bizden bu sorumluluğu beklemektedir. Onun için bu işin birtek iksiri vardır. O iksirde çalışmak, çalışmak, hasbi bir şekilde çalışmak ve gayret göstermek, millete biz size hizmet etmek istiyoruz ve Türkiye’nin geleceğini aydınlık, parlak, güçlü ve Türkiye’yi bölgesinde lider, güçlü küresel bir aktör haline getirmek istiyoruz. Sakın millete yaptığımız hizmetleri biz size şunu yaptık, bunu yaptık diye anlatmayalım. Ama şunu söyleyelim, biz emrinizde daha fazla hizmet etmek istiyoruz, hizmete talibiz. Yaptıklarımız elbetteki yapacaklarımızın teminatı olacaktır. Ama biz milletin hizmetine talibiz” dedi.
(İHA)