BIST 10.046
DOLAR 32,28
EURO 34,64
ALTIN 2.416,57
HABER /  MEDYA

AK Parti'de Davutoğlu'nun gidişine onlar mı üzüldü?

Sabah yazarı Hilal Kaplan, Etyen Mahçupyan'ın Davutoğlu'nun gidişine üzülenlerin AK Parti'lilerin eğitimli kesimi olduğu iddiasına tepki gösterdi.

Abone ol

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun gidişi konuşulmaya devam ediyor. Davutoğlu’nun vedasıyla ilgili en ilginç değerlendirmelerden birisi de Davutoğlu'nun fahri danışmanı Etyen Mahçupyan'dan geldi.

DAVUTOĞLU'NUN GİDİŞİNE ÜZÜLENLER

Yazar, 8 Mayıs tarihli yazısında Davutoğlu'nun gidişine üzülenleri "Çoğunlukla iyi eğitimli, kentli, orta üst sınıf, yeni kuşak, küresel niteliklere haiz muhafazakarlar. Toplam nüfusun en fazla yüzde 5’i, pek pek 7-8’i…" diye açıkladı.

İşte bu görüş yeni bir polemiğin fitilini ateşledi. Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan, "AK Parti'nin elitleri" başlıklı köşesinde Mahçupyan'a yanıt verdi.

AYRIMA TEPKİ

Bu ayrımın AK Parti'de karşılığı olmadığını savunan Kaplan, yazısında "Bu durumda evrenseli değil millî olanı, küresel değil yerli olanı önceleyen, az eğitimli, köylü, alt sınıf olan 'Hasolar, Memolar' Erdoğan'a daha yakınlar, geri kalanlar Davutoğlu'na... " ifadelerine yer verdi.

Erdoğan'ın "İşçinin hakkını yemeyin" ve "İşverenleri şeytanlaştırmayın" sözlerini köşesine taşıyan yazar, AK Parti'yi "yerel ve millî dinamikler üzerinde yükselerek evrensel ve küresel olana el uzatan bir parti" olarak tanımladı.

"ELİTİZM NEYSE Kİ ŞU ANDA YOK"

'Biz daha iyisini biliriz' üstenciliğiyle millete balans ayarı vermeye çalışan bir jakobenizmin AK Parti'de yerinin olmaması gerektiğini ortaya koyan Kaplan, yazısını böyle tamamlıyor:

"Evet, AK Parti zaman içerisinde kendi elit sınıfını oluşturdu, oluşturuyor. Ancak bu elit sınıfın elitizm taslayarak taban ile tavanın arasını açmasına izin verilirse, karşımıza çıkacak olan bir hüsran tablosudur. Çünkü elitizmin, her koşulda yozlaşmadan başka bir sonuç getirmeyeceği tarihi tecrübelerle sabittir.

Şayet bu elitist ve jakoben tavır galip olursa, halkla teması olan insanlar dışlanır, merkeze 'en okumuş benim, benden iyi mi bileceksin' diyen kerameti kendinden menkuller yerleşir. Liderin etrafı da üç-beş kişiden müteşekkil elit milislerle çevrelenir ve partiyle de halkla da temas erozyona uğratılır. Yönetememe sorunu da tam bu noktadan baş gösterir. Böyle bir tehlike, neyse ki şu anda yok..."