BIST 10.173
DOLAR 32,28
EURO 34,94
ALTIN 2.446,27
HABER /  GÜNCEL

AB yolunda gergin saatler

Rumlar bazı konularda şart koşunda Bakan Gül'ün ilk tepkisi 'gelimyoruz' oldu. İşte o gergin saatler...

Abone ol

Rumlar bazı konularda şart koşunda Bakan Gül'ün ilk tepkisi 'gelimyoruz' oldu. İşte o gergin saatleri Milliyet'ten Taha Akyol kaleme aldı.

-----------
Yazar: Taha Akyol
Kaynak: Milliyet

AB yolunda sinir savaşı

LÜKSEMBURG

DIŞİŞLERİ Bakanı Abdullah Gül, hem Ortaklık Konseyi'nde hem Hükümetlerarası Konferans'ta Avrupalı meslektaşlarına sitem ediyor:
- Bu toplantıyı bugün saat 16.30'da yapacaktık. Şimdi saat 22.00'yi geçiyor! Türkiye söz konusu olduğunda daima bir 'son dakika engeli' çıkıyor ve onu çözmek için saatler süren bir çaba, gergin bir süreç yaşanıyor. Böyle devam edemeyiz!
Gerçekten 17 Aralık'ta da, 3 Ekim'de de böyle oldu ve bu "son dakika engellemeleri" başka hiçbir ülkeye yapılmadı, Türkiye'ye ise sürekli yapılıyor.
Gül devam ediyor:
- Kabul edilmiş prosedüre göre bu toplantının konusu, 'bilim ve araştırma' alanında müzakerelerin açılması ve tamamlanmasıdır. Kıbrıs sorununun bununla ne ilgisi var? Kıbrıs sorununun çözüm yeri Birleşmiş Milletler'dir. Her faslı açıp kaparken böyle yapılırsa, AB kendi ilkelerini hiçe saymış olur! Kaldı ki referandumda evet dedikleri için Kıbrıs Türklerine Avrupa Birliği'nin taahhütleri vardır ve bunları yerine getirmediniz.
Bilen diplomatlar Gül'ün ifadelerinin sert olduğunu belirttiler.

Rum oyunları
Gerçekten, 'tutum belgeleri' onaylandıktan sonra hiçbir sorun çıkmaması lazımdı. Rum itirazlarını AB'nin kendi içinde cuma gecesine kadar çözmesi gerekirdi. Ama yapmadılar, yapamadılar. Rumlar pazartesi günü saat 16.30'a kadar engelleme yaptılar. Türkiye'ye üç şart koşuyorlardı:

Tanıma: Yani Türkiye, Rum Yönetimi'ni devlet olarak tanıyacak!
Yükümlülükler: Yani Türkiye, en kısa zamanda liman ve havaalanlarını Rumlara açacak.
Normalleşme: Türk-Rum ilişkileri normal devletlerin ilişkileri gibi olacak, yani büyükelçilikler açılacak vs.
Gül, iki kelime ile cevap verdi: "Reddediyoruz, gelmiyoruz!"
Gerçekten, AB'nin bu Rum taleplerini Ankara'ya iletmesi bile skandaldır!
Esenboğa Havalimanı'nda uçağımızın saat 11.00'de kalkması planlanmıştı. Bu yoğun sinir savaşı ve diplomasi harbi yüzünden saat 17.30'da kalktık. Bakan Gül uçakta, bu yapılanlara kızgınlığını açıkça ifade etti.
Türkiye "gelmiyorum" deyince Rumlar üzerindeki baskılar büsbütün artıyor. Bilhassa dönem başkanı Avusturya Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik çok gayret ediyor.
Türkiye gitmezse, AB'nin bütün itibarı sıfırlanacak. Nihayet, Rumların üç talebinin üçünü de dışlayan yeni bir metin geliyor. AB'nin 21 Eylül 2005'te yayımladığı "Karşı Deklarasyon"a atıfta bulunan bir metin. Gül, Hırvatistan'daki Başbakan Erdoğan'la istişare ederek 'evet' cevabını veriyor ve Lüksemburg'a geliyoruz.
Gül, tepkisini, yukarıya aldığım sözleriyle AB bakanlarına da iletiyor.

Bundan sonra?
Türkiye'nin önünde iki ihtimal var:

Rumlar hep böyle yapacak... Bazen öteki Avrupa devletleri de bu kadar sağlam durmayabilir. Bu iş zor!
Rumlar, ilgisiz konulara Kıbrıs konusunu sokamayacaklarını bu olayda gördüler; Türkiye'nin eli kuvvetlendi!
Uçakta Gül diyor ki:
- Bu böyle zorlu bir süreç. Biz Türkiye'de reform sürecini güçlü, kuvvetli hale getirerek hem kendi elimizi hem AB'deki dostlarımızın elini güçlendirerek, azimle yürüyeceğiz.
Rest çeksek daha iyi olmaz mı? Gül'ün cevabı:
- 17 Aralık veya 3 Ekim'de rest çekip gelseydik, yüz binler bizi milli kahraman gibi karşılardı. Ama ne kadar doğru yaptığımızın tanığı şimdi ekonomidir, Türkiye'de gelişen demokrasidir. Türkiye'nin milli menfaatlerini akılcı yollarla savunmaya devam edeceğiz.
Fikir hürriyetine açıkça aykırı davalar? Çeteler? Gül, bu tür konularda daha önce yaptığı açıklamaları hatırlatıyor. Uzun izahatından şu sözlerini not ediyorum:
- O zaman, uluslararası platformlarda bizi savunan en yakın dostlarımızı bile susmuş, sinmiş görüyoruz.
Daha önce de yine böyle bir olay için Gül, "Kendi ayağımıza kurşun sıktık" demişti. Mesele çağı algılama meselesi. Gül haklı... Nelerin Türkiye'nin yararına veya zararına olduğunu iyi bilmeliyiz.
Netice, haksızlıklara karşı kavga ede ede AB yoluna devam!