Türkiye'nin özellikle Ortadoğu'da artan etkinliği ABD'nin senaryolarına da yansıdı. İşte Türkiye için öngörülen tablolar...
Abone olAmerika'daki New York Üniversitesi Küresel İlişkiler Merkezi, Türkiye'yi 2020 yılında nasıl bir siyasi ve ekonomik gelecek beklediğini ele alan araştırma yaptı ve 3 ayrı siyasi senaryo çizdi.
Amerika'nın Sesi Radyosu, Türkiye'nin siyasi geleceği konusunda yeni bir araştırma New York Üniversitesi tarafından yapıldığını bildirirken, üniversiteye bağlı Küresel İlişkiler Merkezi'nin (CGA), Türkiye'yi 2020 yılında nasıl bir siyasi ve ekonomik gelecek beklediği üzerinde çalıştığını aktardı. 'CGA Senaryoları Girişimi' olarak bilinen ve New York Carnegie Vakfı tarafından desteklenen 250 bin dolarlık proje kapsamında siyasi senaryoları çizilen ülkeler arasında Çin ve Rusya yer aldı. Türkiye ile ilgili araştırmanın da önümüzdeki 2-3 ay içinde yayınlanmasının beklendiği vurgulandı.
Araştırmaya katılan uzmanlar çeşitli akademik disiplinlerden ve farklı milletlerden seçildi. Girişimin amacı; Amerikan dış politikasını, Amerikalı yetkililerin söz konusu ülke ile ilgili bakış açılarını geliştirmek suretiyle daha iyi hale getirebilmek olarak açıklandı. Araştırmanın başında bulunan NYU Küresel İlişkiler Merkezi Direktörü Prof. Michael Oppenheimer, Washington'daki Amerikan Alman Marshall Vakfı tarafından düzenlenen Türkiye- Avrupa Birliği konulu toplantıda 'Türkiye 2020' başlıklı araştırmaya dair açıklamalarda bulundu. Prof. Oppenheimer şu ana kadar üzerinde çalıştıkları ülkeler arasında Türkiye'nin en zorlu konu olduğunu ve olası senaryolar üzerinde akademisyenler arasında görüş birliğine varılmasının uzun süreceğini söyledi.
BİRİNCİ SENARYO
Araştırmada, kaba hatlarıyla da olsa Türkiye için 10 yıl sonrası için üç temel senaryo çizildiği belirtildi. Bu senaryolardan birinde Türkiye'nin liberal olmayan İslamcı ülke haline geleceği olasılığı üzerinde duruldu. Bu senaryoya göre Türkiye'de siyasete AK Parti hakim olacak, sivil özgürlükler ve basın özgürlüğü göz ardı edilecek. AK partinin gizli gündemi su yüzüne çıkacak ve AB üyelik ihtimalinin iç politikaya etkisi olmayacak. Türkiye'de siyaseti iç dinamikler belirleyecek.
İKİNCİ SENARYO
İkinci senaryo ise liberal olmayan bir laiklik anlayışı üzerine kurulu. Bu senaryoda da siyasi irade radikal laiklik yanlıları, asker ve elitin hakimiyetinde. Hükümet CHP ve MHP koalisyonundan oluşuyor, AK parti siyasi sahneden soyutlanıyor ve Türkiye'de aşırı milliyetçi duygular yükselişe geçiyor. Laik senaryoya göre de AB üyeliği ihtimali iç politikada olumlu bir rol oynamıyor.
SON SENARYO
CGA tarafından üretilen son senaryo ise Türkiye'yi çoğulcu bir demokrasinin beklediği üzerine kurulu. Bu sonuncu senaryoya göre Türk demokrasisi güçleniyor, partiler arası üst düzey bir rekabet görülüyor. CHP kendini yeniliyor. Sivil toplum aktif ve AB üyeliği ihtimali az da olsa olumlu bir dış etken olarak belirtiliyor.
AB ÜYELİĞİ GERÇEKLEŞEMEYECEK
Prof. Oppenheimer 2020 yılına kadar Türkiye'nin AB üyeliğinin gerçekleşmeyeceği, dolayısıyla Avrupa Birliği'nin Türk iç politikasında etkili bir rol oynamadığını savundu. Oppenheimer Türkiye'nin bölgesinde etkili, ekonomisi güçlü bir ülke olarak AB üyeliğine harcadığı çabanın da sonucuna değmeyecek nitelikte olduğu görüşünü savundu.
Aynı toplantıda konuşan Princeton Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim üyesi Mario Zucconi, Avrupa Birliği üyelik perspektifinin Türkiye'nin iç ve dış politikasında hayati rol oynadığına inandığını söyledi. Zucconi, Türkiye'nin bölgesinde lider bir ülke olabilmesinde bile, bölge ülkelerinin Türkiye'nin AB'ye bir gün üye olacağına inanmasının yattığını vurguladı.
Zucconi, Türkiye'nin üyeliğinin sonuçlanabilmesi için AB liderlerinin Türkiye'nin Avrupa için ne kadar önemli olduğuna inanması ve bu konuda Avrupa halkına liderlik yapması gerektiğini sözlerine ekledi.