BIST 9.974
DOLAR 32,41
EURO 34,82
ALTIN 2.433,37
HABER /  MEDYA

AK Parti nerede hata yaptı?

Vatan Gazetesi yazarı Hüseyin Yayman, yaşanan süreçte AK Parti'nin yanlışlarını yazdı...

Abone ol

İNTERNETHABER- Cemaat-AK Parti savaşının fitilini ateşleyen kritik olaylara karşı AK Parti strateji hatası mı yaptı? Geldiğimiz noktada AK Parti'nin geçmişe yönelik hataları neydi? Vatan Gazetesi'nden Hüseyin Yayman hükümetin yanlışlarını madde madde yazdı.

Hüseyin Yayman'a göre hükümetin en büyük hatalarından biri devlet kadrolarında "dindarlık zaafı" yaşaması oldu. Kadrolarda "cemaatten olma kriteri" tercih edildi ama bu hata sonradan anlaşıldı. Bülent Arınç'ın "biz çok safmışız" sözleri de Yayman'ın iddiasına göre buna işaret ediyor. 

İşte Hüseyin Yayman'ın vurguladığı Hükümetin hataları: 

1. Yeni Türkiye krizi: 2010 referandumuyla vesayet tartışmalarını sonlandıran hükümetin önünde yeni bir dönem açıldı. İlk iki dönem bir anlamda restorasyon dönemiydi. Artık yeni bir dönemin başlaması gerekiyordu. Hükümet, ‘yeni Türkiye’yi, eski alet çantasıyla kurmaya çalışınca sorun çıktı. 


2. Araçsal ittifak sorunu: Hükümet on bir yıl boyunca hemen her alanda cemaatle koalisyon kurup rakiplerini geriletti. Başta güvenlik bürokrasisi olmak üzere en kritik yerleri cemaate teslim etti. Taraflar arasında ilkesel duruş yerine, araçsal bir faydacılık hakim oldu.

3. Dindarlık zaafı: Hükümetin bürokratik tercihlerinde temel referans ‘dindarlık/muhafazakarlık’tı. Bu noktada liyakat/kariyer ilkesi yerine ‘cemaatten olma kriteri’ tercih nedeni oldu. Bülent Arınç yaşananları ‘çok safmışız’ şeklinde en yalın biçimiyle ifade etti.

4. Erdoğan gerçekle yüzleşmedi: Mavi Marmara olayı bir yana, 7 Şubat krizi aslında çatışmanın derinliğini görmek bakımından önemliydi. Ancak hükümette ‘dindarlardan zarar gelmez’ psikolojisi hakimdi. Hükümette pekçok insan hala gerçekle yüzleşmek istemiyor. Gelinen noktada ‘cemaatle hükümetin aynı dağın yeli olmadığı’ anlaşıldı.

5. Devlet formu krizi: Yeni Türkiye tarışmalarıyla bağlantılı olarak hükümet, sistemi değiştirmek yerine, personeli değiştirmekle sorunu çözeceğini ve sistemi değiştireceğini düşündü. YÖK, MGK, Anayasa Mahkemesi, HSYK’ya kendi atama yaptığında ‘düzen sorununun’ çözüleceğini düşündü ve tabiki yanıldı.

6. Erken iktidar sorunu: 2009 yerel seçimleriyle ortaya çıkan ‘özgüven zehirlenmesi’ problemi zaman içinde terapi edilmek yerine daha da derinleşti. Her krizde parti biraz daha içe kapandı. Karar alma süreçlerinde kurmay kadronun kolektif aklı ihmal edildi. Hükümet ‘ötekisini kaybetti’ ve devletin diliyle konuşmaya başladı.